1.9

1K 44 0
                                    

Arabayı yurdun hemen yanına park ettim. Telefonu çıkarıp Ela'nın adına tıkladım ve aramaya başladım. Birkaç çalmanın ardından telefon açıldı. Rüzgar sesi telefondan anlaşılır bir şekilde duyulduğunda çıkmış olduğunu anlamıştım. Saat sabahın 5'iydi. Sabah soğuğu oldukça sertken üstüne bir şey almayı unutmamasını umuyordum.

"Geldim de göremedim seni." Ela'nın sesi kulaklarıma dolduğunda gülümsedim. Ela'yı görmek adına etrafıma bakındığımda yurdun kapısının önünde olduğunu fark ettim. Gülümseyerek ona yaklaşmaya başladım.

"Gördüm seni. Geliyorum." Telefonu kapattım ve hızlıca Ela'nın yanına ilerlemeye başladım. Ela telefonu kırmızı okul çantasına atarken sıkıca arkasından sarıldım. Bir anlık korkuyla olduğu yerden sıçrasa da ben olduğumu anladığında derin bir nefes verdi. Hızlıca arkasını döndü. Beni görmesiyle gülümsemesi büyürken sıkıca bana sarıldı. Aynı şekilde ona sarılmak için eğildim. Burnumu saçlarına götürdüm ve derin bir nefes aldım. "Hava soğuk. Arabaya binelim mi?"

"Olur, senle konuşacaklarım var." Heyecanla konuştu ve bir çocuk gibi işaret parmağımdan tutup beni geliştirmeye başladı. Heyecanı onu çocuk gibi gösterdiğinin farkında değildi. Gülümseyerek peşine takıldım. Cebimden arabanın anahtarını çıkardım ve hızlıca arabayı açtım. Parmağımı bırakıp sürücü koltuğunun yanında yerini aldı. Yanından geçerek sürücü koltuğuna yerleştim ve kemerimi bağladım. Arabayı çalıştırırken ona dönerek ne anlattığını dinlemeye başladım.

"Peki ne zaman nişan olucak? Direkt evlenecek miyiz? Annemlere daha söylemedim. Evlendikten sonra söyleyemem." Art arda konuşurken elimi yanağına götürdüm. Susup bakışlarını bana çevirdiğinde gülümsedim. Aynı şekilde bana gülümsediğinde burnuna küçük bir öpücük kondurdum.

"Halledeceğim. Söz veriyorum." Mırıldanır bir şekilde konuştuğumda başıyla beni onayladı ve gülümseyerek yerine yerleşti. Kafasını yana yatırarak beni izlemeye başladığında gülümsedim ve direksiyonu döndürerek, yurttan uzaklaşarak, otele doğru sürmeye başladım. "Üniversite nasıl gidiyor?"

"Alıştım. Orada bir arkadaşım var. Geri kalanlarıyla anca notlar için konuşuyorum. Okul çok iyi. Ancak çok büyük. Orada kayboluyorum. Hocalar da bahsedildiği kadar var. Çok kibarlar. Diğer okuduğum okulların aksine." Heyecanla okulunu anlatırken aynı heyecanla onu dinliyordum. Bütün herkes Ela'nın çok konuştuğunu düşünürdü. Ancak benim için bir ödül gibiydi. Saatlerce en aptalca şeyi anlatmasını bile dinleyebilirdim.

"Buna cidden sevindim. Orayı sevmeyip geri dönmeden korkuyordum." Üniversiteyi kazandığını öğrendiğimde ilk olarak böyle düşünmüştüm. Böyle olmamasını umuyordum ve çok şükür ki, orayı sevmişti. "Ayrıca geldik. Burası."

Arabayı park ettiğimde Ela emniyet kemerini açtı ve arabadan çıktı. Arkasından ben de arabadan çıktım, arabayı kilitleyip Ela'nın yanına ilerledim. Elimi beline atarken bir yandan da ilerliyordum.

Otele girer girmez Ela'nın gözleri parlamıştı. Otel çiçek dekorasyonuyla yapılmıştı. Otel bakarken benim de hoşuma giden bir kısım olmuştu. Ancak Ela kadar büyülenmiş gibi de değildim.

"Otelin dekorasyonuna bayıldım." Asansöre doğru ilerlerken Ela'nın sesiyle gülümsedim. Asansörün tuşuna tıkladığımda asansör yavaşça açıldı. Beraber asansörde yerimizi alırken odamın katına çıkan butona bastım.

"Aynı eve geçtiğimizde böyle yapabiliriz. Çok güzel gözüküyor." Bakışlarını bana çevirdiğinde çocuksu heyecanıyla karşılaştım. Bu hâli gülümsememi kat kat büyütürken asansör kapısı yavaşça açıldı. Beraber önümüze döndük ve ilerlemeye başladık. Odama geldiğimde kapıyı kartla açtım ve geçmesi için geri çekildim. Başıyla teşekkür edip hızlıca içeri geçtiğinde aynı şekilde içeriye girdim.

Gmail Hatası|TextingWhere stories live. Discover now