STAY -43-

549 39 74
                                    

Biz geldik.

Yorum ve vote atmayı unutmayın. İyi okumalar!














Bardaydık ve rom kola kokteylimi pipetle karıştırmaktan başka bir şey yapmıyordum. Dylan beni götünün kenarına bile takmıyordu artık. Ağlayarak kendini çekmiş olmalıydı bu kadar kinlenmesi için.

Aklıma geldiğinde ne kadar şuan üzgün olsam bile gülmeye başladım. Göt etmiştim.

Bizimkilerden ses gelince o tarafa döndüm. Dylan daha önce hiç görmediğim Fransız bir erkekle konuşuyordu. Sarışın çocukta üzgünce gözlerimi gezdirmeme engel olamadım.

Ardından bizimkilerin hayvan gibi bir çocuğa beni işaret ettiğini gördüğümde Dylan'ın da bakışları oraya döndü. Ardından çocuk bizimkilere gülümseyip yanıma yürümeye başladı.

Yanımdaki boş bar taburesine çıkıp oturduğunda ona bakmaya başladım. "Merhaba." dediğinde İngiliz aksanı ile dudaklarım kıvrıldı.

"Merhaba." Bana yaklaştı biraz.

"Aynı kandanız, ha?" Güldüm. Ailem dışında İngiliz aksanı olan birilerini bulmak hoşuma gitmişti. "İsmim David."

"Ben de Thomas." dediğimde başını salladı, gözlerini kıstı hafif.

"Arkadaşlarına seni çok beğendimi söyledim." diye direkt konuya girdiğinde kaşlarım havalandı ve gözlerim istemsizce arkaya kaydı. Bizimkiler ne yaşandıysa aynısı Dylan'a anlatıyorlardı çünkü Dylan'ın suratındaki delirmek üzereyim ifadesini görebiliyordum. "Onlar da senin gay olduğunu söyledi." Tekrar çocuğa döndüm.

"Evet öyle..."

"Öyle ama fazlaca benim erkek arkadaşım." diye Dylan kolunu omzuma atarak yanıma geldiğinde gözlerimi şokla kırpıştırarak ona döndüm. "Ne duruyorsun hâlâ? İkilesene." dedi dişlerini sıka sıka. Çocuk ayağa kalktı.

"Düzgünce konuşmak ne demek bilmiyor musun sen?" Gözlerim şokla genişledi. İki erkek ilk kez benim için kavga ediyordu.

"Bilmiyorum, ne yapacaksın?" diye Dylan kolunu omzumdan çekip ona diklendiğinde derin bir nefes aldım ve gözlerimi kapalı tuttum bir süre.

"Belki de egoist yüzünü dağıtmalıyım."

"Lütfen dene." Çocuk yumruğunu kaldırdığında Dylan izin vermeyerek kafasını burnuna gömdü ve şokla ayağa kalktım.

"Dylan!" Kolundan tutup onu geriye ittim ve burnunu tutarak yere düşmüş çocuğa eğildim. "Çok özür dilerim, iyi misi..." Yumruğu yüzüme indiğinde afalladım ve yere düştüm.

"Şimdi sıçtım ağzına..." diyip yerden kalktığım gibi yumruğu yüzüne geçirdiğimde üstüne düştüm. Kendimi toparlayıp üstüne çıktım ve yumruğunu havaya kaldırmıştım ki Dylan kaldırdı beni çocuğun üstünden. Ama bırakmadı gelen korumayı görünce

"Ne oluyor burada?" Yerdeki çocuk ultra burnu kanarken korumaya bizi işaret etti.

"Bu ikisi birleşip bana saldırdı." dediğinde adam bize döndü.

"Hadi sizi dışarı çıkaralım." Adam kolunu bana attığında Dylan kendine çekti beni.

"Tamam çıkarız biz." Dylan'a inanmış olacak ki geri çekildiğinde Dylan geri döndü adamların kaldırdığı çocuğa. "Çok özür dilerim, cidden." diye beni bırakıp çocuğa yaklaştığında derin bir nefes aldım oyunculuğuyla. "Ama sen hangi hakla benim sevgilime vuruyorsun amına koyiyim?!" diye bağırarak tekrar çocuğun üstüne atladığında gözlerimi kapatarak ofladım seslice.

sometimes all I think about is you [bxb] •dylmas [Tamamlandı]Where stories live. Discover now