0.1.2: "Bu Kız.."

255K 4.6K 462
                                    

(8Ağustos 2016 tarihinde yayımlanmıştır.)

ELVİN DURU'dan devam

Lastik tokam çıkarılınca bir an için irkildim. Saçlarım volümlü olarak açılmıştı. Oda king suitti. Genişçe bir yatak odasındaydık bu odada 4 kapı daha vardı. Ortada bembeyaz geniş bir yatak,yanında açık kahve komodin duruyordu. Hemen yanında bir koltuk. Üzerinde içkiler bulunan masa, dolap, ve odanın her yerinde ayna vardı. Gerilmemdeki diğer küçük faktör.

Acar ise garipti. Ona kuduruk demiştim. Bana dokunmak istediğini farketmiştim, bana dokunduğunda tenim uyuşuyordu. Beni konuşturmak istiyor, vücuduma bakıp duruyordu. Bende çaktırmadan onu süzmüştüm. Bu yüzden bana bakıyor diye salak salak konuşamazdım.

Benden büyük olduğunu düşünüyordum. Belki 20 li yaşların sonundaydı. Siyah diyebileceğim koyulukta gözler ve yine siyah orta kesilmiş saçları vardı. Burnu harikaydı. Bir kız olarak burnunu kıskanmıştım resmen. Dudakları benimki kadar değildi (bu çok normaldi çünkü erkekti) ama kalındı. Hafif kirli sakalı vardı ve ona çok yakışıyordu. Teni tam esmer değildi ama koyuydu, o sütlü çikolataysa ben yanında hafif karamelize edilmiş beyaz hindistan ceviziydim.

Acar, saçlarımın hepsini sol omzuma topladı. Ellerini belimin iki yanına koyup aşağı yukarı sürtmeye başladı. Kalçama bir şey batıyordu ve gerginliğim geçene kadar kemeridir diye ummak dışında bir şey yapmadım. Ama bu kadar tutuk olmamam gerektiğini de düşünüyordum.

Sonuçta adam bana isteyip istemediğimi sormuştu, zorla odaya getirip tecavüz etmiyordu. En azından bu gecede elle tutulur bir tutku vardı. İkimizin arasındaki elektriğe ve birazdan oluşacak olan ten uyumumuza bu aynalar bu duvarlar şahitti.

Beni kolumdan çekip aynaya yasladı. Odada ilerledi. Nereye gitti şimdi bu? Kırbaç mı getirecek yoksa diye düşünürken elinde mendillerle geldi. Rahatladım. Anlamsızca bakarken dudaklarımdaki ruju silip kuru mendille kuruttu. Anlam veremediğim için hala (🤔) bakıyordum.
-Dudaklarının kendi tadını merak ettiğim için." Dedi. Vay be vahşi doğa erkekim.

İstemeden kıkırdadım.

Ayakkabılarımı çıkarıp, çorabımı çekti. Kendi ayakkabılarını da çıkardı. Gömleği kafasından çekip fırlattı. Yine güldüm ama neye bilmiyorum. Omuzlarımdan tutup aynaya çevirdi beni, elbisemin fermuarına aşağı indirdi ve sıyırıp yere bıraktı. Şimdi ben iç çamaşırlarımla o da pantolonuylaydı. "Emin misin?" Dediğinde kafamı evet anlamında salladım. Emindim. Gözleri parladı.

Elimi kemerine götürüp çıkardım. Pantolonunun düğmelerini de açtım. O da baksırıyla kaldı. O benim vücuduma bakarken ben de onunkine baktım. Yutkunduk. İkimizde aynaya döndüğümüzde aslında durum biraz komiğime gitmişti.

Gerçekten platformla Avatar dünyasına giren ben Hobbit' e geçiş yapmış ve yanında bir cetvel boyu kadar kısa kalmıştım. Gülünce "Neden gülüyorsun sen deli deli?" Diye sorup bacaklarımı beline sardı. Kucağındayken yine gülüp "Aramızda bir cetvel boyu kadar fark var. Kocamansın, bende miniciğim." dedim. O da dişlerini gösterecek kadar güldü.

Elini sırtıma getirdiğinde kıpırdadım. Parmak ucuyla dokunulduğu zaman huylanırdım. Sonra dudaklarını hissettim. Her noktayı tekrar tekrar öpüyor duruşumu zorlaştırıyordu.

ACAR DEVRAN'dan

Sırtı pürüzsüzdü. Buraya hangi ara geldiğimizi bile anlamayacak kadar kaybetmiştim kendimi. Çok güzel gülüyordu. Siz de ister istemez gülüyordunuz.

Belindeki çukurlar beni bitirmişti. İnledi tekrar. Bir daha sürtünce ikimizde inledik, ben yine hırlamıştım.

Sırtı göğsüme yapışıktı. Daha çok inlemeye başlayınca kendimi tutmam zorlaşmıştı.

Tutkuyla Harmanlanmış BedenlerWhere stories live. Discover now