ÖZENLİ OYALAMA

419 34 0
                                    

Müzik sesleri, yanıp sönen ışıklar ve hayatımdan bu denli uzak olan insanların bir arada olması, dans etmesi gözlerimi fazlasıyla boyuyordu.
Onların arasına karışalı yaklaşık bir saat oluyordu ve Afra'nın yanından ayrılmıştım. Sina ve o başka bir masada takılıyorlardı ve ben o masada her an Zafir gelecek korkusuyla çok dayanamamıştım.

İçtiğim kadehleri artık saymayı bırakmıştım. Elimdeki kadehle birlikte pistte dans edenlerin arasına karışmıştım ve hiç durmadan dans ediyordum. Remix şarkıların ritimlerine kapılmış gidiyorken bacaklarımın titrediğini hissettiğimde buna bir son vermem gerektiğini anlamıştım.
Kadehimdeki içeceği içtim ve kenara çekilerek kalabalıktan sıyrıldım. Hemen sonra yeni bir şey sipariş etmek için bara yaklaştığımda gözlerim Afra'ların olduğu masayı da yoklama gereği duymuştu. Zafir oradaydı. Gözlerini üzerime dikmiş kalabalığın içinden yalnızca beni seyrediyorken onu fark etmemiş gibi yapmak istedim. Önüme dönüp barmenin uzattığı yeni kadehi aldım ve dolu olan diğer masalara baktım.
Kendime bir yer bakınıyor gibiydim. Oyun oynanan birkaç masada göz gezdirdim ve boş görünen bir masaya doğru ilerledim. Masadakiler beni görür görmez bir şey demeden karşılarındaki sandalyeye oturmuştum.

"Eksik var sanırım?"

Karşımdaki çocuklardan biri gülümseyerek kadeh kaldırdı. "Artık tam olduk."

Ne oynadıklarına dair bir fikrim yoktu ama yanımdaki kız öne atılarak masanın üzerindeki şişeyi kaldırdı. "Ya öpersin ya da çıkarırsın." dedi. Sanırım oyunu açıklamak için bunu demişti ama pek de açıklayıcı olmamıştı.

"Neyi çıkarıyoruz?" Oldukça boş olan soruma karşılık aldığım cevap "Üzerindekini." olmuştu. Bakışlarım üzerimdeki kıyafetlere döndü. Dans ederken sıcak olduğu için zaten üzerimdeki ceketi çıkarmıştım. Yalnızca basit kumaş bir elbisem vardı. Yüzümü ekşittim. Yanlış masa oyununa katılmıştım.

Dönen şişe evrene yolladığım negatif enerjileri hissetmiş olmalı ki ben ve karşımdaki çocukta durduğunda çocuk genişçe sırıtmıştı. Muhtemelen üzerimdekini çıkarmak istemeyeceğimi ve onu öpeceğimi düşünüyordu. Masadaki çoğu kişinin kafayı çoktan bulduğu kesindi, kim böyle bir oyunu oynamak isterdi ki?

"Gel güzelim, dudaklarıma merhaba de."

Sarhoştum. Aksini iddia edemezdim çünkü bu gece hiç olmadığı kadar çizgimden sapmıştım. Saatlerce dans ettiğimi düşünecek olursak kesinlikle kendimi kaybetmiş olmalıydım ama yine de karşımda duran bu çocuğu öpmeye hazır değildim.

Yüzümü ekşittim. "Seni öpmeyi kabul ettiğimi söylemedim."

Masadakilerden yoğun bir tezahürat yükseldiğinde arada gülerek beni destekleyenler de vardı. "Soyun, soyun, soyun!"

Elbisemi çıkarmak da istemiyordum. Şimdi masadan kalkıp gitsem beni zorla oyunda tutacak değillerdi ya!

"Madem öyle, o halde üzerindekini çıkarmana yardım edebilirim güzellik."

Karşımdaki çocuğun çıkışı masadakileri yeniden çoştururken kendimi ahlaksız bir teklif almış gibi hissetmiştim. Gözlerime bakan alaylı bakışlarına karşılık kaçarak önüme döndüm.

"Sen yolunu kaybettin galiba?"

Masaya katılan yeni sesle birlikte herkes masanın başındaki bedene döndü. Zafir Ural. Doğruca gözlerime bakıyorken benimle karşımdaki çocuk arasında gidip gelen bakışları konuşulanları duyduğuna bir işaretti. Dişlerini sıkmış, çenesini ortaya çıkarmışken sinirli olduğunu ben dahil masadaki herkes görüyordu.

"Ben mi? Yoo." dedim bana bakan bakışlarına karşılık. Herhangi bir yol yoktu ki kaybedeyim.

"Kalk Havin."

UĞUR GETİRMEYEN BÖCEKLERWhere stories live. Discover now