10-ilk Merhaba

897 220 22
                                    

***" Ne oldu o radyocu çocuk?"

" Bilmem ki" dedi Hüzün "ilgilenmiyorum bu aralar. Okul yoğun derslere verdim kendimi."

"Süper olmuş canım o zaman ben gidim, anneme söylemeden çıktım, bağırınıyordur evde . Sen kalkma ben kapıyı biliyorum" diyerek kahkahayla çıktı odadan. Hüzün yine gözlerini tavana dikerek düşünmeye koyuldu.***

Haklı mıydı? Sema gerçekten bir hayal mi görüyordu? Aşık insanların doğruyu yanlışı ayıramadığı gibi odamı olanları göremiyordu. Hayatında ilk defa birine aşık olmuştu, bir hayal de olsa yaşadığı duygular çok güzeldi. Karalar bağlaması içinde bir neden yoktu. Hele bir son mektubuna cevap gelsin sonrasını düşünürdü. 

İlk defa Siyah'a bu kadar duygularını açık yazmıştı. Anlardı her halde artık oda. Bir süre daha bu hayalle yaşamak güzeldi. Aşkına bir isim bile bulmuştu. Siyahi hayaller... 

Pek hoşuna gitmişti bu isim. Yazdığı şeyler geçti aklından. Bir karşılığı olmalı mıydı? bu kadar güzel hislerin. Yetemez miydi? bu haliyle Hüzün'e. Ne istiyordu ki? Demin evlenmek istemiyorum diyordu neydi duygularının karşılığında beklediği? 

Sıcacık bir el tutmak, rüzgarında savrulan saçlarına dokunan duygular ve aşk istiyordu. Aşkı istiyorum dedi bağırarak. 

Keyfi tekrar yerine gelmişti. Evdeyse biraz işe yaramalıydı. Temizlik ve ders çalışmak iyi olur diye düşünerek yerinden fırlayıp kalktı.

*******

Okulun son günleri daha keyifliydi sanki. Dibinde son yudumu kalan Türk kahvesi gibiydi, içerken yüzünü buruşturup sona yaklaştıkça ağzını şapırdatmak kadar keyifli hissediyordu kendini. Bu benzetmeleri de arkadaşlarını çok güldürüyordu.

Bitime yaklaştıkça okulda gruplar kurulmaya başlanmıştı.  Neredeyse bütün ders hocaları bir proje verip kısa sürelerde bitirmelerini istiyorlardı. Bitirme ödevlerini ortak bir çabayla yapmaya çalışıyorlardı. Son sınıf öğrencileri okul bitimi içinde güzel bir parti düşünüyorlardı. Bununla ilgilenen de bir grup kurulmuştu.

Okulun biraz karışık olması zaman zaman zorluyordu. Düşünceler belirdikçe insanlar bir yöne doğru kayıyorlardı. Okulda eskiden çıkarılan sayılı dergi gazetenin yerini bir sürü taraf bildiren yazıların bulunduğu dergiler almaya başlamıştı. 

Herkes bir tarafta olmaya çalışıyordu. Hüzün ünde bir düşüncesi vardı ama kendisi gibi düşünen bir sürü insan ne kadar keyifli olurdu ki. Her düşünceye saygıyla bakıyordu zarar vermediği sürece. Farklı düşündüğünden bu konuların içinden kendini geri çekiyordu. 

Zaman zaman okulun kapısında çıkan taraf kavgalarından dolayı derslere giremiyorlardı. Polisle karşı karşıya kalan öğrenciler azimle düşüncelerini anlatmak için çaba sarf ediyorlardı. Anneciği her akşam kızını sıkı sıkı tembihliyordu. Ortalığın bu kadar karışık olması korkutuyordu onu.

********

O sabah dersi yoktu Hüzün'ün annesiyle kahvaltı yaptı, etrafı toparlarken kapı çaldı. Hüzün'e seslendi banyodaki annesi "kızım kapıya bakar mısın?"

" Tamam anne" diye cevap verdi Hüzün; hoplaya, zıplaya merdivenlerden inip tahta kapıyı araladı. Postacı duruyordu karşısında. "Mektubun var Hüzün kızım" dedi. 

Hüzün'ün heyecandan kalbinin atışı dışarıdan duyuluyordu. Öylece postacının elinde uzattığı zarfa bakıyordu. Yaşlı adam "alacak mısın ?" Sorusuyla kendine getirdi Hüzün'ü. 

"Tabi ki postacı amca daldım biran." İmzasını atıp mektubu alıp kapıyı kapattı. Heyecandan oracıkta öleceğini hissetti. Okumadan olmaz, merak ederim ben dedi kendi kendine. Sonra bir kahkaha attı kendi kendime de konuşmaya başladım şimdi tamam oldu. Acaba hangi oranda deliyim.

HÜZNÜ SİYAHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin