16.Bölüm "Yağmurun Acı Anısı"

25.3K 1.3K 243
                                    

16.Bölüm "Yağmurun Acı Anısı"

Bölümle ilgili düşüncelerinizi satır aralarına yorum bırakarak belirtebilirsiniz❀

İyi okumalar

.

.
Sen bana geldin.

O can artık benim korumam altında.

Olduğum yerde kıpırdanırken, gözlerimi açmamak için direndim. Uyuyordum. Uykusuzluktan dolayı yaşaran gözlerimden yaşlar akarken, uyumak için çaba gösteriyordum.

Sen bana geldin.

Zihnimde sesi bir kez daha yankılanırken, sinirle gözlerimi açtım. Yok olmuyordu, uyuyamıyordum. Karanlık olan odayı hafif aydınlatan ay ışığı yatağa doğru yansıyordu.

O can artık benim korumam altında.

"Hay senin sesine!"

İnlerken, bağırarak doğruldum. Biranda doğrulup durduğum için saçlarım önüme doğru dökülmüştü. Saçlarımı hırsla geriye doğru attım, çıldırmama ramak kalmıştı. Yaşaran gözlerimi elimin tersiyle iterken esnedim.

Deli gibi uykum vardı ama neden uyuyamıyordum. Uzattığım ayaklarımı kendime doğru çekip kollarımı ayaklarıma doladım. Yüzümü yan şekilde büktüğüm dizlerimin üzerine yaslarken perdenin aralık bıraktığı gökyüzüne baktım.

Tek istediğim yorgun bedenimin biraz uyuyup dinlenmesiydi. Ne yazık ki dinlenemiyordu. Tam dalacağım esnada Uraz'la bahçede konuştuğumuz konuşma beliriyordu gözlerimin önünde. Neden? Neden aklıma takılmıştı söyledikleri ? Kötü bir şeyde dememişti. Beni koruyacağını ima etmişti. Gözlerim tekrar yaşarırken, ağırca kapattım.

Ona bir şey olmasına izin vermem.

Sesi tekrar beynimde yankılanırken sinirle dişlerimi sıkarken, dişlerimin birbirine çarparken çıkarttığı gıcırtı beni daha çok rahatsız etmişti. Kapattığım göz kapaklarımı aralarken, kafamı kaldırıp elimi arkama attım. Yastığımı alıp sıkarken inledim.

"Sus artık!"

O can artık benim korumam altında.

Sinirle bir kez daha inlerken elimdeki yastığı hızla karşıya fırlattım. Yastık duvara çarpıp yere düşerken, resmen delirmek üzereydim. Uykusuzluktan sızlayan gözlerimi ovaladım, sadece tek istediğim uyumaktı neden bozuk plak gibi aynı sahneyi, aynı cümleleri duyup görüyordum.

Bedenim isyan ederken, kendim halsizce yatağa yan bir şekilde attım. Uyumak istiyordum, beynimde ses olmadan uyumak istiyordum. Olduğum yerde kıpırdanırken gözüm kenardaki telefonuma kaydı elimi uzatıp telefonu aldım. Ekranı açtığımda saat üçü yirmi sekiz geçiyordu.

Aklıma gelen fikirle müzik açtım. Müziğin sesini duyabileceğim şekilde ayarlayıp başımın yanına bıraktım. Gözlerimden yaşlar süzülmeye devam ederken homurdanıp elimin tersiyle sildim. Bunu sevmiyordun işte.

Bir insan neden uykusu olduğu halde hem uyuyamaz hem de gözleri yaşarır ki?

Bunu düşünmeye son verdim, çünkü düşünsem de bir cevap bulamıyordum. Gözlerimi kapatıp şarkıyı mırıldanmaya başladım.

"Beni yak kendini yak, her şeyi yak..." kısık bir sesle şarkıya eşlik ederken gözlerimin önünde biranda Uraz Alakurt belirmişti.

"Bir kıvılcım yeter, ben hazırım bak..."

"Ayza." beynimin içinde sesi tekrar yankılanırken inledim, sesi yetmiyor birde görüntüsünü görmeye başlamıştım.

"Ee sokacağım ama sana da sesine de... Uraz? " sinirle doğrulurken, kapının girişinde bana garip bir şekilde bakan Uraz'la kala kalmıştım.

HARABEWhere stories live. Discover now