Bölüm Otuz Yedi | Kirli Sular, Temiz Ruhlar

465 61 27
                                    

*Selam, ben geldim! Normalden biraz daha uzun bir bölüm oldu ama kimsenin şikayeti olmaz herhalde. 😅 Yetiştirmek ve toparlamak için biraz hızlı hızlı yazdım bir yazım yanlışı vesaire olduysa affola. 🙏🏻 Size bir şarkı bıraktım sever misin bilmiyorum ama çok iyi bir şarkı. Dizisi de çok iyidir izleyin. İyi okumalar! Şimdiden haftaya görüşürüz. 🤍

Gözlerinde görmekten en korktuğum şeyi gördüm: Korku.

Benden korkuyordu.

''Sen... Sen ne yapıyorsun? Sen ne yaptın?''

Eli havada, neler olduğunu anlamaya çalışırken allak bullak olmuş yüz ifadesiyle geri geri gitmeyi sürdürdü. Ta ki merdivenin son basamağına takılıp gerisin geri oturur pozisyona düşene dek.

Onu kaldırmak için bir hamle yaptığım an iki elini öne doğru uzattı. ''Dur! Yaklaşma.''

Gözlerim hayal kırıklığının her bir parçasıyla puslanırken lafını ikiletmedim ve olduğum yerde durdum. Omuzlarım düşerken gözlerinin içine baktım.

''İrem... Önce beni dinlemezsen sen de ben de pişman oluruz.''

Kocaman olmuş gözlerini benden ayıramıyordu.

''Sen onları... Onları nasıl yapabildin?''

Ellerini havaya kaldırıp neler yaptığımı anlatmaya çalışırken hızlı ve kesik nefesler alıp vermeye başladı.

''Anlatacağım.'' Dedim pat diye ve onu sakinleştirmek için elimi kaldırdım. ''Sakin kal, anlatacağım. Tamam mı? Biliyorum çok önceden anlatmam lazımdı ama-''

Güçlü bir öksürük sesiyle arkamı dönüp Sarp'ı kontrol ettim. Doğrulmaya çalışırken bir anda sırt üstü yeniden taş zemine uzandı. İrem'e yapmam gereken açıklamayı bir kenara itip ona geri koştum. Yanına vardığımda Sarp'ın üzerine doğru eğildim. Güçlükle yutkunduğunu ve saçlarının hafif ıslandığını gördüm. Isınmaya başlayan yüzünü avuçlarım arasına aldım.

''İyi misin?'' diye fısıldadım.

Gözlerindeki hastalığa rağmen gülümsedi.

''Sen çok iyi bir cadı oldun, denizkızı.'' dedi nefes nefese.

İçinde bulunduğumuz berbat duruma rağmen kendimi gülerken ve ona bakan gözlerimin içinin parlamasına izin verirken buldum.

''Teşekkür ederim.'' dedim usulca. ''Korktun mu?''

Yorgunluğuna rağmen tereddütsüzce salladı kafasını. ''Asla.'' dedi.

Orada olduğunu unutmama izin bile vermeyen İrem'in titrek sesi yükseldi. ''C-Cadı mı?''

Sarp'ın yüzünün bırakmadan kafamı kaldırdım ve hala son basamakta adeta yıkılmış bir halde duran dostuma baktım. İki büklüm olacak kadar çökmüştü. Dudakları arasından buraya hiç ait olmayan bir gülüş çıkıp gitti.

''Cadı mı? N-Ne?''

Ona bakarken ne yazık ki benimle beraber pek çok şey yaşamak zorunda kalan genç bir kızdan başka hiçbir şey göremiyordum. Önce Sarp'a baktım ve ''Tam olarak iyi görünmüyorsun, dinlenmen için seni yukarı götüreyim.'' dedim.

İrem'in sesini duyup duymadığından emin olamayan anlamsız bir yüz ifadesiyle kaşlarını çattı ve zar zor onu görmeye çalıştı. Başımı bu sefer İrem'e çevirdim.

''Bana yalnızca on dakika verebilir misin?''

Kafasını sağa sola salladı ve gözlerini bizden ayıramadı.

Fırtınalı Gecede (Tamamlandı) Where stories live. Discover now