5.7: "All Of Me"

46.7K 1.9K 482
                                    

(Bölüm 13 Mart 2017/ 21.59'da yayımlanmıştır.)
3.GÖZ
Acar Devran gözüne giren güneş ışığından rahatsız olarak hamakta yavaşça gerindi. Kıstığı gözleri ve kaldırdığı kaşlarına rağmen gelen ışığı, alnına koyarak siper ettiği sağ eliyle engelledi.

Yanının boş olduğunu sol eliyle farkedince, bir süre için Elvin'in hamak altına düşmüş olma veyahut kızı ezme ihtimalini düşünmüştü. Ama yerde bir Elvin ve altında da bir ezik olmadığı için rahatlayarak, kafasına düşen eriği tişörtüne silip bir ısırık aldı.

Dün gece Elvin'in Denizle tanışma anısını anlattıktan sonra kurduğu cümle aklına gelmişti.

"Resim çizmeyi, sana ben güzel severek öğretirim. Sana, senin resmini de ben çizerim Elvin Devran." Bunu dedikten sonra kız adamın dudaklarını öptüğünde affedildiğini anlamıştı. Keyfi yerindeydi genç adamın.

Yerinden dinç bir şekilde kalkıp, hızlı adımlarla bahçe kapısına giderek Devran yalısının bahçesine girdi. Uzun bir sofranın üzerine her şey hazırlanmıştı.

Bu sırada güneş gözlükleri ve beyaz, uzun, askılı yazlık elbisesiyle salam tabağını getiren Elvin'i gördü. Saçlarını iki taraftan örmüştü.

Erik çekirdeğini bir köşeye tam bir öküzlük yapıp "tükürerek" atarken, Elvin'e koştu hızla. Kızın arkasından geldiği için kız kendisini görmemişti.

Tabağı masaya koyduğu an, belinden tutup onu havalandıran ellerle çığlık attı. Acar kızı döndürüp, yere bırakarak gülümsedi.

-Günaydın zilli." Elvin gözlerini devirip, sarsılma etkisiyle uçuşan eteğini düzeltti.

-Zilli ne be! Sensin zilli! Edepsiz." Mutfağa giden kızı takip ederken, yanından geçen Nesrin ablasına göz kırpmıştı.

Mutfağa girdiği an babaannesinin kucağındaki kızı Lina babasını görünce ellerini, ayaklarını hızla hareket ettirmiş, gülmüştü.

Acar yüzünde büyük bir tebessümle, kızının yanına giden Elvin'in arkasından gelip, kucağına aldı miniğini.

Küçük bedeni tuttuğunda o kadar mutlu oluyordu ki, bu hissi daha önce hayatında hiç tatmamıştı. Ne olursa olsun, Acar'ın bir parçasıydı Lina. Hayatında her zaman olacak, başından beri yanında, kendisine ait saf bir parçası...

Kokusunu içine çekerek, ses çıkaran kızına gülümsedi. Elvin de bu sırada Tuna'yı kucağına almıştı.

-Bak hep biri fazla kalıyor, Rüzgar ne olacak?" Bu sırada Asu da Rüzgarla birlikte mutfağa girdi.

-Asu sen onu ver bana ağabeyciğim..." dedi Acar kızını sol koluyla sıkıca sarıp, sağ kolunu açarak.

-Yaa ama ağabey, ne güzel taşıyorum baak.." Rüzgar halasının hoplatmasıyla gülerken Asu da değişik mimikler yaparak yeğenini eğlendiriyordu.

İlk defa ailesinde bu kadar küçük bir bireye tanıklık etmişti Asu. O kadar güzellerdi ki dün ağabeyi ve Elvin akşam yemeği yediklerinde kendisi 3'üne de bakmış, Aliyle yapacakları düğünü anlatmış ve masallar okumuştu.

Her birinin yüzünü incelerken, melekleri anımsatan bebekler için kıyafet bile tasarlamıştı.

Bebekler gerçekten melek gibilerdi. El değmemiş, saf ve berrak.

Bu bebeğin ağabeyinden ve en yakın arkadaşından olduğunu, gerçek bir aşktan doğduğunu bilmek en güzeliydi Asu için.

Elvin gerçekten en yakın arkadaşıydı çünkü onunla tanışana kadar ona yaklaşan bütün kızların, arkadaş olmak isteme sebepleri ağabeyleriydi.

Tutkuyla Harmanlanmış BedenlerWhere stories live. Discover now