28- İlk Öpücük

785 129 96
                                    

Yeni bölüm sizlerle yorumlarınızı ve desteklerinizi eksik etmeyin😉 **Özlem**

***Hüzün daha fazla dayanamadı ayağa kalktı.

"Belki de haklısın biz birbirimizi hiç bulamamışız ki kaybetmeyi düşünüyoruz. Özür dilerim bu konuşma bir daha tekrarlanmayacak. Sana mutluluklar yeni kız arkadaşınla" dedi ve yürümeye başladı.

Mustafa da arkasından ayağa fırladı koşar adımlarla Hüzün'ün peşinden gidip kolundan tuttu ve kendine çevirdi. Gözleri birbirini bulduğu anda birleşti dudakları.***

Hüzün anın etkisiyle kendini bıraksa da bir anda Mustafa'nın kollarından kurtulmaya çalıştı yaprak gibi titriyordu.

"Hişttttt sakin ol" dedi Mustafa kulağına. Sıkıcı sarılıp öylece kaldılar. Arada Hüzün çırpınsa da bunların kurtulma çabaları olmadığını ikisi de biliyordu.

Bir kaç dakika ayakta sarılmış vaziyette kaldılar. Sonra Mustafa Hüzün'ü geriye doğru itip gözlerine ve yüzüne baktı. Al al olmuş yanaklarıyla sanki iki kat güzelleşmişti.

Ardından ellerini avuçlarına aldı "gel oturalım" dedi ve ellerinden hafifçe çekerek demin şiddetle kalktıkları banka aşkla oturdular.

İkisi de nereden başlayacaklarını bilmiyorlardı. Mustafa tam konuşmaya başlayacağı sırada Hüzün parmağını onun dudaklarına dayayıp susmasını işaret etti. Mustafa o parmağa da bir öpücük kondurdu.

Hüzün hiç bir şey demeden koşan adımlarla uzaklaştı parktan.

Mustafa öylece orada kalmıştı. "Artık ruhlarımızda birleşti bunlar son kaçışların be sevdiceğim " dedi ve arkasına yaslanıp kuş seslerini dinlemeye koyuldu.

Hüzün koşarken yüzünde saçma bir tebessüm vardı. Çok mutluydu, heyecandan oracıkta ölebilirdi de niye kaçtığını ve şuan niye koştuğunu bilmiyordu. Neden konuşmasına izin vermemişti? Dolmuş durağına gelince durup nefes aldı ve hemen evlerine giden dolmuşa yerleşti.

Parmaklarını dudaklarında gezdirdi , ilk öpücük öyle bir anda tam filmler de ki gibiydi. Şiddetle kavga eden sevgililer bir anda öpüşürdü. Yüzündeki o şapsal gülümsemeyi hissede biliyordu.

Kafasını pencereye dayayıp gözlerini kapattı. Filmi tekrar tekrar başa sarıp o anı her seferinde farklı canlandırdı kafasında. Kalbinin kimin için attığı çok belli değil miydi artık. Siyahın bu filmde yeri yoktu.

Bunu düşünürken Siyah geldi aklına "eyvah çocuğu kim bilir ne kadar beklettim kapının önünde. Kimseyi böyle kırarak değersizleştirerek çıkaramam hayatımdan." Diye mırıldandı.

Eve gider gitmez ona bir mektup yazıp, olanı biteni biraz farklılaştırarak ona anlatacaktı. Bundan sonra Mustafa'yla bir yolda yürüyecekse hayatını yoluna koymalıydı.

Sonra bir anda gelen bir düşünce onu tokat gibi pembe düşünden uyandırdı. Filiz kimdi Filiz??? Açıklamasına da izin vermemişti ve belki de artık benim bir ilişkim var deyip öptüğü için özür dileyecekti.

İste o an ayakları tekrar yere bastı Hüzün'ün. Ben ne salağım böyle, nasıl açıklama yapmasına izin vermem. İçi içini yemeğe başlamıştı bile şimdi ne olacaktı.

Dolmuştan indi eve doğru cılız adımlarla yürümeye başladı. Sema'ların oradan geçerken bahçe kapısını açıp seslenmeye karar verdi.

"Sema.....Semaaaaaa"

Bir kaç dakika içinde Sema üst katın penceresinde bitti.

"Kuzum gelsene yukarı ya" dedi tüm samimiyetiyle Hüzün'e.

HÜZNÜ SİYAHOnde histórias criam vida. Descubra agora