Bölüm Otuz | Yeraltından Yükselen Sesler

463 58 3
                                    

*Medyaya mahkeme esnasında dinlemeniz için bir müzik ekledim! Şimdiden iyi okumalar... 🖤🍷

Hayatta yaşadığımız pek çok anın üstesinden öyle ya böyle gelebileceğimizi biliriz. Ta ki aklının ve kalbinin akıl sır erdiremeyeceği kadar can yakıcı bir an yaşayana dek.

Tenimden yükselen alevlerin acısı, göğsümün tam ortasında hissettiğim acının yanında hiçbir şey değildi. Gözlerimi yumduğumda kendimi ilk defa gerçek bir cadı gibi hissedeceğim o şeyi yaptım ve dua ettim.

Lilit, eğer her şeyi sana borçluysak bana yardım et, öz annemin bana zarar verdiği gerçeğiyle baş etmem için bana güç ver.

Kuvvetli bir nefes alıp dudaklarımdan üflediğimde vücudumu saran uyuşukluk hissi hemen arkasından derin bir ferahlık hissi ile beraber deniz kokusunu getirdi. Dizlerimin üstündeyken ayağa kalkmadan hemen önce etrafımda süzülüp gitmesi gereken yere giden su taneciklerini görmeyi başardım.

''Ahsen!''

Merdivenlerden inen ayak seslerine eşlik eden Sarp'ın dehşet verici sesini duydum. Ayaklarımın üzerinde durmayı başardığım an hızla arkamı döndüm ve onlara baktım. Babam, ikimizin arasındaki en uzak duvara sırtını yaslamış, kocaman olmuş gözleriyle bir anneme bir bana bakıyordu. Asiye Hanım ise gördüğüm an zihnimden geçip giden kibirli duruşuna hiç yakışmayacak bir vaziyette, muhtemelen çarpıp düştüğü duvarın önündeydi. İlk yaptığı şey sağ bileğini sızlanarak tutmak ve ovmak olmuştu.

''Ahsen! İyi misin?''

Sarp'ın peşinde Efsun Hanım'la yanıma koşusunu göremeyecek kadar odaklanmıştım. Gözlerimi Asiye Hanım'dan bir saniye olsun ayıramadım. Önce bileklerini ovdu, ardından kafasını kontrol etti ve en son bana baktı. Beni ayakta, iki elim havada ve tamamen ona odaklı gördüğü an yüzünden bir anlık geçen şaşkınlığı yakaladım.

''İnanmıyorum!''

Her şeyin yeni farkına varan Efsun Hanım hayretle ellerini ağzına götürdü. Etrafımıza bakarken ''Neler oldu burada?'' dedi dehşet içinde. ''Bunca zaman burada mıydınız siz?''

Sarp hızlı bir hamleyle kolumu tuttu ve beni birazcık ışığa teslim edilmiş mahzende görebilmek için kendine çevirdi. ''İyi misin sen? Canını yaktı mı?''

Tam kafamı sallamak üzereyken kolumdaki eli şefkatle sırtıma kaydı ve hiç beklemediğim bir tepkiyle sızlanıp geri çekildim.

''Ne oldu?''

Refleks ile dişlerimi sıkıp üzerimdeki kıyafeti tenimden uzaklaştırırken yalnızca ''Yandım.'' diyebildim kısık bir sesle.

''Ne?''

Sarp'ın şaşkınlığı Efsun Hanım'ın hamlesiyle havada kaldı. Kollarını kaldırdı ve ben onun hiç zorlanmadan annemin iki elini bileklerinden birleştirip kıpırdayamaz hale getirişine şahit oldum.

''Olağanüstü çağrıyla Cadı Mahkemesini topluyoruz.'' derken sesi yüksek, kendinden emindi. ''Bu gece.'' diye ekledi üstüne basa basa. ''O vakte kadar biraz daha burada misafir olmaya devam edeceksin, Asiye.'' Bir an duraksadı ve kafasını çevirip benim tamamen soyutlaşmış, sessiz halime baktı.

''Bu kadarı çok fazla.'' diye mırıldandı.

Babama döndüğünde ise burnunda soluyordu. ''Sizi de yukarı alalım Ferit Bey, belki anlatmak istediğiniz birtakım şeyler vardır. Buyurun.''

''Bir dakika! Onu niye burada tutmuyorsunuz? Bu haksızlık!''

Annemin dakikalar sonra konuşmaya karar verdiğinde söylediği ilk sözler bunlardı. Bana zarar vermeye teşebbüs etmesi veya kaçması hakkında değil, bencilliği hakkında konuşmayı tercih etmişti. Efsun Hanım tek kelime dahi etmeden elini havaya kaldırdı ve bir saniye içerisinde annemin yere serilip baygın hale gelmesine yol açtı.

Fırtınalı Gecede (Tamamlandı) Where stories live. Discover now