0.9

6.9K 341 15
                                    

Gülümseyerek ofisten çıktım ve Kaya'nın ofisine doğru ilerledim, saçlarımı düzeltip elimi yumruk yaptım. Odasına çağırdığı için heyecanlıyım. Kendi kendime gülümseyip kapıyı tıkladım.

"Gelebilirsin!" Kalın sesini kapı bastırmıştı. Kapıyı açtığımda elinde dosyalarla Gökhan hızlı adımlarla bana geliyordu. Beni fark etmediğini, bana çarpmasıyla fark etmemi sağlamıştı. Geriye doğru birkaç adım sendelediğimde şaşkınlıkla bana bakıyordu.

"Kusura bakma Ela ya, görmedim." Telaşını gülümseyerek karşıladım. Başımı onaylamaz şekilde salladım, düşen gözlüğünü yerden aldım. Elleri dosyayla dolu olduğu için onun yerine gözlüğünü kendisine ben takmıştım. Utangaç bir gülümseme yerleşti yüzüne. "Teşekkür ederim."

"Ela Hanım, yanıma gelebilir misiniz?" Cevap verecekken Kaya'nın konuşmasıyla sessizliğimi korudum. Başımla Gökhan ile vedalaştım. Bakışlarımı Kaya'ya çevirdiğimde sert bakışlarının üstümde olduğunu fark ettim. Kapıyı kapattığı an gözlerimi birkaç kez kırptım.

"Kaya'cım?" Dedim sessizliği bozmak adına. Elindeki dosyaları masaya bıraktı fakat kafasını bana çevirmedi. Yanına yaklaştım. Elimi koluna dokundurduğumda kafasını bana çevirdi. Bakışlarının hâlâ dosyada olduğunu görmüştüm.

"Çiçeğim bir şey soracağım." Sesi aşırı sakin geliyordu. Gülümsememi tutamadan başımla onu onayladım. Devam etmesi için sessizliğimi korudum. "Gökhan ile tanışıyor musunuz?"

"Hayır, fakat buraya alışmam konusunda bana çok yardımcı oldu. O sırada da tanışma şansımız oldu." Fazla taktığım bir şey değildi, fakat bunu anlayamadığım bir şekilde fazla takmıştı. Başıyla beni onayladı, kafasını bana çevirdiğinde gülümseyerek gözlerinin içine bakıyordum. "Sen boş ver, onu konuşmak istemiyorum. Sen söyle bakalım, sarmaları sevdin mi?"

"Sevdim. Yanmamıştı." Gülümseyerek beni alaya alır tavrıyla konuştu. Kaşlarımı çattım ve koluna hafifçe vurdum. Büyük bir kahkaha patlattığında gülümsedim. "Fakat seni çağırma nedenim maalesef bu değil. Akşama bir şirketle iş yemeğine gideceğiz. Mimar öğrencilerden seni çağırmak istiyorum. Eğer istemezsen, başkasını buluruz."

"Gelmek istiyorum! Ay çok heyecanlandım şimdi, saat kaçta? Ne zaman gideriz?" Heyecanla soruları sıralayarak sorduğumda gülümsedi. Bileğindeki saate baktı ve tekrardan masaya yaslandı.

"4 saat sonra, seni ben bırakayım. Hadi gidelim."

-💬-

Ela: Aşkımmmm

Mafya Kocişkom: Efendim Ela'cım.

Ela: Geldim, fakat tekim. Masadayım ve kıvırcık olan, beni yiyecek gibi bakıyor.

Ela: Gelmene ne kadar kaldı?

Mafya Kocişim: 15 dakikaya oradayım. Seni aramamı ister misin?

Ela: Hayır, iyiyim.

Ela: Zaten konuşmaya çalışıyor. Reddediyorum.

Mafya Kocişim: Güzelim, isminin ne olduğunu öğrenebilir misin? (Görüldü.)

Ela: Görkem'miş

Ela: Alp Yılmaz bizi dışarıya gönderdi, tanışalım diye. Terastayız.

Mafya Kocişim: Ah Alp ah.

Mafya Kocişim: Gelmeme çok az kaldı.

Mafya Kocişim: Seni rahatsız ederse uzaklaş oradan.

Mafya Kocişim: İmzalamayız anlaşmayı, iptal ederiz.

Ela: Saçmalama, anlaşmayı anlattılar. Harika bir teklif. Şirket kesin yükselecektir.

Mafya Kocişim: Senden değerli mi peki? (Görüldü.)

Mafya Kocişim: Hayır, değil.

Mafya Kocişim: Eğer sana bir tersi olursa, yazacaksın. Tamam mı çiçeğim?

Ela: Peki, seni bekliyorum.

Ela: Küçükken ona aşık olan kızları anlatıyor. Cidden acınası.

Ela: Hayır yaneh benim bir mafya Kocişim var? HayırdıĞR YANE?

Mafya Kocişim: Evet var.

Mafya Kocişim: Ve şu an mekandayım. Terasa geliyorum.

Gmail Hatası|TextingWhere stories live. Discover now