10.Bölüm " Tanımı Olmayan His"

22.4K 1.2K 218
                                    

10.Bölüm " Tanımı Olmayan His"

🦋


Burunlarımız birbirine çarparken, ela gözlerine baktım. Korktuğum için kesik kesik aldığım nefeslerim doğrudan yüzüne çarpıyordu. Belime ne ara sardığını bilmediğim kolları sıklaşırken, burunlarımız birbirine bir kez daha sürtündü. Dudaklarımız arasında milimlik bir mesafe olurken yutkundum.

Ela gözlerini bu denli yakından görüyordum. Güzel görünüyordular.

Gözlerimi kapatıp açtım, ne düşünüyordum ben. Yerden destek alıp doğruldum, oda doğrulunca aramızda tuhaf bir sessizlik olmuştu. Bu sessizlik gerilmeme sebep oluyordu.

"Ben köpek biranda havlayınca, panikle öyle oldu..." dedim kendimi açıklamaya çalışırken. Kafasını anladım dercesine salladığında parmaklarımla oynamayı bırakıp içeriyi işaret ettim.

" Ben uyusam iyi olur, iyi geceler." Dedim cevap vermesine izin dahi vermeden hızla açık olan kapıdan içeriye girerken.

Kendimi odaya atmam saniyelerimi almıştı. Odanın kapısını kapatırken kendimi kapıya yaslanır halde buldum. Merdivenleri hızlı hızlı çıktığım için nefesim düzensizleşmişti, elimi kalbime koyup nefesimin düzene girmesini bekledim.

Gözlerimin önünde beliren görüntüler kaşlarımın çatılmasına sebep olurken, elimi kaldırıp görüntülere doğru savurdum.

"Kaybolun." derken toz bulutuna dönüşen silik görüntüleri tamimiyle yok etmeye çalıştım.

Saçmalık bir kazaydı, altı üstü üzerine düşmüştüm. O anı tekrar görmeme ne gerek vardı ki, zihnime kızarken kapının orda dikilmeyi bırakıp yatağa doğru adımladım.

"Benimle alay etme." dedim, yorganı kaldırıp yatağın içine girerken resmen zihnim benimle alay ediyordu.

Topuz yaptığım saçımdaki tokayı çıkarıp komidinin üzerine bırakırken, serbest kalan saçlarımın diplerine kısa sayılacak bir masaj yaptıktan sonra uzanıp yorganı üzerime çektim. Gözlerim kapanırken kaç gündür düzensiz olan uykunun beni kendine çekmesi on dakikama mal olmuştu.

━━☯━━

Kahvaltı masasına doğru yaklaşırken, Uraz'ın yine olmadığını fark etmiştim. Yine erkeden gitmiş miydi? Oysa onunla konuşmam gerekiyordu. Bakışlarım etrafta dolanırken ileride duran Sinan ve Ceme kaydı.

"Cem." diye seslendiğimde bakışları bana dönmüştü.

Elimle gel işareti yaptığımda kafasını sallayıp bana doğru yürümeye başladı. Adamlardan sadece Sinan ve Cemi tanımıştım, daha doğrusu sadece Cemi. Beni o gün kapıdan içeriye alan Cemdi, aynı zamanda benimle alışverişe gelende. Sessiz ve efendi bir çocuktu. Sinan'ı ise Uraz'ın seslenmelerinden tanıyordum. Şuana kadar bir diyaloğumuz olmamıştı, Harabe de bu taraftan deyip beni bekleme alanına alması dışında.

"Bir şey mi oldu, Ayza Hanım?" diye sorduğunda dudağımın kenarı kıvrıldı, yenge diye seslenmek yerine adımı söyleyip saygılı konuşmaları hoşuma gidiyordu ama yine de Hanım kelimesi biraz fazla resmiydi ve benim konuşurken siz mi sen mi hangi üslubu söyleyeceğimi şaşırtıyordu.

" Ayza, Ayza demen yeterli Cem." dediğimde kafasını kaldırıp yüzüme baktı. İtiraz edeceği esnada tekrar konuştum.

"Hanım fazla resmi, beni geriyor. Yani şimdi bende Cem Bey mi demeliyim? Onu da geçtim, beli ki çok sık karşılaşacağız şimdi sen Ayza Hanım dedikçe ben sana sizli mi konuşmak zorunda olacağım? Yapma." dedim sonda yüzümü buruştururken. Bu hareketim gülmesine sebep olmuştu.

HARABEWhere stories live. Discover now