ÖZGÜRLÜK- Bölüm 20

124 10 20
                                    

Merhaba bölüm günlerinde ufak sapmalar olsa da İllüzyon tüm hızıyla devam ediyor. Görüşlerinizi yorumlarınızda belirtmeyi, beni takip etmiyorsanız etmeyi unutmayınız. 

Şimdiden teşekkürler ve keyifli okumalar diliyorum. 

***


Özgürlük, istediğimizi yapma hakkı değil, yapmamız gerekeni yapma hakkıdır.

Immanuel Kant 

Eve vardığımızda dayım ve Çınar dışında herkes masadaydı.  Televizyon açıktı ve babam sabah haberlerini izliyordu. Ansızın ekranda görünen haberle hepimiz dikkat kesildik. Ben sadece resim görmüş bir şey anlamamıştım. Babamın açıklamasına göre "Halim Soykan'ın cansız bedeni bulundu "diyordu haberlerde. Dalgıç ekipleri günlerdir aradıkları Halim Soykan'ın cansız bedenine sahile yüzmeye giden bir grup sayesinde tespit etmişti.

Gerçekten ölmüş müydü? Buna inanmalı mıydım? Halim öldüyse artık özgürce yaşamam da mümkündü . Çiftlikte saklanmak zorunda değildim, belki kendi ülkemize bile dönebilirdik. Bir insanın ölümüne sevinmek değildi hissettiğim şey, hayatımı yöneten korku ağından serbest kalmaktı. Normal bir insan gibi okula, alışverişe kahve içmeye eğlenmeye gidebilirdim. Normal bir hayat yaşamak gerçekten güzel olacaktı.

Bir anda tüm duygularım karmakarışık oldu, tüm yaşadıklarım gözümün önünden film şeridi gibi geçti. Babasız büyüdüğüm o zor yıllar, annemle birlikte sıkıntı çekerek ayakta kalma çabalarımız, sonra kaçırılmam, hayatımın bir anda bambaşka bir hale dönüşümü, hayatıma giren insanlar, Halim'in evinde yaşadıklarım. Korkularım, bilinmezliklerim, bunalmışlıklarım, bana ait her zerre her düşünce, her anı şu anda üzerimde bir yük gibiydi. Bu haberin gerçek olmama ihtimalini düşünmek ise beni daha derin bir korku dehlizine atıyordu. Kulaklarımla duyduklarıma inanmak öyle zordu ki, inanırsam ve gerçek olmadığı ortaya çıkarsa bir daha kendime gelemezdim. Duygularım gözlerimden akan bir sele dönmüştü sanki. Dizlerimin üzerinde yere çökerek ağlamaya başladım. Kendimi tutmaktan kaskatı olmuş benliğim özgür kalmıştı sanki. Bu gözyaşları mutluluktan mıydı, korkudan mı, yoksa kötü de olsa birinin ölmüş ihtimalinin gerçekliğini yadırgamamdan mı? Herkes şaşkınlıkla ve tedirginlikle başıma toplandığında babamın güçlü kolları tarafından sarmaladığımda hıçkırıklarım daha da güçlü daha da durdurulamaz bir hal almıştı. Annemin sesini duyuyordum. "Kartal Metin'i çağır sakinleştirici bir iğne yapsın "diyordu. Ben ise tepki bile veremeden ağlıyordum. Babam beni göğsüne bastırmıştı. Kafamın üstünde dudaklarının baskısını ve sıcaklığını hissediyordum. "Hayır Simay bu duyguları boşaltması gerekiyor bırak ağlasın. "Babam da benimle birlikte yerde oturuyordu beni kendine iyice çekmişti ve sakinleştirmeye çalışıyordu. Konuşarak değil ama sessizce sadece sıcaklığını hissettirerek, yargılamadan, yorum yapmadan sadece varlığını ve kokusunu hissediyordum babamın.

Etrafımdaki hiç kimseyi görmüyordum. gözlerim bulanıklaşmıştı. Annemin uzattığı suyu bana içiren babam "İç bebeğim, su sana iyi gelecek. "diyerek elinde tuttuğu bardağı dudaklarıma getirdi. Öyle iyi geldi ki, bulanık gören gözlerimle babamın gözlerine baktım. "Te..teşekkür ederim. "

Babam saçlarımı iyice okşayarak geri itti. Büyük avuçlarıyla yüzümü avuçladı. "Bebeğim neden ağladın, anlat bize. Anlat ki, seni üzen sebep her neyse çözüm bulayım. "

Babamın göğsüne başımı dayadım yine "Korkuyorum baba, bu adam yüzünden öyle çok şey kaybettim ki bir anda duygularım boşaldı. "

" Haklısın bebeğim, çok haklısın. Hepimiz seninle aynı duyguları paylaşıyoruz. Bu  hepimiz için zor bir durum. "

İLLÜZYON- Yeni HayatımWhere stories live. Discover now