0.7

7.4K 389 9
                                    

TaramalıSilah: Nasıl oldun? (01.02)

TaramalıSilah: Aklım sende kaldı.

-💬-

Ela: Özür dilerim. Çok geç gördüm. İlaç içince direkt uyumuşum. (08.54)

Ela: İyiyim ya, Emre'nin dediğine göre akşam ateşim çıkmış falan ama. Şu an yok. İyiyim. 😸

TaramalıSilah: Çok şükür kızım, bir daha o kadar ince şeyle dışarı çıkmazsın artık.

TaramalıSilah: Atleti çekiştirmişsin gibi elbise zaten.

Ela: NEEEE AHAHAHAHAHAHAHAHSHAHA

Ela: BENZETMENE BA-YİL-DİİİİMMMMMM! 😄

Ela: Aynen o elbiseyi giymemeliydim ama kabul et çok güzel çıkmışım fotoğrafta.

TaramalıSilah: Orasına bahane yok. :)

Ela: Ay gel öpim!

TaramalıSilah: Ha?

Ela: Yok bir şey kociskom.

TaramalıSilah: Öptün olarak sayıyorum. (Silindi.)

TaramalıSilah: Emre hâlâ yanında mı?

Ela: Yok, gideli 1 saat oldu.

Ela: Şimdi kahvaltı yapıp hazırlanacağım.

TaramalıSilah: Nereye?

Ela: Ayy sonra söyleyecektim, ama şimdi diyeyim!

Ela: Bir şirketin mimari çalışmaları için görüşmeye gideceğim. Melis'le birlikte çalışacağım kabul edilirsem!

TaramalıSilah: Kızım daha yeni hastalandın. Ateşlendin.

TaramalıSilah: Ben patronunu arayıp hallederim.

Ela: Hayıırrrr!

Ela: Hazırlanacağımmm, işi alırsam seni arayacağım!

TaramalıSilah: Hiç beni dinlemeyeceksin, değil mi?

TaramalıSilah: Pekâlâ, işi alıp gel güzellik. Bekliyorum... :)

-💬-

Telefonu kapatıp binaya doğru ilerlemeye başladım. İçeriye girdim, gözlerimle Melis'i aramaya başladım.

"Buyurun ben yardımcı olayım." Elinde dosyalarla bana doğru yaklaşan kadına döndüm. At kuyruğu şeklinde toplanmış kahverengi saçları. Kahverengi gözlerinin önündeki gözlüğünü düzeltti. Gülümsedim ve birkaç adım atarak kadına yaklaştım.

"Melis Aksoy'u arıyorum, arkadaşım olur. Bu günkü iş görüşmem var da." Elimi saçlarıma atıp düzelttim. Heyecanlıydım. Kadın gülümsedi ve parmağıyla bir noktayı gösterdi.

"O da seni arıyordu. Asansörün solundaki ofis." Dediğinde gülümsedim ve bakışlarımı parmağıyla gösterdiği yere çevirdim.

"Çok teşekkür ederim. İyi günler." Dedim ve yanından uzaklaştım. Hızlı adımlarla Melis'in ofisine ilerledim. Kapıyı tıklayıp açtığımda Melis telefondaydı. Kafasını bana çevirdiğinde gülümsedi.

"Anladım Gökhan Bey... Evet, geldi. Şimdi gidiyoruz. Pekâlâ, kapattım. 5 dakikaya, evet. Tamam oradayız." Telefonu kulağından ayırdı ve kapattı. Hızlı adımlarla gelip bana sıkıca sarıldı. "Kız hastaydın sen, ne inat ettin!"

"İyiyim iyiyim. Hadi gidelim!" Hızlıca ayrılıp çantamı daha sıkı kavradım. Güldü ve beni onaylayıp kapıya ilerledi, kapıyı açıp eliyle geçmem için işaret etmişti. Gülümsedim ve zıplar adımlarla çıktım. "Nereden?"

"Soldan!" Dedi gülerek. Beraber ilerlemeye başladık. Uzun bir zamandan sonra ilk defa bir iş teklifi almıştım. Beraber bir odaya girdik. Uzun boylu, genç bir adam masada oturmuş, elindeki kağıdı okuyordu. Benim bilgilerim olmalıydı. Melis kapıyı tıkladı. İçeriye girdiğimizde gülümseyerek olduğu yerden kalktı. Elimi uzatıp el sıkıştık.

"Patronun birkaç dakika sonra gelecektir. Gökhan Elmas, mimar bölümündeki patronun olacağım." Dediğinde gülümsedim. "Senin seçilmen için elimden geleni yapacağım."

"Teşekkür ederim." Diyebildim sadece, elimi çantama attım ve çalışmalarımın olduğu kağıdı çıkardım. Gökhan Bey'e uzattım. Açıp incelemeye başladı. Beğenmişti, bunu tebessümünden anlamıştım. Aynı şekilde tebessüm ettim. "Beğenmene sevindim."

"Çok beğendim. Alt yapı sistemin çok güzel, dayanıklı." Kaç günlerdir köpek gibi buna çalışıyoruz. Tabii ki beğenecek! Gülümsedim ve kafamla teşekkür ettim. Kapı sesiyle Gökhan Bey kafasını kaldırdı. Duruşunu dikleştirdi. "Hoş geldin abi." Gülümseyerek kafamı çevirdiğimde, siyah takımıyla Kaya Çevik tam anlamıyla karşımdaydı.

Gmail Hatası|TextingWhere stories live. Discover now