KARANLIĞIN ŞAFAĞI ♛ Kraliçelerin Savaşı III

33 ♛ ALTIN GÖĞÜN YANILSAMASI

Diyar Rehberi'ne yeni bölümler eklendi. Diyar'ın Hükümdarları hakkında yeni bilgiler öğrenmek istiyorsanız Diyar Rehberi'ne bakabilirsiniz.

33. Bölüm

ALTIN GÖĞÜN YANILSAMASI

Ve mavi.

Aeralel, çizdiği resmin ana rengi olan mavinin tonunu ayarlamak için çok uğraşmıştı. Soğuğu ve aydınlığı yansıtmak kolaydı, eklenen beyaz bunu sağlardı. Ancak resme eklenecek duygu, çizerken en zorlandığı şeylerden biriydi. Bu kez amacı zalimliği, hırsı ve bunlara ters olarak kabullenmişliği, acıyı ve umudu yansıtmaktı. Resme duygu eklemekte zorlanıyordu, ancak bunu seviyordu da. Duygular, resimdeki gerçekliği ve derinliği artırırdı.

Kar Kraliçesi'ni ve Ak Kraliçe'yi resmediyordu. Bu sahne gerçekleşeli henüz birkaç ay olmuştu. Sedef Saray'ın taht odası buzlarla kaplıydı, tavanındaki aylar kırılmış, parçalar etrafa saçılmıştı. Soğuk maviyi ve sıcak beyazı ters düşürmek zordu ancak Aeralel bunu başardı. Yere düşen gümüş miğferi, arka plandaki buzlarla kaplı tahtı ve yerdeki kristal avizeyi, zemindeki çatlakları ve bazı yerlerindeki kanları iyi resmetmişti. Perspektifi, kompozisyonu, dengesi, ışık-gölgesi, renk uyumu muhteşemdi. Aeralel'in yeteneğini küçümsemek hiç kimsenin harcı değildi.

Haftalardır bunun üzerinde uğraşıyordu ve artık bitirmek üzereydi. Kalsedon'daki sanat merkezlerinden birindeydi. Bir haftadır birkaç öğrencisi bile olmuştu. Aeralel, öğretmeyi sevdiğini yıllar önce fark etmişti zaten. Ancak bu resmi ne öğrencilerine ne de saraydakilere göstermemişti. Bir kişi hariç hiç kimse bunu çizdiğini bile bilmiyordu. Kendine ayrılan odada çiziyordu. Bitirdiğinde buradaki insanlara gösterecek ardından Sedef Saray'a götürecekti.

Yeni fırça darbeleriyle zemindeki buza ışığın saçılmasını sağladı. Bunun için beyazı, griyi ve biraz sarıyı karıştırmıştı.

"Sana resmi bırakmamanı söylemiştim, Raena."

Altın Kraliçe, sesin sahibine bakmadı. "225 yaşındayım, Euros." dedi resme biraz daha ışık eklerken. "Sadece seni değil, kimseyi dinlemiyorum." Birkaç adım geri çekilerek resmi incelemeye başladı. Mavi gözleri, ayna parçalarına takıldı. Onları daha ne kadar parlak yapabileceğini düşünürken boyalı elini çenesine götürdü ve çenesinde boya izleri bıraktı. Başını biraz yana eğmiş ve gözlerini kısmıştı. "Bir şeyler eksik sanki." dedi kendi kendine.

"Kusurların, resmi daha iyi yapacağından bahsetmiştin." dedi Euros onun yanına gelip resme bakarak. "Bence eksik yok."

"İnsanlar, iki asrı geçik yaşadım diye olgun biri olduğumu sanıyorlar." dedi Aeralel gülümseyip ona bakarken. "Kusursuz, tecrübeli ve hata yapmayan birini bekliyorlar. Bu yüzden yaşımı sen ve yeğenlerim hariç kimse bilmiyor." Bakışlarını ondan ayırdı ve boyalarına baktı. "Oysa, kusurlar ve hatalar sadece gençlere özgü değil." Sarıya, kahverengi ve kızıl ekledi. "İlk Kraliçe Deisenria'nın hataları vardı mesela. Neredeyse yarım bin yıl yaşamasına rağmen hala sınırlarını bilememişti." Ortaya çıkan altın rengini, yeğeninin saçlarının bazı yerlerine, aynalara ve ardından görülen gökyüzüne biraz ekledi. Bunun için ucu küçük bir fırça kullanmıştı ve sadece bazı yerlere parıltılar eklemişti. "Ve zeminde eksikler var." dedi altın rengi zemine ekleyerek. "Belki biraz daha yansıma eklemeliyim, ne dersin?"

"Buzların olmadığı parlak zemine mi diyorsun?" diye sordu Euros. Aeralel başını salladı. "Buz ve kristal parçalarının keskinliğini bozmadan vereceğin bulanık detaylar güzel durur bence."