Bölüm On | En Uzun Gece

559 68 132
                                    

*Medya: Sarp + bir beste bıraktım. İleriki sahnelerde açabilirsiniz. 🥰

Hepinize iyi okumalar!

Sırtım kütüphanedeki kitaplara yaslıyken dizlerimi kendime çekmiştim. Gizli odasından elindeki küçücük bir plastik su şişesiyle çıkan Sarp, yanıma gelirken sessiz bir iç çekti. Suyu bana uzatırken hemen yanıma oturmuş, neredeyse benimle aynı pozisyonu almıştı. Ona hiç bakmadan su şişesini aldım ve kapağını açtım. Birkaç yudum su içtikten sonra elimin tersiyle kuruladım göz yaşlarımı.

Tanıdık bir hareketle, az önce konuşulmuş her şeye rağmen elini sırtıma koydu ve ''Ağlama.'' dedi.

Başımı dikleştirdim.

''İyiyim.''

İyi olmadığımı o kadar iyi biliyordu ki devam etti. ''Neyden bahsettiklerini bile bilmiyoruz.''

''Her neyden bahsediyorlarsa elime yüzüme bulaştırma ve aileye rezil olma ihtimalim olduğunu biliyoruz.''

''Hiçbir şeyi eline yüzüne bulaştırmayacaksın.''

''Söyledikleri kelimelerin ne anlama geldiğini bile anlamadım!'' derken sesim anne babamın ortadan kayboluşunun verdiği rahatlıkla yükselmişti. ''Nasıl bana sürekli böyle beceriksiz hissettirmeyi başarıyorlar?''

Boğazımdan yukarıya çıkan tuhaf bir hisle yüzümü buruşturdum. Başım çatlıyor, bir yandan garip bir mide bulantısıyla baş etmeye çalışıyordum. Gözümün önünden geçip giden birkaç geçmiş sahneyle kendimi daha da kötü hissettim.

''Beceriksiz falan değilsin, Ahsen. Sadece senden beklentileri o kadar yüksek ki daha fazlasını görmek istiyorlar ama sen daha fazlası olmak zorunda değilsin.''

Kafamı iki yana salladım. ''Beni daha fazla üzmemek için böyle söylüyorsun, benden en ufak bir beklentileri bile yok. Bunu en iyi sen biliyorsun.''

Sarp bunca zaman ailemle ilgili söylediğim tüm o sevimli sözlerinden ardından duyduğu bu sözler karşısında anlamsızca suratıma baktı. İlk defa o anda yüzümü ona çevirdim.

''Sana çok tuhaf bir şey itiraf edeyim mi?''

Yalnızca başını salladı.

''Ben... Pek çok şeyi hatırlamadığımı fark ediyorum.''

''Nasıl yani?'' derken gerçekten anlamamış gibi duruyordu.

Gözlerim kasvet dolu odada gezinirken, ''Bu evden gittiğim günden beri içimde öyle bir özlem vardı ki. Her şeyini özlediğimi düşünürdüm, aklımda her şeyiyle en güzel anılar kalmış gibiydi.''

Kafasını iyice geriye doğru yasladı ve ''Ne değişti?'' diye sordu.

Etrafta dolanan gözlerim Sarp'ta karar kıldığında konuşmaya devam ettim. ''Eve döndükten sonra sanki bir hipnozdan yavaş yavaş kurtuluyormuşçasına her şeyi hatırlamaya başladım.''

Buna en az benim kadar şaşırmasını, bunun nedenini sorgulamasını beklemiştim ama o bu durumu oldukça sakin ve kabul edilebilir karşıladı.

''Sanırım beynimiz hatırlamak istemediklerimizi o kadar derine itiyor ki yaşanmamış varsayıyoruz.''

Kısa bir sessizlik anı yaşandı. Bu kısacık süre boyunca aklımdan her şey ama her şey geçti. O geceden, evden gittiğim güne, Sarp'la hatırladığım son telefon konuşmamızdan, döndüğüm güne kadar her şey.

Evdeki tek sesin ikimizin nefes alışverişi oluşu olduğunu fark ettiğimde kafamı kapıya çevirdim. ''Ben aşağı iniyorum.''

Aniden kafasını kaldırdı ve ayağa kalkan bana bakarken, ''Uyumaya mı?'' diye sordu.

Fırtınalı Gecede (Tamamlandı) Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ