17. Bölüm

33.9K 1.4K 54
                                    

"Neden buradayız, Savaş?"

Kırmızı, dantellerle bezeli gece elbisesinin eteklerini kavrayan elini koluma bırakırken yüzüme baktı. "Senin defileleri izlemekten hoşlandığını bilmiyordum."

Yüzüne bakmadan, etrafımızdaki gazetecilerin flaşları ve soruları arasından geçip iki kanadı açık kapıdan ilk adımımı attım. "Zevklerim değişkendir, Bade."

İmalı sözlerimin ardından ufacık bir an tökezlese de kendisini toparlamayı çabuk başardı. Ama şu an ilgi odağım o değildi. Şampanya dolu tepsilerle bizi karşılayan görevlilerden, iki kadeh alıp birini ona uzattım. Büyük bir yudum aldığımda neşeli kalabalıkla kemerli kapıya yürüdüm. Onları takip ederken göreceklerimi merak ediyordum. Onunla ilgili gelmeden pek çok araştırma yapsam da benim için yeterli değildi. Adımımı atar atmaz altın puntolarla bezeli afiş dikkatimi çekti.

"Uluhan Golden.

Aşkın tasarımcısından masalları kıskandıracak binbir gece tasarımları..."

Etrafa serpiştirilen model resimleri, takıların ışıltısı ve gösterişli bir salon... Beklediğimden oldukça farklıydı. Burada olmak hoşuma gitmiyordu. O adamın etkisi altına girmek ve onun atmosferinde yer almak benim için fazlasıyla rahatsız ediciydi. Ama Rojda için katlanmak zorundaydım. Onun sureti gözlerimin önünde belirirken göğsümdeki sıkışmaya engel olamadım. Dün geceden sonra hiç konuşmamıştık. Aramak istesem de kendimi dizginlemek zorunda olduğumu biliyordum. En azından bu gece için sabretmek zorundaydım. Gözlerimi kısıp, benim için ayrılan yere Bade'nin oturmasını sağladıktan sonra etrafa bakındım. Gecenin sonunda ne pahasına olursa olsun, Genco Uluhan'la tanışacaktım. Bevar'ı gördüğümde yanına gitmeye karar verdim. Bu gece için benden izin almıştı. Onun podyumun arkası olduğunu tahmin ettiğim yere geçtiğini gördüğümde takip ettim. Ancak ortada yoktu. Uzun bir koridordan geçtiğimde inleme sesini duyduğum anda duraksadım. Birkaç adım ilerideki kapının ardından geldiğini hissettiğimde, yavaşça yaklaşıp kapıyı araladım.

Görebildiğim uzun dalgalı sarı saçlardı. İnlemelerin arasına sızan erkek homurtularını işittiğimde Bevar olduğunu düşündüm. Tam geri çekilecekken duyduğum isimle irkildim.

"Genco!"

O an bir adım geri dahi gidemedim. Kadının bedeniyle kapadığı ve kucağında oturduğu için göremediğim adam Genco'ydu. Rojda'nın kadını olacağı adamdı. Benim ilk gördüğüm andan beri aklıma kazınan, benliğime sızan kadının evleneceği adamdı. Onun benden uzak durmasına neden olan adamdı. O büyük bir heyecanla kendisini beklerken burada başka bir kadınla birlikteydi. Geri çekilip cebimdeki telefonu çıkardım. Mesaj kısmını açıp, içimdeki deli öfkeyle hızlıca yazıp gönderdim.

"Beklediğin adam, şu an başka bir kadının koynunda Rojda!"

O an Rojda'ya ulaşmaması için kalbime vurduğum kilidin kırıldığını hissettim. O adam, Genco, Rojda'yı sevmiyordu ve ben Rojda için savaşmaya hazırdım.

***

Rojda...

"Hala!" Odaya girdiğimde elindeki kasnağa işleyen halamı buldum. "Az önce ne öğrendim, biliyor musun? Sevgili torunun şu an başka bir kadının koynunda!"

Halam elindekileri bırakıp yerinden kalktı. Parmağından damlayan kanı dudaklarına götürüp yok etti. Duyduklarına şaşırmak bir yana dursun yüzünün ifadesi zerre değişmedi.

"Rojda'm, güzel kızım... Gel, otur konuşalım."

"Hayır!" dedim öfkeyle elimdeki telefonu odanın köşesine atarken. "Yalanlarını bir kez daha dinlemeye niyetim yok!"

GÜNAHKAR (Yedi Aşiret Serisi - I)Kde žijí příběhy. Začni objevovat