1.7

4.5K 232 3
                                    

Ela: Adam sizi kandırıyor.

Kaya Bey: ?

Ela: Yanındakiyle olan sohbetini dinliyordum.

Kaya Bey: Ela, bunlara kafanı yorma.

Kara Bey: Kitap okumuyor muydunn?

Ela: Bitti ki.

Ela: Ayrıca o kadar zekiler kiii.

Ela: Yemeğine acı koymayı planlıyormuşlar.

Ela: Alerjinin olduğunu bilmiyordum.

Kaya Bey: Bunu o iki amip mi diyor?

Ela: Evet, silahlarını değiştiriyor.

Kaya Bey: Gidiyoruz.

Ela: Kapıda adamları var.

Ela: Zorla anlaşma imzalatacaklar.

Kaya Bey: Onlardan mı duydun?

Ela: Arkana bakarsan anlarsın. (Görüldü.)

Kaya Bey: Gördüm.

Ela: Ne yapacaksın?

Kaya Bey: Bilmiyorum. Sen gideceksin.

Ela: Sen ne yapacaksın?

Kaya Bey: Bilmiyorum.

Ela: Beraber gidelim.

Ela: Annem aramış gibi yapıp seni de alayım mı?

Kaya Bey: Randevudan kaçar gibi, o ne öyle?

Ela: Sen de mi yaptın?

Kaya Bey: Sen randevuya mı çıktın? (Görüldü.)

Kaya Bey: Bunu sonra konuşuruz.

Ela: Ben tuvalate gideceğim. Gökhan'ı arayacağım. Acil bir durum olduğunu söylemesi için.

Ela: Ve bizi alıp gidecek.

Kaya Bey: O ne korkak gibi?

Kaya Bey: Gelecekleri varsa görecekleri de var canım.

Ela: Yiyeceğiz kurşunu beynimize.

Ela: Yaticaz aşşağı

Kaya Bey: Ne kadar olumlu bakıyorsun.

Ela: Ne yapayım? Silahım bile yok.

Kaya Bey: Çantanda bıçağın var.

Ela: Onu, beni rahatsız edecek kişiler için kullanacağım.

Kaya Bey: Seni öldürmeye çalışan birisi seni rahatsız etmemiş mi oluyor? Kullanacaksın işte.

Ela: Şu lacivert takımlı var ya, kıvırcık.

Ela: Mesela onun öldürmesi beni rahatsız etmez.

Kaya Bey: Hmm?

Ela: ŞAKA YAPIYORUM!

Ela: Ama lütfen çıkalım.

Ela: Kan görmek istemiyorum.

Kaya Bey: Lavaboya git ve Gökhan'a yaz.

Ela: Tamam. (Görüldü.)

Telefonumu kapattım ve çantama attım. Gözleri masada gezdirdim. Hepsi diğer üyelerdeydi. Siyah gömlekli çocuğun gözlerinin önündeydim. Başımla izin alıp kalktım, lavaboya doğru ilerlerken çantamdan telefonu çıkardım. Aramak için Gökhan'ın adını yazmaya başladım. Ayak sesleri duymamla kendimi kızlar tuvaletine attım. Gökhan'ın numarası çalarken derin bir nefes verdim. Gökhan birkaç çalma sonra açtığında rahatlıkla farkında olmadan tuttuğum nefesimi verdim.

"Gökhan, iş yemeğindeyiz ve bize zorla anlaşmayı imzalattırmaya çalışacaklar. Buraya birkaç kişi gerekiyor yoksa kan çıkacak." Sanki gündelik yaşamımda yaşadığım bir şeyi anlatır gibi rahattım. Aniden bunu söylememi beklemiyor olmalıydı ki birkaç saniye sessizlik oluştu.

"Birkaç kişi gönderiyorum. Her şeye hazırlıklı olun." Sert sesini ilk defa duyuyordum. Yutkundum ve onu onaylayıp telefonu kapattım. Tekrardan çantama koydum. Kızlar tuvaletinden çıkmadan önce sürdüğüm rujumu tazeledim. Kapıyı aralandığımda karşımda siyah gömlekli adam duruyordu. Yüzündeki serseri gülümsemesi onunla eğleneceğim anlamına geliyordu. Ela, cidden başka zamana bırak. Şu an tehlikelideyiz.

"Sizi göremeyince bakayım dedim Ela Hanım." Dediğinde gülümsedim. Utanmış gibi saçımı kulağımın arkasına attım. Duruşunu dikleştirdi ve bana doğru bir adım yaklaştı. "Gidelim mi?"

"Olur, gidelim." Dedim utangaç gözükmeye çalışan bir tavırla, beraber ilerlerken açtığım çantamı elimde tutuyordum. Aklında ne var Ela? Dengemi kaybetmiş gibi yaparak üstüne doğru düştüm, belindeki silahı çantama düşürdüm. Çantamı kapatıp utangaç bakışlarımı siyah gömlekli adama çevirdim. "Şey, kusura bakmayın. Topuklular sıkıntı yaşatıyor."

"Sorun değil. Buyurun." Dedi ve sandalyemi çekti. Oturduğumda hafifçe itti. Gülümseyerek kafamı öne eğdim, çapkın gülüşü büyürken Kaya bize bakıyordu. Çantamdan silahı çıkarıp, görünmeyecek şekilde Kaya'nın dizine bıraktım. Şaşkınlıkla bana baktığında göz kırptım.

"Beni her giden günde şaşırtıyorsunuz Ela Hanım." Dedi Kaya eğlenen bir tavırla. Gülümsedim, daha hiçbir şeyi bilmiyor. Araba fren sesleri kulağımıza dolması, Gökhan'ın mekana giriş yaptığını açıklıyordu. Rahatlıkla arkama yaslandım. Bu gecenin sonunu merakla bekliyordum.

Gmail Hatası|TextingWhere stories live. Discover now