11.Bölüm "Kağıt Helva"

35.3K 1.7K 170
                                    

11.Bölüm "Kağıt Helva"

🦋




İçimde hızlı hızlı çarpan şey umarım kalbim değildi. ve yabancısı olduğum bu histe neyim nesiydi?

İçimde hissettiğim şeyin tanımı yoktu bende. Bakışlarımı dudağının kenarında yer edinen tebessümünden çekerken gözlerine baktım.

"Bitti..."

Yine o tuhaf bakışmaya giriyormuşuz gibi hissediyordum.

"Abi?" diye ses duyarken, ikimizde ellerimizi geri çekmiştik. Bakışlarımı kaçırırken bize bakan ikiliye baktım. Bakışları kesinlikle fazla ima doluydu.

"Bitti diyorum oğlum. İndir beni indir." diye Cem'in omzuna vuran Sinan'la birlikte Cem hızla eğilip Sinan'ı omuzundan attı.

"Biz gidelim." dedi Cem. Sinan onu onaylar şekilde kafasını sallarken ikisi de merdivenlerden inmeye başladı.

"Bekleyin." dedi Uraz tok bir sesle.

"Konuşalım." diye devam ettiğinde ikisinde onayladı onu.

"Çalışma odası." dedi merdivenlere ilerleyip çocukların yanından geçerken.

Çocuklarda peşine takılıp üst kata çıkmıştı. Salonda yine tek kalırken, mutfağa gidip çay demlemeye karar verdim.

Tepsiye yerleştirdiğim çay bardakları, ve porselen demlikle birlikte dikkatlice merdivenlerden çıkıp çalışma odasının önüne geldim tepkisi tek elimle tutmaya çalıp kapıyı tıklatacaktım ki duyduğum seslerle birlikte durup dinlemeye başladım.

"Bir haber var mı?" diye sordu Uraz.

"Yok abi." diye konuştu sesinden anladığım kadarıyla Cem.

"Peki bahsettiğim olay onu araştırdın mı?" diye sormuştu Uraz.

"Evet abi, sen haklıydın. Kaza olayı planlıymış." dedi Cem.

Kaza olayı mı? Ne kazasından bahsediyordular? Uraz'ın tekrar konuşmasıyla birlikte ona odaklandım
"Arkasında kim var buldun mu?"
"Henüz değil abi." dediğinde kısa bir sessizlik oluşmuştu.

Daha fazla kapının önünde beklememeye karar verip kapıyı tıklattım. Kapıyı açıp içeriye girdiğimde bakışlar bana dönmüştü.

"Çay getirdim." dedim Uraz'a bakarken.

"Ben alayım Ayza Hanım." deyip ayaklanan Ceme döndüm.

"Otur sen, ben doldururum." dedikten sonra masaya doğru yaklaştım.

Tepsiyi masanın üzerine bıraktığımda hepsi sessizliğe bürünmüş beni izliyordu. Bu biraz gerilmeme sebep olmuştu.

"Akşam ki yemek için her şey hazır mı?" diye soran Uraz'la birlikte bakışlar üzerimden çekilmişti. Çayları doldurmaya başladım.

"Evet abi." diye yanıtlamıştı Cem onu.

Doldurduğum fincanları önce çocukların önüne bırakmıştım. Ardından Uraz'a bu sonrada bana kısık gözlerle baktığını fark ettim.

"Bugün evde misin?" diye sorduğumda üçünün de bakışları bana dönmüştü.

"Çıkarım bir iki saate." diye beni yanıtladığında kafamı salladım. İkilinin garip bakışları Uraz'ın keskin bakışları ile son bulmuştu.

Tepsiyi tekrar çay doldururlar diye odada bırakıp odadan çıktım. Koridorda yürürken merdivenin tam karşısındaki saate kaydı bakışlarım benden habersiz dudağım yana doğru kıvrılmıştı bile hoş duruyordu. Odaya ilerlerken odamın kapısının karşında gördüğüm ikinci bir saat duraksatmıştı beni.

HARABEWhere stories live. Discover now