EZİYET - Bölüm 5

247 20 31
                                    

Merhaba değerli ve güzel okuyucularım. Öncelikle bu bölümü yıllardır bu platformda olmadığım halde beni ve öykülerimi unutmayan her öykümü titizlikle okuyarak yorumları ile öyküme güzellik katan iki güzel ve değerli okuyucuma etmek istiyorum. 

@pnkgrl68 ve @tugba_er  güzel okuyucularım çok kıymetlisiniz bu bölüm sizlere armağanım olsun. 


Cumartesi günü bölüm yayınlama sözümü tutamadığım ve sizleri beklettiğim için kusura bakmayın. Bu gecikmeyi sürpriz bir bölümle telafi etmeye niyet ettim. Bakalım sürprizler için neler mümkün. Hepinize sevgiler , hayatınız şansla, bolluk-bereket ve umutla dolsun. Keyifli okumalar diliyorum. 


***

"Sorgulanmayan bir yaşam gerçekte yaşanmamıştır." 

                                                                                                Platon


Karşımda Çınar sinir bozucu bir şekilde bekliyordu. Yatağımda ise ellerini ensesinde birleştirmiş keyif yapan Kartal Bey gülümseyerek bakıyordu. Ben ise üzerimde pijamalarım, elimde portakal suyu bardağıyla hayatı sorguluyordum. Allah ım gerçekten ben neyin içine düşmüştüm böyle? Bardaktan Çınar'ın zoru ile bir yudum meyve suyu içmiştim. Anlık bir ruh hali değişimi ile olayı pişkinliğe vurmazsam bu evde kontrolüm dışında çok fazla şey yaşayabilirdim. " Sabah sabah ne eğitimi ben daha büyüme çağındayım." diyerek yatağa geri girdim. Yatağıma yayılan Kartal'ı da omuzumla ittirerek "Kaysana Kartal Bey ya sen de burayı gerçekten kendi yatağın olarak benimsedin. Koskoca evde odan yok mu senin." Yanımda sırıtan Kartal bey hiç etkilenmiyor gülümseyerek Çınar' a kaş göz hareketi yapıyordu. O benden de pişkin çıkmıştı. "Bana baba dersen belki yatağından kalkmayı düşünebilirim ufaklık. "

Ona bilmiş bir tavırla baktım. "Anca rüyanda görürsün Kartal Bey, sen uyumaya devam et bence."

Kartal gözlerini kısmış çok pis bakıyordu. "Demek öyle, ufaklık."

Umursamadım. " Aynen öyle." diyerek devam ettim. 

"Sizin misafir ağırlama anlayışınız bu mu, daha dün geldim ben bu eve dün, dün...Bırakın bir alışayım, içime sindireyim. İlk günden insan çalıştırılır mı ama!"  

Çınar parmağını sallaya sallaya beni tehdit etti.

" Bana bak küçük oyuncu, işi sulandırmakla bizi kandıramazsın, çabuk kalk  sabrım taşıyor. Babanın yanında şimdi seni ..."

Cazgırlığın zamanı gelmişti. 

"Kartal Bey ya şu adamına bir şey söyle. Bana parmak sallayıp tehdit etmesin. Hem sizin şirinlik yapıp benim kalbimi kazanmanız falan gerekmiyor mu? Filmlerde hep öyle oluyor ama, siz sürekli emirler yağdırıp duruyorsunuz."

Kartal kaşlarını çattığında isyanımın işe yaramadığını anlamıştım.

"Dün kaçırılman her hangi bir filmden bir sahne miydi kızım? Cevap ver bana sen dün kaçırılmadın mı?" Kartal Bey kızgınlıkla ayağa kalktığında ben de kalktım. Karşıma geçip ellerini omuzlarıma koydu. Gözlerimin içine öyle korkunç bir şekilde baktı ki, beni döveceğini falan düşünmedim değil. Neyse ki öyle olmadı. O gözlerimin içine bakarken öylece nefesimi tutup kalakaldım ve onu dinledim.  " Bak kızım 17 yıl boyunca diken üstünde yaşadık biz, abilerin çocukluklarını yaşamadılar. Ömrümüz seni uzaktan korumakla geçti. Seni saklayabildiğimizi, artık seni aramayacaklarını düşündüğümüz anda seni kaçırmaya kalktılar. Artık büyümek zorundasın. Abilerin, ablaların, Çınar veya ben yanında olmadığımızda tekrar aynı şeyi deneyebilirler. Sen kendini korumayı öğrenmek zorundasın. Yorulsan da, canın yansa da, ağlasan da kendini korumayı öğreneceksin. Kaytarmaya çalışırsan yakarım bilmiş ol. " 

İLLÜZYON- Yeni HayatımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin