YEŞİLE BOYAMAK

447 30 3
                                    

Ellerimin arasındaki sıcak çayın soğumasını beklerken aynı zamanda karşımda oturan kızın da bir açıklama beklediğini bilerek sessiz kalmak büyük suçluluk hissettiriyordu. Ne ona ne de Doğu'ya bu konuda tek kelime etme şansım olmamıştı. Hoş onlara ne anlatılırdı, bilmiyordum bile. Zafir'le aramda açık açık yaşanan bir şey yoktu. Bazen kavga ediyorduk ve bazen de yakınlaşıyorduk işte. Karmakarışıktı.

"Havin konuşmak için ders zilinin çalmasını bekliyorsan daha çok beklersin, öğle arasındayız hadi o güzel ağzını aç ve anlat artık."

Doğu huysuzca masadan uzaklaşıp arkasına yaslandığında bende onun bana baktığı gibi kaçamak bir şekilde Afra'ya bakıyordum. Çekiniyordu ama sebebini anlayamamıştım, Zafir'den hoşlanmayışının bir nedeni olmalıydı.

"Sen sorsan ve ben cevaplasam? Böyle tam olarak ne anlatacağımı bilmiyorum."

Günler sonra ilk defa birlikte oturup konuşma fırsatımız oluyordu ve o bunu böyle değerlendirmek istiyordu. Zafir konusunu bu denli merak ediyor olması yaşadıklarımı düşündürüyordu. Aramızda bir şey var mı sorusu sürekli olarak zihnimi doldursa da buna bir cevap aramadan devam etmek hep daha kolay olmuştu.
Cevap aramadan yaşıyordum ve bu sabah onunla aynı yatakta uyandığımı düşünecek olursam cevap aslında ortadaydı.

"Bu daha tehlikeli farkında mısın? Ama tabiki teklifini reddedemeyeceğim. Sevgili misiniz?"

Uçup gidiyordu. Sorusu tam da cevapsız kalan boşluklara denk geldiği için dudaklarımı büktüm. "Bilmiyorum, ortada öyle bir şey yok."

Doğu'nun üzerimde olan dikkatli bakışlarına dönerek sıradaki soruyu Afra'dan önce ben sordum. "Senin Zafir'le aranda ne var, sanki her konusu açıldığında rahatsız oluyor gibisin?"

"Pek hoşlanmıyorum."

İnatçı bakışlarımı yüzünde tutmaya devam ettiğimde daha iyi bir açıklama sunabileceğine emindim.

"Yani özel bir sebebi yok, sen mutlu olduğun gibi devam edebilirsin."

"Etmeli de zaten Zafir gibi bir adam daha gelir mi düşünemiyorum." Bakışlarım ilgi dolu Afra'ya kaydığında ondaki Sina aşkının Zafir'e yöneldiğini görmek beni güldürmüştü.

"Zafir'i bu kadar sevdiğini bilmiyordum."

Hayretle gözlerini açtı. "Şaka yapıyor olmalısın, hâlâ takımın kaptanı olması konusunda ona gıcık oluyorum. Sina olmalıydı elbette ama söz konusu Zafir iken her şey bir kenara sen ve onu düşünmek güzel bir şeyi hayal ediyormuşum gibi hissettiriyor."

"Onun böyle şeyler düşünmediğine eminim." Şimdi burada konuştuklarımız, onlara anlattıklarım öylesine kendi kendine olan şeylerdi ki onun açısından kendimi dinlemek isterdim. Benim hakkımda aklından geçenler nelerdi acaba?
Dün gece geldiğinde, birlikte uyuduğumuzda ya da beni öptüğünde ne düşünüyordu?

"Hiç sanmıyorum, erkekler bu konularda bizden daha hassas. Eminim çoktan çevresindeki herkes senden haberdardır."

İnanmaz gözlerle Doğu'ya baktığımda onun dediği tek şey "Haklı olabilir." demek olmuştu.

Zafir'in çevresindeki herkes zaten bir avuç insandan ibaretti. Samimi olduğu çok fazla kişi yoktu. Aslan, Sina ve Hazal vardı bildiğim kadarıyla. Bir de ara sıra bahsettiği Yafes denen adam. Onlara oturup beni anlatacak biri olmadığını biliyordum ve bunu hayal etmek bile beni güldürmüştü.

"Peki ne kadar ileri gittiniz? Seni öptüğünü söylemiştin dahası olmadı mı?"

"Öyle bir şey demedim." diye karşı çıksam da Afra bunun gerçekleştiğine adı kadar emindi. Sorusunu yineledi. "Ne kadar ileri gittiniz?"

UĞUR GETİRMEYEN BÖCEKLERWhere stories live. Discover now