TATSIZLIK - 30

90 12 2
                                    


Heyecanlı geçen akşamın bitiminde herkes odasına çekilmişti. Şaka maka annemi babama vermiştim. Resmen peltim çıkmış bitik şekilde pijamalarımı zorlukla giyip yatağa serilmiştim. İncecik askılı tişörtüm ve şortuma rağmen havanın boğucu etkisi ile boğuşuyordum. Bağışıklığım düşük olduğu için bu evde kimse benim klima ile uyumama izin vermiyordu. Hainler klimayı iptal etmişlerdi resmen. Sıcaktan pişerek düşüncelerimle boğuşurken kollarım iki yana ve bacaklarım da yanlara doğru açıktı. Aklımca vücudumu bu şekilde rahatlatıyordum. Hain Çınar ile dövüş karşılaşmamız yüzünden her yerim ağrıyordu. Gözlerimi tavana dikmiş bugün olanları düşünürken Egemen abimin kendini çaresiz hisseden halini, Leyla'nın utanmışlığını düşündüm. Babamla annemin yeni yetme ergenler gibi nasıl heyecanlandıklarını düşündüm. İnsan kalbi çok değişik bir mekanizmaydı doğrusu. Yaşınız kaç olursa olsun, hayatta başınıza ne gelirse gelsin, bir gün kalbinize düşen bir sevgi tohumu ile yeniden umutla dolup yeşerebiliyordunuz. Annemle babamın durumu da aynen böyleydi. Babam iki kez eşini kaybetmiş ve kızından ayrı kalmış bir adam olarak hayatında çok kez sınanmıştı. Annem de keza öyleydi. Genç yaşlarında asker yolu gözlemiş ve sonra onun ölüsünü almıştı. Evladını yalnız başına doğurmuş ve evladı sandığı bebeğin aslında kendi çocuğu olmadığını öğrenmişti. Şimdi ise ikisi de mutlulukla gülümsüyorlardı. Onlar adına da kendi adıma da çok mutluydum.

Kendi açıma mutlu değildim lakin, her yerim ağrıyordu. Düşüncelerden sıyrılıp ağrılarıma bir son vermem gerektiğini düşündüm. Düşün düşün nereye kadar? Bu sıcakta bir de ağrı çekerek uykuya dalmam imkansızdı. Hemen baş ucumdaki komodinin çekmecesinden ilacımı aldım ve önce bacaklarıma sürmeye başladım. Tam o sırada bir yandan dokunduğum yerlerin acısıyla inlerken diğer yandan kendi kendimle hesaplaşıyordum. "Ahhh. Hain Çınar insan bir insaflı olur ya. Offff çok acıdı aptal kafam sen kim izbandut Çınar'la kapışmak kim? Akılsız hiç akıllanmayacaksın sen Elya. "

"Bence de küçüğüm sen hiç akıllanmayacaksın galiba. "

Bir anda duyduğum sesle çenemi kapatıp kapıya baktım. Tabi ki gelen babamdı. Kollarını göğsünde birleştirmiş ve kapının pervazına dayanmış beni izliyordu ve yüzüne yayılan gülümsemeden keyifli olduğu da belliydi. " Ne oldu yaramaz kızım yine kendinle bir harbe girmişsin. Ağrın mı var? " 

Akşam ki hamlemi düşününce babama o anları unutturmak adına en şirin ifademle gülümsedim. "Baba ya hepsi Çınar yüzünden tutturdu sen beni yenemezsin diye. Hırs yaptım ama yapmaz olaydım. Halbuki olgun bir insan olup, yenersin Elya takma kafana böyle şeyler dese ben de onunla aşık atmaya çalışmayacaktım. "

Babam inanmamış gibiydi. "Öyle mi diyorsun bebeğim. Haline bakmadan odun dağına gitmek diye bir söz var bilir misin? " 

"O f baba ya..." 

"Yok of baba ya..." diyerek kremi elimden aldı ve sert sesiyle bana "Uzan bakalım. "dedi. Bir yandan kremi sürerken diğer yandan vaazını vermeye başlamıştı bile. " Elya sen şu miniminnacık cüssenin farkında değilsin galiba. Kızım artistlik yapıp abilerinle ve Çınar'la iddiaya girersen dayağını yer oturursun. " diye tamamladı. "Ay baba ama ya." diye itiraz ettim. "Sen de bana iyiliğe mi geldin kötülüğe mi anlamadım. Severken öldürmek mi diyorlar buna diye çığlık atasım var. Arabesk arabesk söylemlerle hayatımı zehir edesim var. Yapmasana. "

Babam aldırmadı. Sırtımı kremle ovarken bir yandan canım yanarken diğer yandan da inanılmaz rahatlıyordum. " Arabeske bağlamana gerek yok bebeğim. Haddini bilmen yeter. "

" Onlar dövüştükleri kişinin bir prenses olduğunu ve narin kişiliğimi unutuyorlarsa ben ne yapayım. Pozitif ayrımcılık yapsalar ne olur? Dünyanın sonu mu gelir? Ah ah bu evde bir sürü artsitten bozma, mankenlikten erken emekli olmuş tipli ve aynı zamanda da çok güçlü adamların olması benim suçum mu?" 

İLLÜZYON- Yeni HayatımWhere stories live. Discover now