3. Bölüm

57.1K 2.5K 182
                                    

Savaş...

Sağ tarafımda oturan kadının konuşmasını ilgiyle dinliyordum. Bade Harman... Onu ilk kez sektördeki yeniliklere dair hazırlanan aylık dergilerden birinde tesadüfen görmüştüm. Görev aldığı otelleri iyi bir noktaya getirmiş ve başarısını peş peşe gelen ödüllerle tescillemişti. Kısa süreli bir araştırmayla ulaştığım CV'si daha pek çok detayla fazlasıyla göz alıcıydı. İlk olarak ona yeni satın aldığım, babamın sahip olduklarından bağımsız, sadece bana ait olan otelimin sorumluluğunu paylaşması için özel bir teklif gönderdim. Başlangıçta aldığım ret yanıtına rağmen uzun süre ısrarcı oldum. Vazgeçmek üzereyken ofisimin kapısında belirdi. Elinde tek bir bavul vardı. Röportajında özgür bir kadın olduğunu ve bir yere bağlı olmayı sevmediğini söylemişti. Ardında bıraktığı bir ailesi yoktu. Tek arzu ettiği, kariyerinde başarılı olmaktı. Bunu da Türkiye'de, vatanında gerçekleştirmek istiyordu.

Ona verdiğim yetkiyle attığı adımları hızlandı. Yaptığı pek çok değişiklik takdire şayandı. Personellerin saygısına ve sevgisine de sahip oldu. Katıldığımız toplantılarda yaptığı sunumlar ve ardından gelen yurt dışı bağlantılı anlaşmalarla beni de etkilemeyi başarmıştı. Ancak o benden özel olarak etkileniyordu. Bakışları, temas etme çabalarıyla bunu gösteriyordu. Benden karşılık bulamasa da küçük adımlarından vazgeçmemişti. Dün geceye kadar...

Son yapılan Rusya bağlantılı anlaşma için gelen şirket yetkililerine küçük bir kokteyl planlandığı haberini aldığımda, kimsenin yerini bilmediği sadece bana özel olan küçük ofisimdeydim. İki gün sonra çizimleri teslim etmek için tersanedeki ekibime söz vermiştim. Bu yüzden tasarımımın son detaylarını ekliyordum. Katılmaya çalışacağımı söyleyerek, gelen telefonu kapatıp çizimime devam ettim. Tamamlayıp ardıma yaslandığımda hava kararmıştı. Ofisimdeki özel aydınlatmalar sayesinde fark edememiştim bile. Hızlıca toparlanıp, çıktığımda üzerimde salaş bir tişört ve koyu renk bir kot pantolon vardı.

Otelimde her zaman takım elbiseyle dolaştığım için beni gören çalışanlarım şaşkınlıkla ardımdan bakıyorlardı. Onların bu hâllerine içten içe gülerken kokteylin olduğu ana salona çıktım. Omuzlarım saatlerdir oturduğum sandalyede iki büklüm olmam nedeniyle ağrıyordu. Kısa bir süre durup, odama gitmeye karar verdiğimde salonun ortasında onu gördüm. Siyah, uzun gece elbisesinin içinde ışıldıyordu. Siyah saçları omuzlarının ardından dalgalar hâlinde süzülüyordu. Güzeldi ve fazlasıyla dikkat çekiciydi. Bana dönen bakışları hissetsem de gözlerimi ondan ayıramıyordum. Bana döndüğünde yukarıya doğru açılmış olan yırtmacını izledim. Bacaklarını kısacık bir an belimin ardında kıvrılmış olarak hayal ettim. Ama hemen kendime gelmek için başımı çevirdim. O benim çalışanımdı. Kurallarım nedeniyle onunla yatamazdım. Hayal kırıklığına uğrayan erkeksi yanımı susturup bulunduğu kalabalığa doğru ilerledim. Beni tanıştırdığı insanlara hatırlarını sorarken kolumda elinin sıcaklığını hissediyordum. Dişlerimi sıktığımda elini çekti. Ondan rahatsız olduğumu düşünmüş olmalıydı. Evet, öyleydi. Ama rahatsızlığımın nedeni tamamen onun bende uyandırdığı yakıcı bir arzuydu.

Zaman akıp giderken, yorgun olduğumu ileterek odama çıkmak için asansörlere yöneldim. Düğmeye basıp, beklerken ensemi ovuşturdum. Yorgunluğum uçup gitmiş, yerine beni zorlayan hisler kalmıştı. Açılan kabine girip, en üst kata çıkmak için özel anahtarımı takarak düğmeye bastım. Kapılar kapanmak üzereyken uzanan bir elle durdu. Tekrar açılmaya başladığında elin sahibi göründü. Bade, kabine girip kapıları kapamak için düğmeye bastı. Elindeki çantayı bir köşeye attı. Ne yaptığını sormak için aralanan dudaklarıma kapandığında elleri gömleğimin iki yanını kavramış, beni kendisine çekiyordu.

Başladığı gibi ansızın bitirdiği öpücükle sessizce onu izledim. Bana kendisini ifade etmesini bekledim. Uzun sürmedi.

"Seni istiyorum... Bir kez bile olsa senin olmak istiyorum!"

GÜNAHKAR (Yedi Aşiret Serisi - I)Kde žijí příběhy. Začni objevovat