12-İLK BULUŞMA

847 200 15
                                    

(Hafta sonuna yeni bir bölümle başlamaya ne dersiniz?😊)

***Hüzün bütün akşam çok heyecanlı ve düşünceliydi. Annesine de ilk defa yalan söylemek zorunda kalmıştı. Yemekte annesine Mustafa ve Mine ile buluşup hazırladıkları proje için kitap bakacaklarını söylemişti.

Yoksa annesi asla tanımadığı bir adamla buluşmasına izin vermezdi. Yaşı büyüse de annesinin gözünde hala ufak bir kız çocuğu gibiydi. Erkenden yatağa girip uyumak için çabaladı.

Heyecandan kalbinin sesi odadaki eski saatten çok çıkıyordu. Tüyleri ürperiyordu resmen. Geç vakte kadar yatakta döndü durdu. Radyodan müzik açtı ama oda uyku yerine hayallere dalmasına neden oldu. Gece yarısından sonra derin bir uykuya daldı.***

Sabah olduğunda heyecandan erkenden kalktı Hüzün. Annesini uyandırmadan mutfağa girdi. Sobayı yakarken anneciği uyandı. Günaydının ardından hızlıca kahvaltı yapıp giyinmeye gitti.

Hazırlanıp odasından salona çıktığında " Ooo çok süslüsün kızım bugün hayırdır " dedi annesi. Hüzün birazcık utandı kendinden, yalan söylediği için birazda pişmandı ama yapacak başka bir şey yoktu.

Ardından annesiyle vedalaşıp evden çıktı. Sokağın başına doğru yürürken Sema'nın sesiyle irkildi. " Bu ne hal, hani benim seçtiğim kıyafetler. Elbisede giymemişsin okula gider gibi giyinmişsin" dedi Sema sitemle.

"Beni olduğum gibi görmesini istiyorum. O kadar süslenmeye gerek yok  arkadaşım, böyle daha iyi hissediyorum. Hem anneminde dikkatini çekmemem lazımdı. Zaten yalan söylediğim için vicdan azabı çekiyorum. Neyse geç kalacağım vapuru kaçırmamam lazım akşama konuşuruz" dedi Hüzün. Arkadaşıyla vedalaşıp dolmuşlara doğru yürüdü.

Hafta sonu olduğundan sokaklar boştu. Dolmuşta da bir iki kişi vardı. Yolcu bekleyince dolmuş, Hüzün vapuru kaçırmaktan korktu. Neyse ki daha bir saati vardı.

 Yolculuğu boyunca ilk ne demeliyim diye düşündü. Acaba onu hemen tanıyabilecek miydi? Sesi radyoda daha farklıydı acaba normalde nasıldı? Hayal kırıklığına uğramaktan çok korkuyordu.

 Kesin Sema'nın dilinden kurtaramazdı kendini. Metin'i kabul etmedin diye yerdi başının etini. Dolmuştan inip koşarak diğer dolmuşa attı kendini. 

Burası yoğundu ayakta bulduğu yere sıkıştı hemen. Vapurun kalkmasına 15 dk vardı. Bu kadar yolu gelip vapuru kaçırırsa belkide Siyah'ı bir daha hiç göremezdi. Dolmuştan indiğinde vapurun sireni çalıyordu. 

Kalkmak üzereydi ve yolculara son uyarı veriyordu. Hüzün nefes nefese koşturuyordu. Tam son kapı kapanırken bağırdı görevliye " lütfen bekleyin, bu vapura binmem lazım" dedi Hüzün.

 Görevli adam gülümsedi " koş bakalım küçük bayan" dedi ve Hüzün'ün arkasından kapıyı kapattı.

Vapura bindiğinde Hüzün nefes nefeseydi. Üst kata çıkmadan biraz dinlenip, sakinleşmeye karar verdi. Boynundaki kaşkolu bollaştırdı, koşarken dağılan saçlarını elleriyle düzeltti ve kendini iyi hissedince derin bir nefes alıp üst katın merdivenlerine doğru yürümeye başladı.

 O koşturmaca da heyecanını atmıştı ama şuan merdivenlere yürüdükçe yine bedeni titremeye başlamıştı. Hava soğuk olduğundan vapurun kapalı alanı  doluydu. İnsanlar sıcacık çaylarını almış dalgaları seyre dalmışlardı bile.

 Merdivenleri yavaşça çıktı Hüzün, küçük kapı biraz sertti, iterek açtı. Denizin rüzgarı soğukla birleştiğinde daha bir yakıcıydı. Üst kamaraya adımını attı. Dışarıda çok insan vardı. 

HÜZNÜ SİYAHWhere stories live. Discover now