ASLINDA SIRADAN BİR GÜNDÜ - Bölüm 1

491 24 10
                                    


777

519 7148 


Selam şekerler ve İllüzyon 1. bölümü ile sizlerle tanışmaya hazır. Keyifle, mutlulukla okumanızı dilerim iyi okumalar. 


ASLINDA SIRADAN BİR GÜNDÜ

Uyku ile uyanıklık arasında aldığım kokunun esiri olmuştum.  Krep mi yoksa pankek mi olduğunu kestiremediğim o nefis kokular eşliğinde miskinlik yapıyordum.  Gözlerimi araladığımda içim yine sıcacık sevgi dolu bir hisle dolmuştu. Kalbim kanat çırparcasına sevinçle atarken uyanmanın hazzını yaşıyordum.  Bir anda bugünkü bilgisayar sınavını hatırlayarak yataktan öyle bir fırladım ki heyecandan bacağıma dolanan yorgana takılarak uçuşa geçtim.  Bir yerlere tutunmaya çalışsam da beceremeyip başımı gardrobumun köşesine çarpmayı başarmıştım. Annem koşturarak yanıma geldiğinde ben alnımı tutarak ona bakıyordum. Annem "Elya ne oldu sana?" diye panikle yanıma koşmuştu ve ben "Ahh" diye inledikten sonra ona şu soruyu sordum.

 "Kahvaltıya krep mi yaptın yoksa pan kek mi?" diyerek sırıtmaya çalıştım. Annem bir anda girdiği şoktan çıktı ve sinirle ayağa kalktı.

" Aklımı aldın Elya, başını çarpmışsın sorduğun soruya bak! Zıkkımın kökünü yaptım kızım yer misin?"

 Elimi alnımdan hiç çekmeden ayağa kalktım. "Simoş'um sıradan bir sakarlık vakası , valla bak her zamankinden, bir şeyim yok." diyerek elimi alnımdan çektiğimde annem elimden tuttuğu gibi beni mutfağa doğru çekiştirmek suretiyle saydırmaya devam ediyordu. 

" Elya sen delisin, gerçekten kızım senin akıllanacağın falan yok. Alnın şişmiş sen yemek soruyorsun." Mutfağa girdiğimde tepeleme dolu olan pankek tabağına bakarken sırıttım. "Pankek en sevdiğim!" Annem buzluktan soğuk jel torbasını çıkardı ve alnıma koydu ben ise pankekin tadını çıkarıyordum. Aslında canım çok yanmıştı. Ne yazık ki annem yanımda olduğunda duygularımı çoğu kez bastırıyordum. Küçüklüğümden beri tek zaafım vardı ; o da annemdi. O üzülmesin diye bu güne dek ondan birçok şeyi saklamaya çalışmıştım. Annem henüz hamile iken asker olan babam şehit düşmüştü. Kocasının şehit olduğunu duyduğunda erken doğum yapan annem hayatı boyunca zorluklar çekmişti. Bir de benim prematüre doğuşum ile hayatı daha da zorlaşan annem ben söz konusu olduğumda kendini harap ettiği için ben de her şeyi umursamazlığa vurmaya karar vermiştim. O benim biriciğimdi ve ne kadar az üzülürse o kadar iyiydi. 

Anneme gülümseyerek masaya oturdum ve krep yemeye devam ettim. Annem ise eline telefonu aldı ve doktorumu aradı. Kaşla göz arasında bana randevu almıştı bile. Surat astım tüm iştahım kaçmıştı.  

"Anne ya niye doktoru aradın ki şimdi, alt tarafı hafifçe çarptım. Beyin kanaması geçirmedim ya." Annem durur mu? "Ya travma geçirirsen, ya iç kanama olursa! Asla olmaz bu gün o doktora gidilecek." Umutsuzca arkama yaslandım.

 "Tamam giderim, ama okuldan sonra... O Toprak hoca var yaaaaaa..... O nemrut suratlı Toprak hoca ,beni dersten öyle bir bırakır ki, ömrüm boyunca liseyi bitiremem bak. Zaten adam takmış bana kafayı, eskiden kalma dede mübarek. Hangi çağdan zaman yolculuğu yaptıysa, fosil zihniyetli ne olacak. Yok saçını ör, yok eteğini aşağı çek. Adam bildiğin despot anne beni onun önüne bir kurban gibi  atamazsın." 

Annem ise doldurduğu süt bardağını önüme koyup sakince oturdu. " Hocan haklı kızım, senin gibi bir güzelliği görünce korumaya çalışmış adam, aferin ona. Çok takdir ettim doğrusu, neyse toplantıya geldiğimde ona özel olarak teşekkür edeyim de. Böyle hocalar her zaman takdir edilmeli." 

İLLÜZYON- Yeni HayatımWhere stories live. Discover now