31-Hüzün'ün Sevdiceği

599 127 78
                                    

***Yeni bölüm sizlerle keyifli okumalar diliyorum. Yorumlarınızla desteğinizi bekliyorum...***

***"Ayyyy inanmıyorum sonunda ya sonunda doğru yolu buldu bu kızzz. Şükürler olsun hadi hemen anlatıyorsun hiç bir ayrıntıyı atlamadan."

Hüzün Siyah'ın gelmesinden başlayarak her ayrıntıyı ballandıra ballandıra anlattı Siyah lafı her geçtiğinde Sema "saplantılı manyak"diyordu.

Hüzün anlatırken çok takılmıyor gibi davransa da Siyah'ın mektubu onu biraz ürkütmüştü. Belki de ürkmekte haklıydı kim bilir!***

Hüzün Mustafa'dan bahsedince yüzünde güller açıyor, keyfi yerine geliyordu. Bütün günü hiç bir ayrıntıyı atlamadan ballandıra ballandıra anlatıyordu Sema'ya. Taksimin ortasında Mustafa'nın Hüzün'ü döndürmesinden tut, tomurcuk demesine kadar her şeyi ağzı açık dinledi Sema.

Hüzün anlattıkça Sema dayanamayıp "ay ne kadar romantik adam "deyip duruyordu. Sema Hüzün'ü hiç bu kadar mutlu görmemişti ve arkadaşı adına çok seviniyordu.

Uzun sohbetleri Fatma hanımın gelmesiyle son buldu. Sema biraz Fatma teyzesiyle sohbet ettikten sonra eve geçti. Hüzün ve annesi beraberce sofrayı hazırladılar.

Ardından Hüzün'ün yaptığı kahveleri keyifle içerken Hüzün lafa girdi "Fatma sultanım bizim arkadaşlar bir ara Fatma teyzenin yemeklerinden yemeğe gidelim dediler. Bende annemle konuşurum davet ederim sizi dedim" diye anlattı annesine.

"Kim o arkadaşların" diye sordu Fatma Hanım.

"Ayşegül, Kadir, Mustafa  ve Mine gelecek" diye cevap verdi Hüzün.

"Sınavlarınız başlamadan yapalım o zaman havalarda ısınıyor davet ederiz" dedi Fatma hanım.

Hüzün çok mutlu olmuştu şuan için Mustafa'dan bahsetmek erken olabilirdi. O zamana kadar neler değişirdi kim bilir.

Fatma Hanım yorgun olduğunu söyleyip yatmaya kalkınca Hüzün de odasına geçti. İçinde yaşadığı aşk esintilerini içinden geldiği gibi anlattığı tek yer günlüğüydü ve ona içini dökmek için can atıyordu. 

Günlüğünü aldı, radyodan romantik bit müzik açtı ve yataktaki yerini aldı. Başladı yazmaya yazdıkça içindeki duygular akıyordu kaleminden defterine.

Radyodaki müziklerle dans ediyordu sanki kelimeleri. Tam yazdıklarına dalmıştı ki radyodaki Siyah'ın sesiyle irkildi.

"Sesimin ulaştığı herkese selamlar olsun. Siyah'la birlikteliğiniz başlamış bulunmakta. Bu gecede çok güzel bir program sizleri bekliyor. Telefon bağlantısı olacak, sohbet, mektup her şey var tek eksik sensin o zaman dinle" dedi ve konuşmasını müziğe devretti.

Hüzün bugün ki mektuptan sonra biraz ürkütmüştü Siyah'tan. Buna rağmen radyoda dinlerken daha yakın hissediyordu kendine. Oda haklıydı Hüzün çıkmıştı yoluna ama olmamıştı işte. 

Belki Mustafa kalbine öyle bir giriş yapmasaydı kim bilir neler olurdu ama kader aynı hikayede yazmamıştı ikisini. Yada şimdilik Hüzün öyle sanıyordu.

Radyoyu kapatmayı düşündü ama içinde bir yerler dinlemesi için ısrar ediyordu. Bir kaç şarkı ardından tekrar konuşmaya başladı Siyah.

"Neden demem ki sana yüreğim
Attığın yer benim bedenim diye
Sana hükmedemem.
Ne zaman işgal ettiler bizi böyle
Ne zaman birbirimize bu kadar
yabancı ve hasret kaldık.
Ben değil miydim
bir daha yanmayacaksın diye
sözler veren?
Sen değil miydin
Bir daha başka kalbe göçmem diyen?
Olmadı işte yine düştük vicdansız bir Aşka
O zaman hakkını helal et
Nasıl olsa dönüp kırılacağımız yer aynı..."

HÜZNÜ SİYAHWhere stories live. Discover now