Bölüm Kırk | Güzel Yalanlarla Yaşar ve Ölürüz*

443 52 13
                                    

*Merhaba! Fırtınalı Gecede toplam 7K okunmaya ulaşmış. İlgi gösteren ve bir şans veren herkese çok teşekkür ederim. 😚 Size bir şarkı bıraktım tabii ki bölüm ismi de şarkıda geçen bir söz. Şimdiden iyi okumalar! Bir sonraki bölüm biraz hareketli geçebilir. 🫠🤭 Haftaya görüşürüz....

Üzerinde oturduğum suyun titrediğini hisseder gibiydim. Ellerimi yavaşça zemine yerleştirdim. Gözlerimin önünden geçip giden, yemek masası üzerindeki bir tabutun üzerine kapanmış ikizimin görüntüleriyle neredeyse kusacaktım. Dudaklarım arasından hızlı hızlı nefes alıp verirken kulaklarım çınlıyordu. Gözlerimin önünde yatan annemin hareket etmediğini görmek beynime bir balyoz gibi inmişti.

''Sarp... Sarp...''

''Tamam tamam, tamam sorun yok, şhh.''

Neredeyse koşarak arkadan yanıma geldi ve omuzlarımı sardı. Onun varlığını, bedenime yakınlığını hissetmemle beraber koluna yapıştım.

''Ben bunu yapmış olamam. Olamam, değil mi? Olamam, Sarp.''

Sıktığım kolundan onu çekip yüzüne baktım. ''Sarp, olamam de lütfen. Olamam, değil mi? Ne olur kontrol et. Sarp, ne olur nefes alıyor mu kontrol et.''

Bedenim tir tir titrerken artık dökecek bir damla göz yaşım bile yoktu. Yalnızca histerik bir krizin içinde, şakaklarımdan beni vuran şokla savaşmaya çalışıyordum. Sarp omzumu sıktı ve nemli saçlarımı öptükten sonra hızlıca geri çekildi.

Annemin yanına hızlı adımlarla giderken etrafına yayılan kanları gördü. Adımlarını yavaşlatıp temkinli bir şekilde yaklaştı. Üzerindeki cüppesinin önü açılmış ve suyla beraber havaya kalkmıştı. Kırmızı elbisesinin etekleri yavaş yavaş hareket ediyor, suya düşen kolları hiç kıpırdamıyordu. Sarp, dizlerinin üzerine çöktü ve önce ona doğru eğilip göğsünü dinledi. Parmaklarım arasından geçip giden sudan güç bulmaya çalıştım.

Sarp'ın anlamsızca kaşlarını çattığını ve kafasını kaldırdığını gördüm.

''Ne?'' diye bağırdım. ''Ne oldu? Ne?''

Elini uzattı ve annemin burun deliklerine yaklaştırıp birkaç saniye bekledi. Benim için o birkaç saniye neredeyse bir saate eşitti.

Çok kötü biriydi, dedi geri dönen şeytani iç sesim. Masum insanları öldürdü.

''Ama ben onu öldürmek istemedim.'' diye fısıldadım Sarp'ın bile duyamayacağı bir sesle. ''Ölümünün benim elimden olmasını istemedim...Ölmesini de istemedim ki! Sadece cezasını çekmesini istedim! Ben bir şey yapmadım! Ben hiçbir şey yapmadım!''

İleri geri sallanırken sesim yükseldi, Sarp endişeyle bana baktı. Hızlı hızlı nefes alıp verirken neredeyse kalbim duracaktı. Sarp bir bana baktı bir de önünde yatan anneme. Yüzündeki yorgunluk, gençliğinin bir kısmını solduran acı ve keder katlandıkça katlandı. Düşkün ve korkmuş halimi seyretti kısacık bir süre, ardından bir kez daha kan gölünün içinde yatan Asiye Hanım'a baktı.

Anlayamayacağım kadar hızlı bir hareketle annemin eteklerini topladı ve kucağına aldı. Kocaman olmuş gözlerim ve kızarmış suratımla doğruldum. ''Ne oldu?'' dedim panikle.

''Nefes alıyor.'' dedi. ''Çok yavaş da olsa nefes alıyor, korkma.''

Omzuma bir başkası tarafından yüklenip beni kambur bırakan yükün bir kısmı bir toz gibi havalanıp uçtu.

''Nefes alıyor mu?'' diye sorarken kendimden bile şüpheliydim.

Annemi kucağına alan Sarp, vakit kaybetmeden kapıya doğru yöneldi. Ne yaptığını, neden yaptığını sorgulama fırsatı bulamadan ayağa fırladım. Sarp'ın peşinden giderken bütün suyun evi sarmış olduğunu yeni görecektim. Belkıs'a ait odadan dışarı çıktığımızda koridor boyu ilerleyen suyu takip ediyorduk.

Fırtınalı Gecede (Tamamlandı) Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt