***"Film gibiydi pencere kenarındaki masalara baktım. Masada bir buket çiçek olan masaya yaklaştım kulaklarımda şarkıyla adeta dans eden kalbimin ritmiyle "merhaba"dedim. Çok yakışıklı, şık bir bey bana döndü ve ayağa kalkıp durdu karşımda. Elini uzattı el sıkıştık o an çok anlamadım ama anlatırken şuan çok heyecanlandım. Çiçekleri uzattı, plaktan gelen notalar etrafımızda uçuşuyordu. Sohbet ettik işte" dedi Hüzün içini çekerek.
"Peki gerçek adı Neymiş?" dedi Sema.***
Hüzün bu soru üzerine durakladı. Bunu sormak hiç aklına gelmemişti, oda bir şey dememişti. "Benim hiç aklıma gelmedi sormak" dedi Hüzün kekeleyerek.
Sema gülmeye başladı "aferin sana adama bakmaktan soru sormayı unutmuşsun." Dedi.
Hüzün kendine çok sinir olmuştu. Nasıl aklına gelmezdi ismini sormak.
"Ay çok romantik bir buluşma olmuş 'anlamazdın annnnlamazdın'" şarkıyı mırıldanarak kahkaha attı Sema.
"Ee ne zaman tekrar buluşacaksınız?" Diye sordu Sema.
"Bilmem sadece tekrar görüşelim diye konuştuk. Beni okula bıraktı, vedalaştım tam inecektim kendine çekip yanağımdan öpmez mi?" diye anlatmaya devam ediyordu ki Hüzün.
"Öptü müüü!"
"Bağırma Sema annem duyacak" dedi Hüzün.
"Kızım bu ne hız tokadı patlatsaydın suratına. Patlattın dimi?" Diye sordu anlamsızca yüzüne bakan Hüzün'e.
"Hayır anlamaya çalışırken ne olduğunu karşıdaki Mustafa'yla göz göze geldim" dedi Hüzün.
"Allah'ım biraz daha şaşırırsam vallahi öleceğim şuracıkta. Çocuğun gözü önünde mi öpüştünüz?" Dedi Sema.
"Ya ne öpüşmesi, ben kimseyi öpmedim. Nerenle dinliyorsun beni Sema ya."
"Ay yazık Mustafa'ma çocuk bitmiş, tükenmiştir. Hayalleri yerle bir olmuştur. Siz başka yer yok gibi gidin çocuğun önünde öpüşün, hiç yakıştıramadım" dedi Sema .
"Semaaaaaaaa duyuyor musun beni? Ben kimseyi öpmedim Allah Allah. Oldu işte ne yapalım. Sonrada suratıma bakmadı uzun süre Mustafa" dedi Hüzün.
"Ben olsam hiç bakmazdım ama neyse sustum" diye dayanamayıp araya girdi tekrar Sema.
Hüzün duymazdan geldi, devam etti anlatmaya "sonrada Mustafa doğum günün de Mine'nin yakın bir arkadaşı Hale ile dansa kalktı. O kadar da masum değil yani" dedi Hüzün kendini aklamak istercesine.
"Siz adamın önünde öpüşüp, koklaşın; adam dans edince bir de laf et" diye verdikçe veriyordu gazı Sema.
"Evet öpüştük, hatta Mustafa çıksın da görsün diye bekledik arabada oldu mu? Rahatladın mı?" Dedi Hüzün sinirlenerek.
"Ben ne rahatlayacağım, sadece üzüldüm" dedi Sema Hüzün'ün sabrını zorlayarak.
"Allah'ım uymayacağım sana Sema" dedi ve devam etti anlatmaya.
"Sonra beni dansa kaldırdı kulağıma çok güzel olduğumu fısıldadı" bunu derken Hüzün'ün yüzünde geniş bir gülümseme vardı.
"Ben olsam seni asla kaldırmazdım dansa kibar çocuk işte" dedi Sema.
"Sen kimin tarafındasın acaba Sema?"
"Ben haklıdan yanayım Hüzün'cüğüm, neyse doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış nedense" diyerek lafı alttan alttan sokuşturuyordu Sema.
Hüzün sinirden kıpkırmızı olmuştu. Sema'nın yaşlı nineler gibi ağız ucuyla konuşması çileden çıkarıyordu onu. Ama ona istediğini vermeyecekti. "Sonra eve bırakırken sahilde biraz oturduk 'o kimdi?' diye sordu Mustafa" dedi Hüzün.
YOU ARE READING
HÜZNÜ SİYAH
RomanceBu adam kelimelerin başını döndürüyordu. Her yerde ayyaş gibi dolaşıyordu aşk. İlk defa hayal etti. Gözlerini düşündü, saçlarını, boyunu, ellerini hissetmeye çalıştı. Belki de Sema haklıydı. Bir hayalete aşık oluyordu. Kimbilir kaç kızın yüreğiyle...
