HÜZNÜ SİYAH

39-HÜZÜN'ün VEDASI

Sevgili dostlar ufak bir sezon arasi yapacağız. İnşallah kitap olarak görmek için bütün çabamız. İnanılmaz heyecanlı bir bölüm sizleri bekliyor. Verdiğim bu arada AZRAİL ve VEDA BUSESİ hikayelerimle devam edeceğim. Desteklerinizi eksik etmemenizi rica ediyorum. Ara ara bölümlerden paylaşımlar yapacağım...sevgiler😍😍😍   **ÖZLEM**

***Annesiyle vedalaştıktan sonra Mustafa koşarak Hüzün'ün kapısını açtı. Koltukta duran bir buket beyaz gülü gören Hüzün'ün kalbi iyice çırpınmaya başladı. Hüzün gülleri eline alıp yerine oturmaya çalıştı. Fatma Hanımda gülleri görünce gülümsedi. Ne güzel şeydi birbirini sevmek. Mustafa'da arabadaki yerini alıp Fatma hanıma el sallayarak yola koyuldular.

"Hazır mısın bu gece olacaklara?" Diye sordu Mustafa.

"Ne olacak ki" dedi Hüzün.

"Bu kadar güzel bir kadın yanımdayken çıldıra bilirim" dedi ve kahkaha attı.***

Yol boyunca keyifle geçti her şey balonun yapılacağı yeri tam olarak bilmiyordu Hüzün ama şuan okul yolunda ilerlediklerinin farkındaydı.

"Okul yolundan mı gidiliyor" diye sordu Hüzün Mustafa'ya.

"Yok tomurcuğum bizimkilerle toplanıp gitmeye karar verdik" dedi Mustafa.

"Benim niye haberim yok" diye sitem etti Hüzün.

"Kadir dün gece aradı onun fikri sevgilim. Hem daha keyifli değil mi?" Diye sordu Mustafa.

"Yooo harika düşünmüş" dedi gülümseyerek Hüzün. Okulun bahçesine girdiklerinde hava artık kararmaya başlamıştı ve etraf boştu. Mustafa arabadan inip Hüzün'ün inmesine yardım etti.

"Kimse yok burada" dedi Hüzün.

"Senin ağaç var ya onun orada bekleyecekler. Birbirimizi aramayalım diye. Hem bak arabaları burada gelip oraya geçmişler. Dedi Mustafa ve elinden tuttu Hüzün'ün. Beraberce ağaçların olduğu yere doğru yürümeye başladılar. Her zaman oturdukları bank boştu ve etrafta da kimsecikler yoktu. Hüzün'ün daha fazla mızmızlanmak istemediği için sessizce yürümeye devam etti.

Birkaç adım sonra yerde serili kırmızı gül yaprakları dikkatini çekti. "Yerler gül yaprağı dolu" diyerek Mustafa'yı uyardı.

Mustafa hiç konuşmadan yürümeye devam etti. O an masanın üzerinde yanan iki küçük mum gözükmeye başladı. Masada tamamen güllerle doluydu. Hava kararmaya başladığından Hüzün uzaktan anlamamıştı. Masaya yaklaştıklarında Hüzün şaşkınlıktan ölecekti.

Masanın önünde durdular. Ağaçların arasından fırlayan arkadaşlarına şaşkınlıkla baktı Hüzün. Ellerinde bir sürü balon vardı. Ortam o kadar güzeldi ki nereye bakacağını şaşırdı Hüzün.

"Neler oluyor burada" diye arkadaşlarına bakarken önünde diz çökmüş Mustafa'yı gördü. Cebinden çıkardığı kutudaki yüzüğü havaya kaldırdı.

"Seni burada ilk gördüğümde anladım Hayatımın geri kalanında olman gerektiğini. Başta korkularım vardı, en büyük korkum seni kaybetmekti Hüzün. Ben bazı hatalar yaptım ama bugün burada ilk defa tanışıyor muşuz gibi karşındayım. Hayatımın geri kalanını seninle geçirmek istiyorum. Evlen benimle..."

Mustafa'nın bu sözlerinin ardından alkış koptu. Herkes kilitlenmiş Hüzün'ün ne cevap vereceğini bekliyordu. Mustafa elini Hüzün'e uzattı.

"Seninle bir ömrü yeniden yazabilirim. Seninle bir ömür yan yana olmak en güzel hayalin gerçek olması" dedi ve elini Mustafa'ya uzattı. O sırada arkadan gül yaprakları yağdı başlarına. Mustafa nazikçe geçirdi yüzüğü Hüzün'ün parmaklarına ve sımsıkı sarıldılar. Ayşegül elindeki balonları sahibine teslim etti. Hüzün balonlara bayılırdı ve hayatı boyunca hiç bu kadar balonu olmamıştı. Arkadaşlarının tebriklerinin ardından artık gitme vaktiydi. Mumları söndürüp arabalara doğru yürümeye başladılar.