32- KISKANMAK

637 126 93
                                    

***"Beni çok utandırdın çok teşekkür ederim bu güzel cümleler için. Kendine çok iyi bak" dedi ve indi arabadan. El sallayıp Metinin arabasının gidişini seyretti. Kucağındaki papatyaları koklayarak döndü arkasını ve kendine şiddetle bakan bir çift gözle karşı karşı ya kaldı.

Mırıldanma şeklinde döküldü isim ağzından "Mustafa" dedi Hüzün.

Elleri cebinde gözlerinden ateş çıkacakmış gibi bakan Mustafa hareket etmeden öylece Hüzün'e bakıyordu.***

Hüzün ağır adımlarla merdivenlerden çıktı Mustafa'nın yanına geldi.

"Günaydın" dedi ve hafifçe gülümsedi.

"Sanırım bana bir açıklama yapacaksın Hüzün" dedi Mustafa. Sesinde şefkat ve sevgi belirtisinden çok kızgınlık vardı.

Hüzün derin derin gözlerine baktı Mustafa'nın ama kızgınlık, kıskançlık ve öfkeden başka bir şey yoktu. O gözlerin elinde tuttuğu bukete çevrildiğini fark edince panikledi.

"Sadece arkadaşım yanlış anlaşılacak bir durum yok" dedi Hüzün. Alışık değildi birisine bu şekilde hesap vermeye.

"Neden her arkadaşınla buluştuğunda elinde bir buket çiçekle geliyorsun?" Diye sordu Mustafa.

"Sabah yolda görmüş ve seveceğimi düşünüp almış, bir art niyet arama lütfen altında" dedi Hüzün. Bu kıskançlık bu kadar erken mi başlıyordu insanlar arasında.

"Hüzün bir daha seni kimsenin okula bırakmasını istemiyorum. Eğer biri seni evden alacaksa o ben olabilirim. Lütfen o çiçekleri de elinden bırak" dedi ve derin derin gözlerine baktı.

"Birbirimize güvenmeyi öğrenmeliyiz, yoksa bu şekilde birbirimizi yıpratmaktan başka bir şey yapmayız. Bende sana Filiz'le mi konuşma demem gerekiyor?" Dedi Hüzün.

"Filiz bizim aileden biri gibi sizde adam gibi tanışınca anlayacaksın zaten. Hem onun senden haberi var bu arkadaşın benden haberi var mı? Yok!" Dedi Mustafa.

"Seninle tartışmak istemiyorum bu saatte senin için geldim buraya ve bir arkadaşımı kırmakta istemedim. Bu kadar büyütülecek bir şey olduğunu sanmıyorum" dedi Hüzün. Bu defa sesi oldukça kararlıydı.

Mustafa karşısında dik durması gerektiğini biliyordu. Baskın bir karakterdi ve bir kere bunu onun ellerine verirse bir daha toparlayamayacağını da biliyordu.

"Bunu zamanı geldiğinde tekrar konuşuruz Hüzün. Şimdi o çiçekleri çöpe atar mısın? Benim sevgilime benden başka kimse çiçek alamaz bundan böyle." Dedi Mustafa. Ama Hüzün'ün anlamsızca bakan isyankar gözlerine bir açıklama daha yapmalıydı.

Sesi bu defa yumuşak ve ılımlıydı. "İçeriye girdiğimizde herkes bir bize birde bu çiçeğe bakacak ve benim aldığımı sanacak. Bütün arkadaşların ne kadar kibar olduğumla başlayıp açıklama yapınca da farklı algılayacaklar. Lütfen beni bu duruma düşürme" dedi Mustafa.

Açıklamaları mantıklıydı bütün arkadaşları soracak ve Siyah'tan sonra ortaya bir erkek daha çıkacaktı. Bir çok insan bunu yanlış anlaya bilirdi.

"Haklısın yanlış anlaşılabilir onun içinde dediğini yapacağım ama bana bir daha suçlayan gözlerle bakma olur mu?" Dedi ve elindeki papatya buketini çöp kutusunun yanına bıraktı Hüzün. İçine atmaya kıyamamıştı bu güzelim çiçekleri.

Mustafa elini uzattı. Hüzün elini tutsa da biraz kızmıştı ona davranışından dolayı.

"Hadi gidip kahvaltı yapalım tomurcuğum" dedi Mustafa.

HÜZNÜ SİYAHWhere stories live. Discover now