DÖNÜŞ - Bölüm 32

96 12 0
                                    

BEN GELDİM NASILSINIZ? UMARIM İYİSİNİZDİR VE BÖLÜMLE DAHA DA İYİ HİSSEDERSİNİZ. KEYİFLİ OKUMALAR DİLİYORUM. 

*****


Biz Toscana'dan neden dönmüştük? Elbette sakin bir yaşam sürmek için. Tabi en önemli sebebi ise kendi köklerimize dönebilmekti belki. İnsan en çok kendi vatanında özünü ortaya çıkarabilirdi belki de. Güvende olma duygusu vazgeçilemez bir histi. Babam da güvende olmak istiyordu, bu yüzden de emek vererek kurduğu kocaman ailesini kökleri ile buluşturmuştu. Ama burada da belli ki bir ağacın köklerinde oluşan habis bir hastalık gibi zarar vermeye niyetli biri vardı. O da babamın amcasıydı sanırım. Babamın ondan hiç de hoşlanmadığı belliydi. Oğulları ile birlikte evimize bir bomba gibi düşen amcanın yarattığı rüzgar umarım huzurumuzu kaçırmazdı. Babam ona soğuk davranmıştı. Ama adının Mahir olduğunu öğrendiğim amca bey hiç de huzura meyilli bir adam değildi belli ki. Ayak üstü babama üstü kapalı imalarda bulunarak oğulları ile birlikte evimizi terk ettiğinde babam çok gergindi.  Adil amca ile birlikte çalışma odasına kapandığında ben de huzursuzdum. 

Dinlenmek için odama çıktım. Bu oda ile bağ kurarsam yaşadığım bu değişime daya rahat ayak uyduracaktım. Aslında bitkinliğime bir kılıf uydurmaya çalışıyordum. Sebepsiz yere yorgun hissettiğim günlerden hoşlanmazdım. Uzun zamandır vitaminlerimi de almıyordum. Artık vitamin içmekten bıktığım için bana güvenen anneme ve babama içtiğimi söylesem de bir süreliğine normal bir insan gibi ilaçsız sağlıklı yaşayan bir insan gibi yaşamaya ihtiyacım vardı. Yatağıma uzanarak telefonumu elime aldım. Biraz Muğla hakkında araştırma yaptım. Burası çok güzel bir yerdi. Aslında buraya gelmek babama daha çok yakınlaşmak gibi hissettiriyordu.  Babam bana bu evde büyüdüğünü söylemişti. Babasından kalan bu evde tekrar yaşama fırsatı bulduğu için mutlu olmalıydı. Bir süre daha dinlenmek için gözlerimi kapattı ama çok geçmeden dışarıdan bağrışma sesleri geldi. Ses Başak ve Savaş abime aitti. Bir anda odamın kapısı açıldı.  Savaş abim "Dışarıya falan çıkamazsın Başak. Ben bilirim senin dışarı çıkmalarını kaçamak yapıp sigara içeceksin değil mi? " Başak açık kapının odama giriş tarafında abim ise kapının önündeydi. Ellerini beline koyan Başak birazdan kavgaya girişecek mahalle teyzeleri gibi görünüyordu. " Sen bana karışamazsın anladın mı? Burada bari karışma bana. Sen benim babam değilsin. " 

Abim ise vazgeçecek gibi görünmüyordu. Başak'ın üzerine doru yürüdüğünde oda geri geri geldi. Dayanamadım. "Ne oluyor size ? Yeter artık bırakın kavga etmeyi de ne olduğunu doğru düzgün anlatın. " Savaş abim bana öfkeyle baktı. "Sen karışma ufaklık. " 

Başak ise gözünü ondan ayırmıyordu. " Asıl sen karışma altı üstü bahçeye çıkıp dolaşayım dedim. " 

Bana dinlenmek yoktu anlaşılan. " Abi tamam sakin ol, sürekli onu bu şekilde kontrol edemezsin. Kendine zarar vermek isteyen verir sen bunu engelleyemezsin. " 

Başak en sonunda dayanamadı ve abime elini uzattı. " Bana emir vermek yerine sen de gel benimle. Böylece ne yaptığımı yakından görmüş olursun. " 

Savaş abim kararsız kaldı. " Abi Başak haklı kozlarınızı dışarıda dolaşarak paylaşabilirsiniz. Artık ben dinleneyim diyorum ama. "

Abim bıkkınlıkla nefes verdi. " Tamam küçük bilmiş tamam. " 

Onlar odadan çıkarken ben de kendimi yatağa bıraktım. Uykum var desem yoktu, sadece yorgundum. Komodinin üzerinde duran kitabıma baktım. En iyisi biraz kitap okumaktı. Dünya klasiklerini hep çok sevmişimdir. Savaş ve Barış adlı kitabımı alıp okumaya başladım. Kitabın sayfaları arasında kelimelerin büyüsüne kapılmışken göz kapaklarım giderek ağırlaştı. 

İLLÜZYON- Yeni HayatımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin