GELECEK BÖLÜMLERDEN

517 64 182
                                    

Birini uzaktan seve bilir miydiniz? Ona dokunmadan gözlerini gözlerinize kilitlemeden yaşaya bilir miydiniz? Saçını atışınız başkasına gülüşünü kıskanmadan durabilir miydi insan? Bu soruların karşılığı hayır olsa da birini tamamen kaybetmekten daha değerliydi onu uzaktan sevmek.

Sevdiği kadının başka bir erkeğe gülümsemesi içini acıtıyordu Mustafa'nın. Bütün sahip olduklarını o kadar çabuk kaybetmişti ki. Ama pes etmek ona göre bir şey olmamıştı hiç bir zaman.

Arkasında öksüren muhtarın ikazıyla kendine geldi Mustafa; dalıp gittiği Hüzünden.

"Mustafa oğlum sen merak etme ben köylüyü kahveye topladım, hepsini ikaz ettim. Biri sorarsa örtmen hanımı hemen icabına bakacaklar. Gel gidelim şimdi yanlarına" dedi Muhtar.

"Yok, amcam Hüzün öğretmen beni görüp endişelenmesin şimdi. İyi olduğunu gördüm ya bu bana yeter. Muhtar amca Hüzün'ün yanında duran beyefendi kim? Diye sordu Mustafa.

İçini kemiren duyguyu fazla belli etmemeye çalışarak sevdiği kadının etrafındakileri tanımaya çalışıyordu.

"O mu? O Ali örtmen okulunda müdürüdür. Senden iyi olmasın pek efendi bir çocuktur" dedi Muhtar.

Mustafa'nın morali bozulmuştu. Uzun zamandır adını duyduğu, varlığından rahatsız olduğu Ali tam karşısında duruyordu.

"Muhtar bey sen bu Ali öğretmeni yanımıza çağırsan Hüzün öğretmene fark ettirmeden. Bu olanları ona da anlatsam, en azından okulda bir sıkıntı olduğunda haberi olsa" dedi Mustafa.

Aslında istediği karşı tarafın varlığından haberdar olmasıydı. Kıskançlık duygusu tüm vücudunu ele geçirmeye başlamıştı. Rakip gördüğü adam oldukça yakışıklı ve Hüzün'e ondan daha yakındı.

"İyi düşündün Mustafa Bey oğlum sen şu lojmanların arkasında dur, ben bir bahaneyle çağırayım onu" dedi Muhtar.

Elleri arkasında birleşmiş gri saçlı muhtar adımlarını okul bahçesine doğru yönlendirdi. Etrafta koşan çocukların arasından geçip okul müdürü Ali'nin yanında durdu.

"Selamın aleyküm Ali örtmenim"

"O muhtar bey hoş gelmişsin" diyerek karşıladı Ali öğretmen.

Hemen yan taraftaki Hüzün'e de selam verdikten sonra Muhtar Bey Ali öğretmeni bir bahaneyle okul bahçesinden çıkarıp lojmanların arka tarafına doğru götürdü.

"Bak Ali örtmenim bu delikanlı Mustafa. Hüzün öğretmenimin sözlüsü sayılır. Buda Müdürümüz" dedi Muhtar.

Ali öğretmenin yüzündeki gülümsemenin yerini gergin bir ifade almıştı.

"Hoş geldiniz Hüzün öğretmenin sözlü olduğunu bilmiyordum kusura bakmayın" diyerek elini uzatıp Mustafa'nın elini sıktı.

Ali öğretmene yaşadıkları sorunları anlatacak değildi Mustafa. Hem bilip de sevdiği kadını teselli etme çabalarına girmesine gerekte yoktu.

"Merhaba Ali Bey. Ben buraya aslında başka bir şeyden dolayı geldim ve Hüzün'ün burada olduğumdan haberi yok. Hüzünle kalan arkadaşı Sema'yla tanışmışsınızdır. Onun belalı bir kocası var ve onlara zarar verme olasılığından dolayı buradayım." Dedi Mustafa.

Ali öğretmen şaşırmıştı. Sema ile tanışmışlar ama bu tarz sıkıntıları olduğunu fark edememişti.

"Şuan nerde olduklarını bilmiyor ama öğrenirse diye önlem almaya çalışıyoruz. Sağ olsun muhtar bey köylülerle konuştu, sabahta jandarma komutanıyla görüştük. Ama onlara en yakın olan sizsiniz ve sizden ricam onlara burada göz kulak olmanız" dedi Mustafa.

HÜZNÜ SİYAHМесто, где живут истории. Откройте их для себя