BEDEL

367 28 2
                                    

Kendime sürekli cephe almış gibi hissettiğim insanların yanında bulunurken onların bütün hareketlerini izlemeye çalışıyordum. Belki bana ipucu sağlayacak şeyler olur diye umsam da söz konusu Hazal olduğunda onunla konuşmadan bunu elde edemeyeceğimi biliyordum.
Karşımda neşeli bir şekilde gidip gelirken kendine hazırladığı tostu makinenin içerisinden çıkardı ve bana gösterdi. "İstemediğine emin misin?" Şu an tam da şey modundaydım; ben, hoşlandığım çocuk ve ondan hoşlanan kız biz kocaman bir aileyiz.

"Böyle iyiyim, teşekkür ederim."

Zafir yukarıda üzerini giyiniyordu ve bu küçük arada Hazal'dan bir şey öğrenme umuduyla onunla yalnız kalmaya göz yummuştum. Bunu bir an önce yapmazsam Zafir gelecek ve biz okula gidecektik. Bu yüzden bir şekilde konuya girmeye çalıştım.

"Sina senin için kalacak bir yer ayarlayabildi mi?"

Başını salladı. "Siz gittikten sonra çıkacağım ben de." Yüzündeki sevimsizliğe rağmen kocaman gülümsemişti. Gidecek olmasına ben de sevinmiştim. Bu kıskançlık halis miydi acaba?

"Önder çoğu kez çizgiyi aşıyor olmalı."

Başını salladı. "Öyle. En dazavantajlı halka olarak da beni görüyor, neredeyse sürekli tehdit ediliyorum. Tabi benim yanımda duran bir Zafir de olmadığı için kendimi sürekli onu ararken buluyorum."

Bana laf sokmaya çalışmasını görmezden gelerek sahte bir tebessüm sundum. Sonrasında sanki bunu yeni hatırlıyormuş gibi yüz ifadem değişti ve merakla önümdeki masaya doğru eğildim. "Geçen gece de mi Önder yüzünden çağırmıştın Zafir'i?" Odaklanmam gereken bir olay ve ondan almam gereken bir cevap olmasaydı beni ezmeye çalışan kelimelerine çok güzel cevap verebilirdim.

"Evet, bu sefer evime birini göndermişti. Korkunç bir geceydi. En azından başlarda." Sesi sona doğru kısılırken ilgim biraz daha artmıştı. Bundan sonrasını kendisinin anlatacağını biliyordum çünkü beni Zafir'le arasında bir tehdit olarak gördüğü için uzaklaştırmaya çalışacak olmalıydı. Elindeki kozları öğrenmek için bunu yapıyordum zaten.

"Sonra Zafir geldi. Sağolsun epey yardımcı oldu. Adam onu görünce gitti tabi. Şimdi böyle deyince süper kahraman falan olduğunu düşüneceksin ama Önder, Zafir'in babası yüzünden ona elini süremiyor. Bunun açık bir savaş olacağının farkında."

Zafir'in babasının polis merkezinden olduğunu biliyordum ve bu şartlarda Önder'in neden ondan bu kadar çekindiğini anlayabiliyordum. Bu resmen üstü kapalı bir şekilde oynadığı oyunu sahneye taşımak olurdu.

"Zafir'i o gece biraz benimle kalması için ikna ettim. Berbattım çünkü. İğrenç hissediyordum ve onunla biraz laflayıp bir şeyler içtik işte."
Masanın üzerindeki ellerimi kendime çektim. Kelimelerinin girdiği yol ve aklıma düşen ihtimaller hiç de iyi şeyler değildi. Zafir'in Hazal'la bir işi olmayacağını düşünüyordum hep ama eğer o gece böyle bir yakınlaşma olduysa belki de bütün yaşananları yanlış yorumlamıştım. Nesi yanlış Havin? Adam seni defalarca kez öptü.

Ona kötü bir etiket yapıştırmak içimden gelmiyordu. İkimizi de aynı anda idare edecek biri değildi ki buna ihtiyacı dahi yoktu. O halde neden yapıyordu bunu?

"Sonra biraz yakınlaştık." Gülümsedi. "Ona dokunmak bile harika bir his. Ulaşılmaz görünüyor ama ona ulaştığımda dünyanın en mutlu kadını gibi hissettim. Dudaklarına değdim. Minicik bir an da olsa..." İç çekti. Karşımda durmuş o anı hayal ediyor gibi görünüyorken bunu beni kışkırtmak için ekstradan süsleyip önüme sunduğunu bilsem de sinirlenmiştim. Sonuçta onu öptüğünü söylüyordu ve bunun yalan olduğunu sanmıyordum. O konu hakkında konuşmaya çalıştığında Zafir'in konuyu değiştirmek istemesi bu yüzdendi. Belki istemeyerek olmuştu ama olmuştu! Yetmezmiş gibi Hazal'ın kendi hakkındaki düşüncelerini bile bile onunla yakınlığını korumaya devam ediyordu.

UĞUR GETİRMEYEN BÖCEKLERWhere stories live. Discover now