ÖZEL BÖLÜM-1: "Afet-i Devran ve Devran Erkeği"

32.7K 1.2K 226
                                    

3.GÖZ
Elvin, göz kapaklarına değen sıcak ve yoğun ışıkla yavaşça açtı gözlerini. Elini, gözüne siper ederken, olduğu yerden doğrulup altında çıtırdayan dal sesleriyle, nerede olduğunu kavramaya çalıştı.

Ormandaydı. Çıplak ayaklarını nemli toprağa basarken, ayağa kalktı yavaşça. Parmağına konan kelebeği izlemeye başladı. İçten içe Acar'ın nerede olduğunu merak etti.

Bebekleri. Acıkmış olmalılardı, Güneş'in tepede olmasına bakılırsa, emzirme saatleri çoktan gelmişti.

-Kızım..." duyduğu sesle, bakışlarını mavi kelebekten, düşüncelerinin sesini kıstıktan bir saniye sonra, sesin kaynağına çevirdi.

-Baba?" Sabri Duru oradaydı işte. Tam karşısında. Üzerinde kısa kollu bir tişört ve kese kağıdı renginde diz altına gelen yazlık pantolonu vardı, on yedi yaşındayken Elvinle balık tutmaya gittiği zamanki komik şapkasını bile takmıştı!

Ayaklarına batan çakılla karışık toprağa aldırmadan hızla koştu, kendisine açılan kollara. Hala aklında Acar vardı.

"Sevgilim, neredesin, babamla tanışman gerek!" İç sesine gülümserken, Sabri'nin göğsüne yasladı başını. Gözlerini kapatır kapatmaz, iki damla yaş süzüldü yanaklarından.

Rüyadaydı. Sadece, rüya olması umrunda bile değildi. Babasıylaydı.

-Çok özledim. Çok, çok özledim baba." Geri çekilip, adamın yüzüne baktı. Hala aynıydı işte. On yedi yaşındayken, onu gördüğü ilk zamanki gibi.

Gözlerini, kesinlikle babasından almıştı. Neyse ki dünyaya annesinin gözlerinden bakmıyordu.

-Ben de canparem, ben de çok özledim seni, sesini...Anne olmuşsun." Gözleri gururla dolar ve titreyen elleri Elvin'in saçlarını okşarken gülümsüyordu. "Çok güzel bir anne olmuşsun."

-Sahiden oldum mu? Ben becerebildim mi bilmiyorum..." açık kahve gözleri bu sefer yaşadığı hüzünle doldu kızın. "Anne nasıl olunur, şey...ben gerçekten bilemiyorum baba. Sevmeyi de bilmezdim...Biliyorsun." Yalandan kaşlarını çattı adam, elleriyle Elvin'in gözyaşlarını sildi.

-Hayır,hayır,hayır... Ah benim kızım, gerçekten annelik seni duygusal yapmış. Nerede benim her şeyin en iyisini yapan, en güçlü olduğuna inanan Elvin'im? Unuttun mu, sen çok güçlüsün. Senin bu dünya üzerinde, yapamayacağın hiçbir iş yok. Mükemmel bir anne olmuşsun, Rüzgar, Aden Lina, Tuna... Üçü de o kadar şanslı ki. Acar olacak o damadım..." Adını duyunca bile yüzü ağlamaktan sırıtma halini aldı Elvin'in. Babası gülümsedi şefkatle. "Adı bile nasıl sevdiriyor seni...Benim küçüğüm aşık bir anne mi?"

-Şey evet baba, ben ona çok aşığım..." babası gözlerini kocaman açınca, sarıldı sıkıca gövdesine. "Utandım."

-Elvin Duru..." duraksadı biraz, daha da kıvrandırmak istedi kızını. "Devran! Sen utanmazsın ki! Hey, bu adam seni sevgi pıtırcığı mı yaptı yoksa? Nerede o, baba dayağı yemeli! Kızımı aldı benim..." kıkırdayarak geri çekildi Elvin. Sabri, elinden tutarak genç kızın o zamana kadar varlığını fark etmediği banka oturttu. "Çok güzel bir annesin Elvin. Sen çocuklarını, Acarla beraber öyle büyük bir sevgide yetiştirecek ve güçlü kılacaksın ki herkes senin gibi bir anneye sahip olmayı, senin gibi bir anne olmayı isteyecek. Sen sevmeyi bilmediğini düşünsen de, beni seni tanıdığım gün, 42 yaşımda, sevgiyle tanıştırdın. Evlat sevgisiyle... Annen... Elvin, ben anneni ikna etmek için çok uğraştım." Kafasını sağa sola salladı kız, ciddileşmişti işte. Annesiyle ilgili bir laf edildiğinde diken üstünde oluyordu Elvin. Her an bir kötülük çıkacakmış gibi.

Tutkuyla Harmanlanmış BedenlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin