Bölüm Üç | Tatlı Rüyalar

713 87 68
                                    

*Medya: Sarp.

Bugün tatil olduğu için akşama kalmadan yayınlamak istedim. İyi okumalar! 😚

Odamın kapısı meraklı bir hızla kapandı.

''Hemen anlat, hemen!''

Sesi her ne kadar kısık olsa da hareketli kendinden beklenmeyecek kadar büyüktü.

''Öyle güzel bir anı değil.'' dedim eski yatağımın ucuna oturup gece lambasını yakarken. Dışarıdan yükselen fırtınanın sesleriyle arka arkaya çalan şimşekler odamın için dolup beni bir kez daha geçmişime yaklaştırdı.

''Onun farkındayım da... Hava nasıl bozdu böyle birden ya?''

''Burası böyle, alış. Sabaha günlük güneşlik olur.''

Yatağıma gelirken tuhaf karşıladığı belli de olsa üstelemedi. Koluma ısrarla dokundu ve, ''Ee?'' dedi.

Bağdaş kurarken, ''Aramızda kalıyor, özellikle Sarp'a bir şey çaktırmıyorsun tamam mı?'' dedim.

''Emre?''

''Emre'yi biraz düşünelim, ona pek güvenmiyorum. Kesin belli eder.''

''Tamam, öyle olsun.''

''Benim yatılı okula gönderilmemden sekiz sene önce oldu bu olay.'' diye girdim cümleye, bir yandan yağmurun sesi camları dövmeye devam ederken şimşekler gökyüzünü ara ara aydınlatıyordu.

''Benim için de Sarp için de çok sıradan bir gündü, hiçbir şey habersiz gittik o gece yataklara. Sabah okula hazırlanmak için uyandığımda anladım bir tuhaflık olduğunu.''

Gök gürültüsünün sesiyle arkadaşım bana iyice sokuldu. ''Annem de babam da ayakta, oradan oraya koşuşturuyordu. Evin neredeyse tüm ışıkları açıktı.''

Bir anlığına duraksadım ve o soğuk sabahı gözümün önüne getirdim. ''Annemin odama geldiğini ve boşuna hazırlanmamı söylediğini hatırlıyorum. Nedenini sorduğumda ben evin önündeki polis arabalarını görene dek hiç cevap vermediğini hatırlıyorum.''

İrem'in gözleri irileşti. ''Ne olmuş?''

''O gece yarısı Sarp'ın anne ve babası... Neriman Abla ve Turgut Abi... Çok büyük bir kavgaya tutuşmuşlar. Kavga seslerine annemler bile uyanmış. Aşağı indiklerinde Neriman Ablanın evi terk etmek üzere olduğunu, bavulunu alıp gitmeye hazırlandığını görmüşler. Turgut Abi de... Öfkeyle onu durdurmaya, geri döndürmeye çalışırken merdivenlerden aşağı itiyor.''

İrem şaşkınlıkla elini ağzına götürdü, iri iri açılmış gözleriyle bana bakarken boğuk ve kısık bir sesle sordu. ''Kazara mı?''

Yutkunmaya bile fırsatım olmadı. ''Hayır, bile isteye.''

Dudakları aralanmış vaziyette yüzüme bakarken, ''İnanamıyorum.'' diye mırıldandı. ''Babası annesini öldürdü yani?''

Bu kadar açık ve temiz bir cümleyi kurmaktan ne kadar çekinsem de İrem benden çok daha cesurdu.

''E-evet.''

''Ay, nasıl bir travma!''

''Değil mi?'' dedim buruk bir sesle.

''Buna rağmen şu an iyi görünüyor, yani sadece görünüyor belki de.''

''Onun için çok zor geçti ilk zamanlar, annemler psikolojik destek bile aldırdı çünkü bu o yaştaki iki çocuk için çok ağırdı.''

''Sen de mi aldın?''

Kafamı salladım.

''Çok üzüldüm.'' derken bunu sesi ve yüzüyle ortaya koyuyordu. ''Altından böyle bir şey çıkacağını tahmin etmemiştim.''

Fırtınalı Gecede (Tamamlandı) Where stories live. Discover now