Bölüm Yirmi Sekiz | Karanlıkta Gizlenenler

534 65 6
                                    

SAATLER ÖNCE

Güneş neredeyse batmak üzereyken gökyüzü bürünebileceği en güzel renklere bürünmüştü. Daha hızlı ve büyük adımlarla önden giderken bir yandan beni arkamdan takip eden Sarp ile konuşmayı sürdürdüm.

''Dediklerine inanabiliyor musun? Gerçekten önemli biriyim.''

Sarp'ın gülüşü kulaklarıma doldu. ''Benim için sürpriz olmadı.''

Kıkırdadım ve kopardığım bir çiçeği elimde döndürmeye devam ettim. ''Annem için oldu.''

Gülüşü ağaçların arasında yankılanan bir kahkahaya dönüştü.

''Dürüst olacağım, yüz ifadesini göremediğim için çok üzülüyorum.''

Ben de gülerken ona dönmek için yavaşladım. Aynı anda arkadan bileğimi tuttu ve beni durdurarak kendisine çevirdi. Beni usulca yaşlı bir ağacın geniş gövdesine yasladığında elimdeki çiçeği aldı ve kulağımın arkasına doğru yerleştirdi.

''Ben sana taklidini yaparım.'' dedim daha kısık bir sesle.

''Yapsana.''

Yüzüme annemin o anki ifadesini yerleştirirken başarılı bir ses tonuyla ''Her şeyi senin için yapıyorum, Ahsen.'' dedim.

Sarp'ın gülüşü büyürken ''Tamam tamam, yapma.'' dedi.

Ağaca iyice yaslanırken kollarımı yavaşça boynuna doladım ve ona yetişebilmek için parmak uçlarıma doğru yükseldim. ''Söyle bakalım, düşündün mü?''

''Düşünmeme gerek yok.''

''Gerek var.'' dedim.

''Neyden korkuyorsun, Ahsen?'' dedi dürüstçe. ''Sana açık konuşacağım bunu düşüneceğimizi hiç sanmıyordum.''

''Sarp, bilmediğim ve benden saklanan çok fazla şey var. Ya bu Refakatçilik olayında benim bilmediğim ve senin için hiç iyi olmayacak bir detay varsa? Ya bunu sen kabul ettikten sonra öğrenirsek ve sen pişman olursan?''

Yüzüme doğru eğildi. ''Ne zaman anlayacaksın? Senin için yaptığım hiçbir şeyden pişman olmayacağım.''

Gülümsemem yüzüme yayılırken ''Küçükken benim yüzümden azar işittiğin zamanlar dahil mi?'' diye sordum.

''Her biri dahil.'' dedi kararlılıkla. ''Annenin sana sakar veya dikkatsiz demesinden korktuğun için Sarp beni itti demen bile dahil.''

Kahkahamı tutamadığım kafamı geriye doğru attım. ''Ama ben bir hafta içinde beş kere düşüp yaralanmıştım, altıncıyı söyleyemezdim. Gerçekten beni çok aşağılardı.''

''Farkındaysan ben sesimi çıkarmadım. Sen mi ittin, Sarp? Evet, efendim.''

Kafamı yana eğdim ve gözlerinin içine baktım.

''Seni gerçekten seviyorum.''

Kafasını eğdi ve gözlerimin içine baktı.

''Seni gerçekten seviyorum.''

Dudaklarımız sert, özlem dolu bir öpüşle birleştiğinde elini usulca boynundaki bileğime götürdü. Tek bir hareketle beş köşeli yıldızın bulunduğu kristal bilekliğin kilidini açtı. Bileğimde taşıdığım tuhaf bir gücün benim kollarımdan onun bedenine aktığını, bir bütün olan dudaklarımıza süzüldüğünü hissettim. Bedenimi saran uyuşukluk hissiyle beni kendine daha yakın tuttu ve tenlerimizin değmesine izin verdi. Benden yavaşça uzaklaştığında bir eli sıkı sıkı belimi kavramışken diğer elinde bilekliği tutuyordu. Nefes alışverişlerimi düzene sokmam birkaç saniyemi alırken bilekliğe baktım. Yeniden yüzüme eğilip dudaklarını dudaklarımın üzerinde usul usul gezdirirken fısıldadı.

Fırtınalı Gecede (Tamamlandı) Where stories live. Discover now