34.Bölüm "Yoğun Hisler Karmaşası"

22.5K 1.2K 399
                                    

Herkese merhaba ❀ Bir ay oldu ama gözümde o kadar uzun zaman olmuş gibi ki nasıl giriş yapacağımı unuttum bir an :)

Biliyorum çok beklettim sizi. Yaşadığım bu karmaşık bir ay beni hem bedenen hem zihnen fazlasıyla yorduğu için bir haftadır bölüm için otursam da bir türlü adapte olamıyordum. Bölüm yazamama nedenlerimi açıklamıştım ama mesajları ya da durumları görmeyenler için buradan da açıklamak istiyorum. 

Babaannem hastaneye kaldırıldı, yanında da beni isteyince onunla ilgilendim hastane de yatılı kaldığı günler boyunca. Eve geldiğimde ise hastane kokusu, korkular, yorgunluk derekende biraz zihnen yıprandım... bu nedenden bölüm yazmaadım. Umarım anlayışla karşılarsınızz :)

Neyse çok konuştum yine. Derin bir özleminiz var ben tutmayayım sizi. Siz bunu okurken, ben gidip Kimsesizler Şehrini yazacağım daha. Bol bol yorum yapında keyfimiz yerine gelsin olur mu çiçeklerim.

Bölüm notu: Biraz +18 sahneler olacaktır. Çok fazla uçuk olmadığı için sadece girişte belirtmek istedim. 

Kocaman öpüyorumm. Keyifli okumalar 

 Keyifli okumalar ❀

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

.

.

.

 "Kızım bıraksana salatalığımı!" diye kızan Uraz, küçük parmaklarıyla elindeki salatalığı çekmeye çalışan minik Afraya çatık kaşlarıyla bakıyordu.

"Bana ne ya! Bende salatalık yemek istiyommm." Dediğinde Uraz derin bir nefes verdi.

"Sen daha demin mutfakta salatalık yer misin diye sorduğumda hayır havuç yemek istiyorum demedin mi? " dediğinde minik Afra çekiştirmeye son verse de hala elleriyle salatalığı tutuyordu.

Başını usulca aşağı yukarı sallayarak Uraz'ı onayladı. "Evet ama havuç çok seytmiş dişim kıyıldı sandım Uyaz!" derken sesinde dehşet vardı.

"Havucu sen ye ben salatalığı yiyeyim mi? Hı? Olmaz mı? Oluy demi Uyaz? " diye sorarken, gözlerini kırpıştırıp dudağını büzmüştü.

Uraz karşısındaki tatlı görüntüyle duraksadı. İşte direnmesi buraya kadardı. Afra karşısında minik boyundan dolayı kafasını hafif yukarıya kaldırmış, yeşil gözlerini ona dikmiş tatlı tatlı bakıp üstüne pembe dudaklarını titretince Uraz için her şey anlamsız oluyordu. O an Ara ne derse onu yerine getirirken buluyordu kendini.

'Salatalığı ben yemesemde olur. ' diye geçirdi içinden.

"Tamam." Dedi pes edip gevşettiği elini tamamen çekip salatalığı Afraya verirken. "Madem canın bu kadar çekti, ye bakalım küçük."

HARABEWhere stories live. Discover now