9.Bölüm " Korkuların Duvarlarına Çarpan Yakınlık"

35.3K 1.6K 90
                                    

9.Bölüm " Korkuların Duvarlarına Çarpan Yakınlık"

🦋



"Çünkü Kelebek..." yüzüme yerleşen buruk tebessümle konuşurken. "Sonsuzluk." Diye devam ettiğimde benimle birlikte oda konuşmuştu.

"Sonsuzluk demek." dedi tok bir sesle.

Aynı anda konuşmamızı beklemiyordum, ayı şeyi düşünüp söylememizi hiç beklemiyordum. Affalarken doğrudan yüzüne bakıyordum. bakışlarındaki garipliği hissettim.

Elim hala göğsündeki kelebek dövmesinin üzerinde dururken, ikimizde hiçbir tepki vermeden öylece birbirimize bakıyorduk. Ela gözlerini çevreleyen sarı koyulaşınca, yangın sarısına dönüşmüştü.

Kendine gelip bu garip atmosferi bozan o olmuştu . bakışları ifadesizleşirken elini kaldırıp dövmesinin üzerinde duran elimi tutu, dövmeden uzaklaşırken bakışlarım elimi sıkıca kavrayan eline kaydı. Tutuşu canımı yakarken kafamı çevirip yüzüne baktım.

"Sakın." Dedi ürkütücü bir ses tonuyla. Bu ses tonunu ilk kez duyarken afallamamıştım.

"Bunu bir daha yapma." Dedi aynı ürkütücü tonda. Şoktan bir cevap veremezken, tutuğu bileğimi bıraktı.

Hızla arkasını dönerken, banyoya girdi. Kapıyı sertçe kapattığında irkilmiştim. Sanırım sınırımı aşmıştım. Onun özel alanına girdiğim yetmezmiş gibi bedenine izinsizce dokunup ona neler söylemiştim.

Elim sızlayan bileğime kayarken aptallığıma söylendim. Bu halini ilk kez görüyordum, o bakışları , sesi fazla ürkütücüydü. Yanan kelebeğin onun için özel bir anlamı olabilirdi ne diye böyle bir saçmalık yapmıştım ki.

Hala odada durduğumu fark ettiğimde hızla odadan çıktım.

━━☯━━

O garip olayın üzerinden iki gün geçmişti. İki gündür Uraz ile karşılaşmıyordum. Dövmesine dokunarak fazla mı ileri gitmiştim? Kendime kızarken, elimi anlıma vurdum. Sadece dövmesine dokunmuştum, neden onu bu kadar sinirlendirmişti.

Hava kararmaya başlamıştı, saat çoktan gece yarısını geçmişti. Uykum tutmadığı için mutfakta fıstık ezmesi yiyordum. Sanırım Uraz Alakurt bu gece de gelmeyecekti. Başta Pençe tarafından başına bir şey geldiğini düşünmüştüm. ama pelin sabah erkenden çıkığını söyleyince bu tezimde çürümüştü.

Araba sesi duyduğumda ayaklandım. Gelmiş miydi? Fıstık ezmesini kapatıp yerine koyduktan sonra mutfaktan çıktım. Salona geçerken bahçeye çıkan cam kapıdan onu gördüm.

Uraz Alakurt... İçeri girmeyip bahçede durmayı tercih etmişti. Elleri cebinde, sırtı dönüktü. Bakışlarımı ondan alıp tekrar mutfağa ilerledim, Pelinden eşyaların yerini öğrendiğim için Nescafeleri çıkarıp sıcak suyu su ısıtıcısına koyup düğmesini bastım. Kahveyi kupalara boşaltıp suyun kaynamasını bekledim...

Elimdeki kupalarla salona girdiğimde hala bahçede olduğunu gördüm, raylı camı elimle itip açarken bahçeye çıkmıştım. Hala manzarayı izleyen Uraz'a doğru yaklaştım. Yanına geldiğimde elimdeki kupasından birini ona doğru uzatım.

"Kahve?" dedim sesimi sevecen çıkartırken.

Uzattığım kupaya baktı, bakışları yukarıya doğru kayarken yüzümde durmuştu. Yorgun görünüyordu. Uzattığım kupayı hala almazken havaya kaldırdım.

"Kahve?" dedim bir kez daha kupayı alması için.

Elimdeki kupayı aldığında, diğer elimdeki kupayı iki ele tutum. Kupanın sıcaklığı elimi ısıtırken iyi gelmişti.

HARABEWhere stories live. Discover now