6-HayalEt

969 252 28
                                    


***Akşam üzerine doğru Sema eve giderken Hüzün de akşam yemeği için sofraya yardım etti. Yemekler yenildi, sofra toplama ve bulaşık işi bu gece Hüzün'deydi. Annesi televizyona bakarken oda mutfaktaki işlerini bitirdi. Saat geç olmuştu ve Siyah'ın programına dakikalar kalmıştı. Annesiyle konuşup odasına geçti Hüzün. Radyosunu açtı, günlüğünü aldı eline. Radyoyu dinlerken yazacaktı bu gece.***

Şarkı odanın içerisinde dans ederken Hüzün de mırıldanarak eşlik ediyordu. Bir yandan günlüğüne bir şeyler karalıyordu. Kafasını dağıtmaya ihtiyacı vardı. Keyifli bir şarkıyla başlıyordu program. Siyah'ın sesini duyunca kalbi hızla atmaya başladı. Heyecanını biraz azaltmak için derin derin nefes aldı.

"Selamlar olsun gecenizin Siyah'ından. Keyifler nasıl ? Umarım çok güzel bir gece bizleri bekliyordur. Şarkılar şiirler ve aşka dair sohbetlerle buradayım başlıyoruz". Dedi ve şarkı girdi. Sanki çalınan en uzun şarkıydı bir türlü bitmedi. Tam şarkı bitti derken diğeri başladı. Bu gece konuşmaya pek niyeti yok sanırım radyocumuzun. Sonra tekrar konuşmaya başladı.

"İmkansız nedir?
Birini kaybettiğiniz gündür aslında, onu kazanamadığınızı bilmek. Ne zordur imkansızı sevmek der yürek. Hiç düşünmezsin ki kendi imkansızlığını. Belkide bu aşkın jokeri sensin. Yerine yarayan bir kalp geldiğinde senin yerin belli. Oyun dışısın. Hep diyorum ya çocukken oynamayı bilmeyen, bilemez aşkın hilesini. Amaç aşkta en uzun kalmak değil, imkansız olanı bulmamaktır." Dedi Siyah.

Bu sözler Hüzün'ün yüreğin de  yerini alıyordu. Sanırım buradan kendinin ne kadar imkansız olduğunu anlatıyordu Siyah. Boş hayalleri kurmayın benimle diyor sanırım diye düşündü. Bütün geceyi Siyah'ın söyledi her sözü önce üzerine alınarak geçirdi. Sonra kendini sınav yaptı. Başarısızdı her seferinde.
Siyah =imkansızlık
Hüzün kendi içinde hesaplaşırken, üst üste çalan şarkılar bitmişti. Yine şiir fonu girmişti. Dizlerini göğsüne çekip yerini aldı Hüzün ve sözler başladı.

"Kusursuz sevemem ki seni,
Ya ellerim tutmaz sana dokunsam, ya yüreğim felç olur.
Çözemiyorum bağlı yüreğimi, göremediğim yüreğinden.
Biliyorum bir masal olmaz bizden, yada mutlu biten bir hikaye
Belki de sen yoksun ve ben bir hayaletle konuşuyorum.
Ask değil bunun adı delilik literatür de."

Şiir biter bitmez konuşmaya devam etti Siyah;

"Şiirler bazen yapma bebek gibi gelir bana. Ufacık bir kız çocuğunun yüzündeki yersiz makyaj gibi.  Ama bazı şiirler vardır, gerçeğin ta kendisi. İşte öyle bir dinleyicimin bu şiirler. O kadar farklı yazıyor ki anlatamam. Sağ olsun bu defa ismini yazmış. Sanki bana takma bir isim gibi gelse de yinede karşımdakine bir isimle hitap edecek olmak güzel. *Hüzün bu gece Siyah'ımın en koyusu sensin.*" dedi Siyah.

Dizleri kilitlenmişti sanki Hüzün'ün. Hiç bir yeri tutmuyordu heyecandan. Gözünden yaşların süzüldüğünü hissetmeye başladığında yumuşadı kaskatı kesilen bedeni. Artık O'da biliyordu, tanımadığı bir adama aşık olmuştu.

İmkansızı seçmesi harika olmuştu. Üstüne bir sürü rakipte vardı ve bunlar hiç ona göre değildi. İlk defa ne yapabileceğini bilemiyordu. Çaresizlik böyle bir şeydi işte. Siyah'ın programı bitmişti ama Hüzün dizlerine dayadığı çenesini kaldırmadan ağlamaya devam etti. Sabah ezanına kadar uyku tutmadığı gibi gözyaşları da durmadı bir türlü. Kafası kaç ton taşıyordu? O kadar ağırdı ki. Sonunda bedeni bu ağırlığı taşıyamadı uykuya daldı.

Tatil yavaş yavaş tükeniyordu. Belki böylesi Hüzün'e de daha iyi gelirdi. Kafası dağılır evden çıkar, nefes alırdı. O geceden beri gülüşlerini askıya kaldırmıştı sanki. Sema gelmişti bir akşam önce Ahmet'in geleceğini ve alışveriş yapacaklarını, Hüzün'ün de gelmesini istemişti. Hiç keyfi olmasa da arkadaşını kırmamak için kabul etmişti.

HÜZNÜ SİYAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin