Bölüm Otuz Dokuz | Son Akşam Yemeği

446 53 19
                                    

*Herkese merhaba! Öncelikle medyaya bir şarkı listesi bıraktım adeta benim için oluşturmuşlar. 😅 Onunla okuyabilirsiniz. İkinci olarak da Fırtınalı Gecede'de artık üçüncü perdeye girdiğimizi söylemek isterim. Hikayenin eksik parçalarını tamamlayarak, karakterleri bir amaca ulaştırarak yavaş yavaş  sona doğru gideceğiz. Yaklaşık sekiz aydır yazdığım için hem biraz üzgün hissediyorum hem de heyecanlıyım... Hikayelerde gereksiz uzatıp heyecanı düşürmeyi ve altı boş sahneler okutmayı hiç sevmem diğer iki kitabımı da okuyan varsa bilir. Sona doğru giderken sizin de tahminlerinizi alabilirim acaba mutlu son mu mutsuz son mu bizi bekliyor diyormuşum 😂😅 Tamam şaka şaka, siz mutlaka düşüncelerinizi yazın. İyi okumalar, haftaya görüşürüz! 🍀🫶🏼

Ayaklarımın altından çekilip giden zemini hissettim. Yüzüne yansıyan gülümsemedeki kayıtsızlık beni korkutmaktan ziyade üzmüştü. Üzmüştü çünkü en ufak bir merhamet kırıntısı göremiyordum. Sarp'a söylediğim her şey bir yana ona baktığımda en ufak bir şey görmek istiyordum. Pişman olduğunu, üzüldüğünü, birilerine acıdığını veya durulduğunu görmek istiyordum. Eğer görüyor olsaydım kalbimde bir yerlerde küçük bir kız çocuğu olduğum halimle annemin gözlerine çok daha güvenle bakacağımı biliyordum.

Ben olduğum yerde donakalırken Sarp'ın İrem'e fısıltısını zar zor duyabildim.

''Çabuk bir odaya gir ve biz diyene kadar çıkma.''

''N-Neden?''

''Çabuk İrem.''

İrem'in arkamdan geçip gittiğini göz ucuyla görebildim fakat annem için o öyle küçük ve güçsüzdü ki bununla hiç ilgilenmedi. Tamamıyla bana döndüğünde Mephisto hala yanı başındaydı.

''Ne oldu?'' diye sordu. ''Beklemiyor muydun?''

Kafamı iki yana sallarken geriye doğru sendeledim. ''Aksine, bekliyordum.'' dedim kalan son gücümle. ''Ama belki beni şaşırtırsın diye düşünmüştüm.''

Tam ağzını açıyordu ki konuşmasına izin vermeden devam ettim. Büyük bir acıyla kendi kafama vurdum. ''İşte, her zamanki benim salaklığım.'' dedim. ''Yine bekledim, inanabiliyor musun? Sarp'a yaptığın şeyden sonra bile buraya geldiğimde belki başka bir şey yapmamıştır diye düşündüm.''

Elini havaya kaldırdı ve yüzünü buruşturdu. ''Rica ediyorum dramatik bir konuşmaya girme, hiç çekemeyeceğim.''

Mephisto'nun koluna dokunurken gülümsedi. ''Daha eğlenceli bir şey için buradayız sonuçta, değil mi? Gel sana neler yaptığımı göstereyim. Sonra Cadı Meclisini kendimiz toplarız. Eh, bir başkan olmadan yargıda olmaz diye düşünüyorum. Sen de kalan cadaloz karıların aklını bulandırabilirsin.''

Sarp'ın öfkeli gülüşünü duydum. Bir adım öne çıktığında çenesi gerilmişti, dişlerini sıkıyordu.

''Her şey bu kadar kolay olacak yani, öyle mi?''

''Sen ne sanmıştın çocuğum?''

Sarp işaret parmağını havaya kaldırdı ve anneme doğrulttu. ''Bana sakın öyle hitap etme. Sakın.'' derken gözlerinden çıkan ateşi görebiliyordum.

Annem dudaklarını büzdü ve kırılmışçasına elini göğsüne koydu. ''Üzme ama beni, üzerinde o kadar emeğim var. Vefasızlık ediyorsun.''

Sarp ona doğru yürüdüğü an ellerini havaya kaldırdı. Neyse ki reflekslerim, beklediğimden daha hızlı gelişmişti. Tek bir adımla Sarp ve annem arasına girdim.

''Sakın bir şey yapayım deme!'' dedim.

Eli havada kalan Asiye Hanım kafasını eğip doğru görüp görmediğini kontrol etmeye çalışırcasına bana baktı.

Fırtınalı Gecede (Tamamlandı) Where stories live. Discover now