4.6

1.4K 51 0
                                    

"Ela Hanım, müsait misiniz?" Kapının çalmasıyla derin bir nefes verdim. Buraya sanırım alışıyordum. Gülümsedim ve keyifle onu onayladım. Şaşkınlıkla kapıyı açtı ve yatakta sırt üstü uzanan bana döndü. Kaşlarını çattı. "Sizi mutlu görüyorum Ela Hanım, hayır ola?"

"Bazı şeyleri kafama oturttum." Dedim keyifle. Onur gülümsedi. Yanıma oturduğunda kenara kaydım. Heyecanla nefesimi verdim.

"Neleri oturttuğunuzu paylaşırsanız çok sevinirim." Onur'un ilk defa bu kadar cana yakın yaklaşmasını boş geçemeyecektim. Bakışlarımı ellerime çevirdim.

"Buradan kaçmak için vazgeçtim. Elbet buradan çıkacağım. Yeni bir hayata başlayacağım." 2 gün vardı, belirlemiştim. Onur derin bir nefes verdi.

"Bu hikayede Kaya var mı?" Durdum, uzun bir sessizlik oldu. 2 ay önceki Ela da sana soruyor, bu hikayede Kaya var mı? Hayır, sadece ben olacaktım.

"Tek başıma olacağım." Onur beni onayladığında derin bir nefes verdim. Yataktan yavaşça kalktı ve çıkışa doğru ilerledi. Kapıyı kapatmadan önce durdu. Bana dönmemişti.

"Seçimlerinde dikkatli ol. Geri dönemeyeceğin şeyler yapma. Dizini çok döversin sonra, yaz bunu bir kenara." Haklı olabilirdi. Onur, tanıdığım en mantıklı düşünen insandı. Onu onayladım ve kafamı cama çevirdim. Kararını çoktan vermiştin zaten Ela, değil mi? Hava çok güzel gözüküyordu. Yataktan kalktım. Hızlıca siyah bol kotumu giydim ve üstüme kırmızı bir kazak geçirdim.

"Beni ararsanız bahçedeyim." Sırf Kaya için beni merak ettiğini bilmek daha çok canımı sıkarken kendimi bahçeye attım. Temiz hava ciğerlerimi doldurduğunda kendimi birkaç saniyeliğine daha özgür hissetmiştim. Rüzgar saçlarımı okşamaya başladığında istemsizce oluşan gülümsemem büyüdü.

-💬-
Kaya Çevik'in Anlatımıyla...

Odamdaki evraklarla uğraşmaktan oldukça yorulmuştum. Gözlerimi kapatıp kafamı masaya koydum. Ela'ya söz verdiğim gibi onu en hızlı şekilde çıkarmak için 2 gündür uyumadan çalışıyordum. Telefonun titremesiyle masadaki telefona döndüm. Emre arıyordu. Derin bir nefes verdim ve telefonu açtım.

"Efendim Emre." Yorgunlukla konuşurken gözlerim hâlâ kapalıydı. Emre'nin heyecanlı sesi kulaklarıma doldu.

"Ela haftaya yurt dışından gelecek ya, film gecesi için izin ayarladım. Haftaya cuma nasıl?" Emre'ye, Melis'e ve ailesine yurt dışına gittiğini söylemiştim. Hiçbir şeyin farkında değillerdi. Zaten söyleseydim beni öldürürlerdi.

"Bilemiyorum Emre, zaman ayarlamaya çalışacağım." Heyecanını yok etmemeye çalışarak gülümsedim. Emre'nin çocuksu heyecanını yok etmek istemiyordum. Aynı Ela gibiydi.

"Tamam! Seni yormak istemiyorum. Görüşmek üzere!" Heyecanla konuştu ve vedalaştıktan sonra telefonu kapattı. Derin bir nefes verdiğimde odanın kapısı yavaşça aralandı. Gökhan heyecanla içeri girdi. Herkes neden bu kadar heyecanlıydı ki?

"Kaya, bitti!" Heyecanla konuştuğunda anlamayarak ona baktım. Yine ne saçmalıyordu bu çocuk? Bıkkınlıkla nefesini verdi ve elindeki belgeleri gösterdi. "Kaya! Düşman şirket bu soğukluğa son vermek istiyor!"

"Ne saçmalıyorsun Gökhan?" Dalga geçiyor olmalıydı. Yanlış anlayıp geldiğini düşünüyordum. Başını onaylamaz şekilde salladı.

"Kaya, Alp Yılmaz'ın şirketiyle birleşiyoruz. İmzalaman kağıdı ön okuma yaptım. Birleştiğimiz için 50/100'ünü istiyorlar sadece." Duyduklarımın şaşkınlığıyla olduğum yerden hızlıca kalktım ve Gökhan'a yaklaştım. Elindeki kağıdı aldım ve okumaya başladım. Evet, haklıydı. "Ela'ya bu haberi vermeliyiz."

Gmail Hatası|TextingWhere stories live. Discover now