2.8

871 34 0
                                    

Kendime son kez baktım. Harika gözüküyordum. Önemli olan sadece harika gözükmen mi? Değil mi?

Siyah bol eşofman ve siyah bol bir t-shirt giymiştim. Topladığım saçlarımı sert bir at kuyruğu yaptım. Yatağın altındaki silah dolabını açtım. Elime gelen ilk silahı aldım. Mermilerinden birkaç tane aldım.

"Harika görünüyorsun." Arkamdan duyulan Kaya'nın sesiyle gülümsedim. Bakışlarımı ona çevirdiğimde siyah eşofmanı ve beyaz tişörtüyle bana bakıyordu. Elleri cebinde gülümseyerek beni izliyordu. Olduğum yerden kalktım.

"Kaç dakikadır oradasın?" Ona doğru birkaç adım attığımda gülümsedi ve cebindeki ellerini çıkarıp belime sardı. Kollarım da yerini, boynunda, aldığında çapkın gülümsemesi yerleşti.

"Bilmem, birkaç dakikadır." Diye mırıldandı kulaklarıma doğru. Ardından yanağıma küçük bir öpücük kondurdu. "Gitmek istediğinden emin misin? Gereksiz yere gerileceksin."

"Niye gerileyim ki? Hiçbir şey olmayacak." Kaya çapkın gülümsemesiyle bakışlarını dudaklarıma çevirdi.

"Bana patronluk taslamanı sevdiğimi biliyor muydun?" Küçük bir kahkaha attım ve başımı onaylamaz şekilde salladım. Dudağıma küçük bir öpücük kondurdu.

"Gitme zamanı geldi sanırım." Diye mırıldandım. Gülümseyip beni onayladığında geriye çekildim. Masadaki telefonunu aldı ve silah dolabından birkaç silah ve mermi aldı. Silahın içindeki mermileri saydı. Tekrardan bana döndü ve elindeki bir silahı fırlattı. Hızlıca tuttuğumda gülümsedi.

"Aşağıda seni bekliyorum."

-💬-

"Ela cidden gelmek zorunda değilsin." Gökhan beni son dakikada vazgeçirmeye çalışıyordu. Başımı onaylamaz şekilde salladım. Gidecektim.

"Geleceğim Gökhan. Tartışma burada bitti. Tamam?" Arabayı Kaya durdurduğunda hızlıca arabadan ayrıldım. Gökhan'da ardımdan indiğinde Kaya kapıları kilitledi. Ormana doğru sert ve hızlı adımlarla ilerlerken Kaya elleri cebinde keyifle beni izliyordu.


"Abi sen de bunu izliyor musun cidden?" Gökhan sinirle konuştuğunda Kaya'dan bir ses gelmemişti. Ben de arkama dönme gereği duymamıştım. Hanımcı Kaya.

"Vay vay vay, kimleri görüyoruz?" Alp Yılmaz'ın keyifli sesi kulaklarıma dolduğunda keyifle gülümsedim.

"Sen hâlâ yaşıyor musun ya? Tenhada öldürülürsün diye düşünüyordum." Alp Yılmaz'ın mimiklerinde gram değişme olmuyordu. Bilmiyorum anlamında omuz silkti.

"İnşallah, yanımda seni de götürmeyi unutmayacağım." Göz kırptığında iğrenir bir gülümseme yerleşti dudaklarıma. Boynumda hissettiğim sıcak havayla Kaya'nın arkamda olduğunu anlamıştım. "Sana söz veriyorum. Bu gerçekleşecek."

"Alp!" Sinirle Kaya bağırdığında olduğum yerde sıçradım. Ne gerek vardı aptalın sözüne bu kadar sinirlenmek? Çünkü Alp Yılmaz sözlerini tutardı. "Kendine gel!"

"Tamam sahiplenici erkek arkadaş. Sevgilin senindir." Alp Yılmaz keyifle konuştu ve belindeki silahı yavaşça çıkardı. İlk kurşunu o mu atacaktı? Hayır. Olmayacaktı. Aynı şekilde silahımı almak için belime uzandığımda Kaya beni durdurdu.

"Hayır Ela, yapma." Diye mırıldandı. Bu emirden başka bir şey değildi. Bakışlarımı gözlerine çevirdiğimde gözleriyle beni uyarıyordu.

"Tamam. Yapmayacağım." Önüme tekrardan döndüğünde sırtıma parmaklarıyla tüy yumuşaklığıyla dokunmaya başlamıştı. Beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Sinirli değildim ki. Alp Yılmaz'a olan bakışlarını görmen gerekiyor.

"Evet Alp, yine hangi aptal eğlencen için bizi çağırdın?" Gökhan'ın sesi kulaklarıma dolduğunda bakışlarım hâlâ Alp Yılmaz'daydı. "Yine asla kabul etmeyeceğimiz teklifi zorla kabul ettirmek için yapacağın kurşun gösterisini izlememiz için mi çağırdın?"

"Beni ne kadar da güzel tanıyorsunuz. Çok sevindim." Alp Yılmaz ellerini cebine soktuğunda ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. Adam aşırı rahattı. Çok da dürüst. Ses kaydına alıp polise gidebileceğimizi düşünemeyecek kadar aptal birisi de değildi. Bu kadar rahat olabilecek bir zekaya ve plana sahip olmalı. Kesinlikle. "Biraz eğlenmek istiyorum ancak aklımda daha güzel bir şey var."

"Her zaman var, Alp. Yanlış mıyım?" Kaya'nın sesini duyduğumda düşüncelerimden ayrıldım. Bakışlarımı tekrardan önüme çevirdiğimde Alp Yılmaz bana göz kırptı. Anlamayarak ona baktım.

"Her zaman bir planım var. Ancak bu daha da hoşunuza gidecek." Diye mırıldandı. Bakışları beni bulduğunda kaşlarımı çattım. Bana baktığını fark eden tek ben olmadığımı Kaya'nın önüme geçmesinden anlamıştım. Her an olabilecek bir şeye karşın Kaya'nın kolunu sıkıca sarıldım.

"Derdinin kimle olduğunu unutuyorsun Alp. Sen suçsuz insanların canını yakmazsın." Kaya sertçe konuştuğunda Alp Yılmaz kahkaha attı. Elleri ceplerinde Kaya'ya yaklaştı.

"Eylül de suçsuzdu. Değil mi Kaya?" Diye mırıldandığında tüylerim diken diken oldu. Neyden bahsediyordu? Kötü bir şey olduğu belli ki Kaya kaşlarını çattı.

"Eylül'ü ben öldürmedim. O aptal videolara kanacağını düşünmüyordum." Tiksinircesine mırıldandığında Kaya gülerken başını iki yana sallıyordu.

"Acınası birisisin biliyor musun? Onu öldürdüğüne o kadar eminim ki..." Daha çok yaklaştı ve bakışlarını Kaya'nın arkasında olan beni gösterdi. Gökhan hızlı adımlarla beni Kaya'dan, aynı zamanda da Alp Yılmaz'dan uzaklaştırdı. "Aynı duyguyu yaşamanı o kadar istiyorum ki."

"Alp, kendine gel." Git gide ses tonu yükselen Kaya'ya öylece bakabiliyordum. Bakışlarımı Alp Yılmaz'a çevirdim. Keyifle kahkaha attı.

"Neden uzaklaştırmaya çalışıyorsunuz? Ben yapacağımı çoktan yaptım." Anlamayarak ona baktığımda Kaya'nın gözlerinde hiç tanık olmadığım bir duyguyla karşılaştım. Korku. "Çiçek tarlasını hatırlıyor musun? Vurulduğun gün. Ayrıca çok cesaretliydin. Hakkını yemeyeceğim. Ancak maalesef ki aptal cesareti."

"Neyden bahsediyorsun?" Dayanamayıp bağırdığımda Alp Yılmaz keyifle gülümsedi. Ellerini cebinden çıkardığı ve beni işaret etti. Karnımla göğsümün arasını gösteriyordu.

"O gün, bedenine küçük bir parça attım. Hiç mi hissetmedin?" Dedi acır bir şekilde. Sinirle dişlerimi sıkıyordum. Devamını heyecanla bekliyordum. Gülümsedi. "Küçük bir bomba, patladığında kalbine giden birçok damarı patlatacak."

"Sen, bunu yapmadın." Yalvarır bir şekilde çıkmıştı sesim. Kaya şaşkınlıkla Alp'e bakıyordu. Kaya, Alp Yılmaz'dan yavaş yavaş uzaklaştı. Dediği şeyi beyni kabul etmeye çalışıyordu. Gökhan şaşkınlıkla kollarını benden çekti.

"Bütün hayatın benim ellerimde Ela. Sadece bir tuşa basarak hayatını bitirebilirim. Peki bunu ne zaman yapacağım? O da benim keyfimin karar verebileceği bir durum."

Gmail Hatası|TextingWhere stories live. Discover now