51. Bölüm

19.4K 1.5K 178
                                    

Savaş...

Onun kardeşime değen bakışlarını yok etmek için gözlerini oymak istiyordum. Ona parmağının ucu dahi değse ellerini koparıp atacaktım.

Ne kadar engel olmaya çalışsam da başaramamıştım. O pisliğin karşısına kendi ellerimle getirmiştim onu. Üstelik karşısında duran o adamın gerçek Emin olduğunu bilmeden karşısına dikilmesine izin vermiştim.

"Senin yanın benim yanım. Seninle birlikte buradan çok uzaklara gideceğiz," dediğinde öne doğru atıldım. Kolundan tutup Bevar'ı ardıma aldım.

"Sen kim olduğunu sanıyorsun lanet herif? Benim kardeşimi götüremezsin! Onun senin yanında yeri yok!" Ona gerçeği itiraf ettirmenin tam zamanı olduğunu hissettiğim anda fitili ateşledim.

"O piç herifin kardeşi olmak, sana kardeşimle ilgili karar verme hakkını vermez! Onun en yakını benim! Sen hiçbir şeyi değilsin!" dediğimde hissettiği öfkenin tüm bedenine yayılmasını izlemeye başladım. Yüzü kızıla dönerken, yumruklarını sıkıp haykırdı.

"Oğlum o benim oğlum! Damarlarında benim kanım geziyor!"

"Kardeşinin günahını ne de kolay sahipleniyorsun, Çetin. Aynısını o senin günahın için yapar mıydı?"

"Çetin değilim ben! Emin'im ben, Emin'im! Onun babası benim!"

"Ne?"

Ardımda duran Bevar'ın şaşkınlıkla dolunu sesini işittiğimde başarmanın verdiği huzurla rahatladım. Kolumu tutup öne atıldı.

"Ne diyorsun sen?"

"Yıllar önce o aptal Sancar'ın öldürdüğü kardeşim Çetin'di. Onun ben olduğuna öyle kolay inandı ki. Anlayamayacak kadar kördü. İntikam ateşi öyle kör etmişti ki gözünü. Saniyeler önce onu yerime geçirmiştim. Konuşmasın, gerçekleri haykırmasın diye ağzına kapadığım bezi çekip almadı bile. Ben sandığı kardeşimin tenini kazıya kazıya aldı canını."

"Kendi günahın bedelini kardeşine ödettin!"

"Saftı Çetin. Benden çok farklı bir adamdı. Her sözüme gözü kapalı inanırdı. Ondan bana olan borcunu ödemesini istediğimde ardını sormadan kabul etti. Ama öleceğini bilmiyordu."

Kısacık bir anda Bevar ona doğru atılmıştı. Yüzüne bir yumruk indirdikten sonra onu yere düşürdü. Ayaklarının dibinde acı içinde kıvranan Emin'e bakarken, uzun sarı saçlarını avuçlayıp çekiştirdi.

"Lanet olsun sana! Lanet olsun!"

Yerden kalkmaya çalışmak için hareket ettiğini gördüğünde ardı ardına tekmeler savurdu.

"Neden yaptın? Neden anneme dokundun? Piç! Orospu çocuğu!"

Darbelerine durmadan devam ederken öfkesinin gözünü kör ettiğini görebiliyordum.

"Onu sen öldürdün! Sen! Benden onu sen çaldın! Sen!"

"Oğlum!"

"Ben senin oğlun değilim! Senin bir parçan değilim! Damarlarımda gezen kan sana ait değil! Canım senden emanet değil! Sen benim babam değilsin!"

Onun kendisini kaybetmesine, kendine zarar vermesine izin veremezdim. Belini sarıp kendime çekmeye çalıştım.

"Yapma Bevar! Değmez!"

"O yaptı ama! O benim canımın yarısını aldı! Onun yüzünden kaybettim onu ben! Bırak beni! Öldüreceğim onu! Yıllar önce babanın yapamadığını yapacağım! Onun canını ben alacağım!"

"Ya senin baban değilse? Ya sadece annemin geçmişinden kalan bir lekeyse?"

Sözlerimle durdu. Nefes nefese bir hâlde başını çevirip bana baktı.

GÜNAHKAR (Yedi Aşiret Serisi - I)Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ