1.5

1.1K 47 2
                                    

Dağdan düşmüş Kaya parçası: İyi akşamlar efendim!

Çiçeğimm: İyi akşamlar ifindim. :)

Dağdan düşmüş Kaya parçası: İşte misin?

Çiçeğimm: Birazdan döneceğim. Bir sorun yoktur umarım?

Dağdan düşmüş Kaya parçası: O zaman ben hemen konuya gireyim!

Çiçeğimm: ??

Dağdan düşmüş Kaya parçası: Birazdan sana geleceğim. Göstereceğim bir şey var.

Çiçeğimm: Kaya, benim de sana anlatmak istediğim birkaç şey var. :)

Dağdan düşmüş Kaya parçası: Harika oldu bu! Seni almamı ister misin?

Çiçeğimm: Yok! Ben dönüyorum şimdi. Hemen evde olsan iyi olur. Beni bu kadar meraklandıramazsın. :)

Dağdan düşmüş Kaya parçası: 5 dakikaya oradayım. Bana diyeceğin şeyi bekliyorum.

Dağdan düşmüş Kaya parçası: Acele et!

Çiçeğimm: Kaya! Geliyorum işte.

Dağdan düşmüş Kaya parçası: Bekliyorum. :)

-💬-

Elimdeki çiçeği heyecanla tuttum. Elimdeki yüzük kutusunu cebime attım. Bu kadar erken teklif etmem mantıklı değildi. Hem de yeni barışmışken... 2 yıldır tanışıyorsunuz. Üstüne gitmek istemiyordum işte.

Ela merdivenlerden çıktığında gülümseyerek ona yaklaştım. Arkamda sakladığım çiçek buketini uzattım. Gözleri parlayarak çiçeğe baktığında istemsizce gülümsedim. Eline çiçeği alıp kokladı ve bakışlarını bana çevirdi. Heyecanı hâlâ görülür cinsteydi.

"Sana anlatmam gerekenler var. İçeri gel!" Heyecanla cebinden anahtarı çıkardı. Kapıyı açıp içeri girdiğimizde çiçeği vazoya götürmek için salona ilerledi. Arkasından salona ilerledim ve koltuğa yerleştim. Ela mutfakta birkaç işini hallederken ben de heyecanla gelmesini bekliyordum. Elinde çaylarla geldi ve sehpaya yerleştirdi. Heyecanı gözle görülür cinstendi. Yanıma oturduğunda elimi beline yerleştirdim ve gülümseyerek onu inceledim.

"Ne söyleyecektin?" Gülümseyerek sorduğum soruyla heyecanla bana döndü. Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.

"Bir üniversite için sınava girmiştim, hatırlıyor musun?" Başımı onaylar şekilde sallarken yüzük kutusunu çıkarmak için yavaş yavaş elimi cebime soktum. Derin bir nefes verdi. "Kazanmışım. Antalya'ya gidiyorum."

"Tebrik ederim çiçeğim. Bu, harika." Birkaç saniyeliğine afalladım. Elimi cebime attım ve yüzük kutusunu cebime geri bıraktım. Hızlıca kollarımı Ela'ya sadığımda mutluluklar kafasını göğsüme yasladı. "Seninle gelmemi ister misin?"

"Gerek yok. Burada işin var, arkadaşların var. Ben kendim halledebilirim." Mırıldanır bir şekilde bana sarılarak konuştuğunda başına küçük bir öpücük kondurdum. Keyifle gülümsediğinde devam etti. "Ancak her hafta sonu yanıma geleceksin!"

"Bunu senin söylemeni beklemeyecektim zaten." Dedim gülerek. Gözlerini kapattı ve başını çekip benden ayrıldı. Ee, evlilik teklifi ne olacak? Zamanı gelecek. Şu an zamanı değil. "Ne zaman gideceksin?"

"Yarın giderim sanırım." Başımı onaylar şekilde salladım. Gitmesi onun için oldukça iyiydi. Sınavına girdiği üniversite oldukça iyiydi. Yurtdışında çalışabilirdi. Hayatını harika yaşayabilirdi. Ancak benim yapacağım bir fedakarlık vardı. Onunla ayrı kalmaktı.

"Çantanı hazırlamanda yardım edebilirim. Seni ben bırakırım Antalya'ya." Dediğimde gözlerini kocaman açtı. Anlamayarak ona baktığımda güldü.

"Saçmalama. 2 saatten fazla yol. Ben kendim giderim otobüsle." Kaşlarımı çattım ve başımı onaylamaz şekilde salladım.

"Ben boşuna mı varım? Ben bırakırım. Hadi gel çantanı hazırlayalım. Yarın de Emre'lerle vedalaşırsın. Zamandan kurtaralım." Keyifle konuşup olduğum yerden kalktım. Ela'nın elinden nazikçe tutup kaldırdığımda gülümsedi. Beraber odasına doğru ilerledik. Ela valizini aldı ve yere yatırıp açtı. Valizin yanına oturdum. Şu an konuşmak için harika bir zamandı. "Ela, seninle de konuşmak istediklerim var."

"Doğru! Sen de bir şey diyecektin. Üzgünüm benimkinden dolayı seninkini unuttum." Dedi endişeyle gülümsedim ve sorun olmadığını belli eden bir baş hareketi yaptım. Gülümsedi ve dolabından pantolonlarını, sweatshirtlerini aldı. Tişört ve çiçekli elbiselerini de halıya indirdi ve yanıma oturdu.

"Benim hakkımda cidden ne düşünüyorsun?" Bu benim için oldukça önemliydi. Şaşkınlıkla bana baktı. Bunu sormamı beklemiyor olmalıydı. Pantolunu katlayıp yerleştirirken ona yardım ediyordum.

"Sen iyi bir insansın Kaya. Ancak sana uygun olmayan bir hayatı yaşıyorsun." Anlamayarak ona baktım. Neyden tam olarak bahsettini anlamak zordu. "Seni seviyorum. Aslında çok iyi yürekli birisisin ama kötü birisi olmaya zorlanıyorsun."

"Peki sana söz verdiğim gibi bu işleri bırakırsam?" Heyecanla nefesimi tuttum ve katlandığım tişörtü uzattım. Alırken gülümsedi.

"Aslında benim için hiçbir şey değişmedi. Sadece sana zarar gelmemesi için istemiştim. Ayrıca oldu da, bu işleri bıraktın. Fark ettiysen daha huzurluyuz?" Sona doğru gülerek söylediği cümle istemsizce gülümsememe sebep oldu. Başımla onu onayladım.

"Böyle devam ederse?" Sorularım git gide sıkıştırmaya yönelik olduğunun farkındaydım. Ancak cevabını oldukça merak ediyorum. Asıl söze girmemi isteyen bakışları bana döndüğünde ellerimle ağzıma fermuar çektim.

"Bana söyleyeceğin şeyi hâlâ söylemedin." Valize hâlâ eşyalarını doldururken benden cevap bekliyordu. Umursamaması gereken bir omuz hareketi yaptığımda derin bir nefes verdi ve beni onayladı. Elime aldığım tişörtün içine yüzük kutusunu attım ve katlayıp valize yerleştirdim. Birkaç kıyafeti daha katladıktan sonra valizi kapattık. "Sanırım bitirdik."

"Evet, bitirdik." Olduğum yerden kalktım. Ela'yla birlikte salona doğru ilerledik. İkimiz de çok yorgunduk. İşten döndükten sonra valizi hazırlamış olmak yorgunluğumuza yorgunluk katmıştı. Kendimi koltuğa attığımda Ela da kendini benim üstüne attı. Kafasını göğsüme yasladı ve kollarıyla beni sardı. Aynı şekilde küçük bedenini sardığımda Ela gözlerini kapattı. Uyuyacak sanırım. Gitsek iyi olacak. Bırak uyusun. Ondan önce uyanırsak? Bırak uyanalım. Kalkamayacaksın. Zaten kalkmazdım.

Gözlerini yavaşça kapattığında yanımızdaki sehpada olan battaniyeyi üstümüze serdim. Üstüne attığım battaniyeyle yerine daha iyi yerleştiğinde gülümsedim. Kafamı koltuğun başına yatırdım ve Ela'nın saçını okşamaya başladım. Uykum baskın gelmeye başladığında saçlarındaki elimi beline indirdim ve gözlerimi kapattım. Kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Gmail Hatası|TextingOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz