3.Bölüm " İntikam Arzusunun Doğurduğu Yazgı"

49.1K 1.9K 170
                                    

Uraz Alakurt

3.Bölüm "İntikam Arzusunun Doğurduğu Yazgı"

6 Aralık Çarşamba Gününden devam

🦋

"Teklifini kabul ediyorum."

Bir tepki ermezken, doğrudan yüzüme bakıyordu.

"Kabul ediyorum." Diye tekrar ettim.

Hareketlendi, üzerindeki ceketi çıkarırken ben ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. Omuzundan çıkardığı ceketi savururken biraz yaklaştı, ceketi arkamdan geçirip omuzlarıma yerleştirdi, yerleştirdiği ceketi düzelttikten sonra geri çekilip ifadesiz gözlerini yüzüme dikti.

"İyi misin?" diye sordu tok bir sesle.

"Onu öldüreceğim. " dedim yumruk yaptığım elimi sıkarken.

Yanıma yaklaşıp elini hafifçe belime koydu, varla yok arası hissederken elini kafamı kaldırıp ne yaptığını anlamak için yüzüne baktım. Ela gözlerini ilk kez bu kadar yakından görüyordum, sarılar daha baskındı.

"Gel, titriyorsun." dedi tok bir sesle.

O diyene kadar titrediğimin farkında bile değildim. Hala şokta olduğum için bir tepki veremiyordum, sessizce komutuna uyarken birlikte yürümeye başladık. Silahla indiğim merdivenleri bu kez onunla birlikte inmeye başlamıştık.

Bizi fark eden korumalar saygı duruşuna geçerken Uraz Alakurt benimle birlikte daha önce girdiğim odaya girdi. İçeriye girerken, bana yardım edip sandalyelerden birine oturdu. Arkasını dönüp içeceklerin olduğu bir masaya doğru ilerledi. Elinde bir şişeyle tekrar bana dönerken yanıma yaklaşıp şişeyi açıp bana uzattı.

Titreyen ellerimle şişeyi alırken bakışlarım şişeyi tutan kanlı ellerime kaydı. Ellerim titrerken şişe elimden kaymıştı. Uraz ani bir refleksle eğilip şişeyi alırken dudakları yanağıma sürtünmüştü. Hafif geriye çekilip yüzüme baktı. Şişeyi sakince dudaklarıma yaklaştırdığında birkaç yudum alıp geriye çekildim. Bakışlarım ellerime kayarken, şişeyi masanın üzerine bırakmıştı.

"Ne oldu?" diye sordu büyük bir sakinlikle.

"Ben sana geliyordum." Dedim kafamı kaldırıp yüzüne bakarken, ifadesiz gözlerini üzerimden çekmezken konuşmama devam etmemi bekledi.

" Yoldaydık... Sonra yolu kestiler.... Çağrı." dedim gözlerim dolarken. "Çağrıyı öldürdüler... Hepsini öldürdüler sonra..." yutkundum.

"Sakinleş..." dedi keskin bir ses tonuyla.

Bir kaç saniye sakinleşmek için gözlerimi kapatıp derin nefes aldım. Biraz olsun sakinleşirken tekrar konuştum.

"Pençe'nin selamı olduğunu söyledi, hepsini arabaya koyup yaktılar. Sonra..." yumruk yaptığım avucumu açtım." Bana Kutay'ın ölümünü araştırmaya devam edersem bu kez beni öldüreceklerini söyledi, ardından önüme pençe resmi olan bir kart bırakıp gittiler." dedim elimde buruşmuş kağıdı ona gösterirken.

Bakışları ağır ağır elimdeki buruşmuş kağıda baktı. Kağıdı avuç içimden alıp açtıktan sonra incelemeye başladı, kaşları çatılmıştı.

" Yüzlerini gördün mü? " diye sordu bakışlarını kağıttan çekip yüzüme baktı.

" Hayır maske takılıydı." diye yanıtladım.

"Nerde oldu?"

"Orman yolundaki caddede, bu demirlikler koyup kamelya olan bir yer vardı." Dedim tam tarif edemezken. Kafasını ağırca salladı.

HARABEWhere stories live. Discover now