FİLİZİN HİKAYESİ . 1.BÖLÜM

383 17 0
                                    

Merhabalar arkadaşlar:) uzun zamandır bölüm yayınlamadığımın farkındayım. O kadar çok mesaj aldım ki dayanamadım iki bölüm yayınlayacağım. Aslında kitap bitti ve şuan düzenleme aşamasında. Seri olacak bir hale geldi. Tamamını okuduğunuzda elinizden bırakamayacaksınız meraktan. Bende her şeyi çok anlatmadan ama sizlere de farklı bir bakış açısı açmak açısından bölümler yayınlayacağım. en kısa sürede bir kaç bölüm daha sizlerle olacak. sevgiyle kalın :):):) (not: bu iki bölümü yazarken de düzenlerken de gerçekten beni çok ağlattı sizde hissettiklerinizi paylaşıp yorumlarınızı eksik etmeyin)...

Mustafa artık ondan çok uzaklardaydı. Bir zamanlar limanı olduğu gemi çoktan demir alıp gitmişti. Filiz içindeki fırtınalara karşı çıkamıyordu artık. Günden güne dalga kıranları onu korumaktan vazgeçmiş ve dev dalgalarla baş başa bırakmıştı.

Filiz'in bu yok oluşu sadece onu değil ailesini de büyük bir hortumun içine almıştı. Yıllardır dost oldukları, bir gün çocuklarının aile olacağını hayal ettikleri günler geride kalmıştı. Filiz'in durumundan hep Mustafa'yı ve ona söz geçiremeyen ailesini suçlamışlardı. Kızlarının tekrar eski haline gelmesi içinde uzak bir yere taşınmayı tercih etmişlerdi.

Bu uzaklaşma Filiz'in ruh halinde düzelme göstermediği gibi, günden güne garip tavırlar sergilemesine neden olmuştu.

Babası kızının bu hallerine kendince bir çözüm bulup eğitimini tamamlaması için onu Almanya'da güzel bir okula göndermeye karar verdi. Filiz'in eski hoyrat ve asi halinden hiç bir şey kalmamıştı. Ona söylenen her şeyi bir kukla gibi uyguluyordu.

Almanya'daki okula gidince ailesi de onun için yeniden hayaller kurmaya başladı. Babası ara ara yanına gidiyor, kızının durumuyla ilgilenmeye çalışıyordu. Eskisine göre gözle görülür bir değişim oluşmuştu.

Filiz orada yeniden hayatına başlamış kendine bir erkek arkadaş bile bulmuştu. Aynı evde kalmaya başlamaları da ilişkilerinin iyi gittiğinin bir göstergesiydi.

Ama hiç bir şey göründüğü gibi değildi aslında. Filiz kendi kendine konuşuyor. Kahkahalar atarak boşlukta birilerine sarılıyor, geceleri uyumak yerine evin içinde durmadan geziyordu. İki yılın sonunda bu belirtiler daha üste çıktı. Erkek arkadaşı bir kaç kere doktora götürdü ve hep aynı tavsiyeleri aldı. Ailesine geri gönderin uzun bir tedaviye ihtiyacı yorumlarıyla karşı karşıya kalmıştı.

Filiz'in garip halleri okuldaki hareketlerine de yansımaya başladı. Derslerdeki kendi kendine konuşup kahkahalarına kadar ulaştı. Bir anda ağlayıp, bir anda gülüyordu. İnsanlar artık ondan uzak duruyor, yanına oturmak istemiyorlardı. Daha sonra kendisine koyulan şizofreni teşhisiyle ülkesine dönmesine karar verildi.

Erkek arkadaşı bu sürece kadar yanında olsa da değişken ruh halleri, duygusal değişimleri onu çok yormuştu. Ailesine daha fazla Filizle olamayacağını ve yaşadıklarını uzun uzun ayrıntılarıyla anlattı. Filiz hayatında ikinci defa en zor zamanında terk edilerek yaptığı hataların cezasını çekiyordu. Ne kadar yorsa da Filiz'in gidişini yaşlı gözlerle izledi sevgilisi.

Türkiye'ye döner dönmez iyi bir doktora götürüldü Filiz. Hastaneye yatırılıp tedavi edilmesi daha sağlıklı bulundu.

Hastanede kalışıyla daha iyiye gitmeye başlamıştı. Konuşmaları azalmış, uyku düzeni geri gelmiş sadece ilaçlardan kaynaklı mide bulantıları ve kusmaları giderilememişti. Bir hemşirenin Filiz'deki fiziksel değişimleri fark etmesine kadar devam etti.

Filiz 4,5 aylık hamileydi. Yapılan testler onun anne olacağını gösteriyordu. Bu süreç her şeyi değiştirdi. Filiz hastaneden taburcu edildi. Yoğun ilaç tedavilerinden etkilenmemesi umuluyordu bebeğin. Çünkü aldırılacak zamanı çoktan geçmişlerdi kendine bile zor fayda sağlayan kadın bir bebeğe nasıl bakacaktı.

HÜZNÜ SİYAHOnde histórias criam vida. Descubra agora