8.Bölüm "Kanatları Yanan Kelebek"

38.4K 1.6K 82
                                    

8.Bölüm "Kanatları Yanan Kelebek"

🦋




"Onu sevdiğin için mi zorundasın, yoksa bunu kendine vefa borcu olarak mı görüyorsun Ayza Kılınç?"

Afalladım, bu sormasını beklemediğim bir soruydu. Saçma ve bir o kadarda mantıksız bir soruydu. Neden böyle bir soru sorduğunu anlamazken afallamış bakışlarımı yüzüne diktim. İfadesiz bakışları bir cevap beklercesine yüzümde geziniyordu.

" Cevabını kendinde bilmiyorsun değil mi?" dedi sessizliğimden yola çıkarak, emin bir şekilde konuşurken.

"Hayır. Sadece saçma soruna cevap verme gereği duymadım." Diye çıkışırken sinirle arkamı döndüm.

Eve doğru adımlarken bana doğru havlayarak koşan köpekle birlikte olduğum yerde kilitlendim. Köpek biraz ötemde durup havladığında irkildim. Hareketlendiğini fark ederken geriye doğru gitti adımım. Sırtım bir şeye çarparken kafamı çevirip ne olduğuna baktım. Uraz'ın keskin yüzüyle karşılaştım, bana değil de doğrudan köpeğe bakıyordu. Eli dirseklerimi bulup düşmemi engelledi.

"Nero dur!" diye bağırdığında köpek biranda durmuştu.

Karşımda salyalarını akıtan köpeğe korkuyla baktım. Omuzunda Uraz'ın parmaklarını hissederken kafamı çevirip ona baktım. Kayıp eline düşen ceketimi tekrar omuzuma yerleştirdikten sonra yüzüme baktı.

" İyi misin?" diye sorduğunda kafamı beli belirsiz sallarken tekrar karşımdaki köpeğe baktım. Hala Uraz'a yaslanmış halde dururken köpekten bakışlarımı çekmiyordum.

"Niye gitmiyor bu?" dedim hoşnutsuz bir sesle.

"Sinan!" diye seslendiğinde boş bulunup irkilmiştim.

"Efendim abi?" dedi Sinan yanımızda belirirken, bakışları ikimizin üzerinde gezinmişti.

"Nero niye bağlı değil?" diye sordu keskin bir sesle.

Sinan'ın bakışları Nero'ya kayarken şaşırmıştı. "Abi bizimkiler etrafı kontrol etsin diye serbest bırakmıştı, bağlamayı unutmuşlar. Kusura bakma." dedi mahcup bir sesle.

"Götür." demişti Sinan'ın yaptığı konuşmaya karşılık sadece.

Sinan kafasını sallayıp köpeğe döndü.. "Nero gel." dedi yürümeye başlarken, köpek peşinden havlayıp hareketlenirken kısa sürede uzaklaşmıştı.

Rahatlarken hala yaslanmış olduğum Uraz dan ayrılıp omuzlarımı düzelttim. Hiçbir şey demeden eve doğru yürürken peşimden sessizce geldiğini hissetmiştim.

Eve girerken Pelin bizi karşılamıştı. Montumu alırken kibarca teşekkür etmiştim. Şimdi ise oturma odasında ki masaya oturmuş pelinin servis ettiği yemeği sessizce yiyorduk.

Yemek boyunca Uraz'ın kısa bakışlar atsam da yemekte oldukça sessizdi. Bense onun tam tersiydim, ayağımı yere vurup ritim tutarken canım sıkılmıştı, yemek yerken ya sohbet etmeliydim yada önümde bir şey açık olmalıydı yoksa yemek yiyemiyordum.

"Beğenmedin mi?" diye tam çorbayı içeceğim esnada, kaşıkla öylece durup bakışlarımı ona çevirdim.

"Hı?... Yok beğendim." dedim kendime gelip kaşıktaki çorbayı içerken.

"O zaman neden ayağını yere vurup duruyorsun?" dedi sinirli çıkan bir sesle. Ayağım anlık dururken, bakışlarımı kaçırdım.

" Ben sessizce yemek yemeyi sevmem."

" Bende sessizce yemek yemeyi severim. " dedi benim tam zıttım mı söylerken.

" Anladım. Doydum zaten kalkıyordum. " Dedim kaşığı bırakıp ayaklanırken.

HARABEWhere stories live. Discover now