53 ♛ OPAL VE AY IŞIĞI*

1K 127 175
                                    

Not: Bölümün ismi değişmiştir.

53. Bölüm

OPAL VE AY IŞIĞI

Altın Kraliçe, beyaz masanın üzerine yapılı haritada elini dolaştırdı. "Soğuk Nehir'in kollarındaki şehirleri istiyorum. Sarin'in Adaleti'nin yanında, Elf Şehirleri'nin kontrolünün bir kısmının bende olmasını istiyorum. Elf Şehirleri savaşlara katılmamalı. Eski başkentler Altın ve Opal'i sizin aranızda paylaştırmaya çalışmak yeni bir savaşa neden olur. Bu yüzden bu şehirleri de ben yöneteceğim. Savaşçı'nın Kılıcı ve Prensesin Gözyaşları yine sizin sınırlarınızda olacak ama o şehirlerde olanlar tüm Diyar'ı etkileyeceği için onlar hakkında bilgi edinmek istiyorum." Elf Şehirleri'ni gösterdi. "Kharin, Nmery'e bağlı olacak. Elearine ise Mysia'ya. Sarin tamamıyla bana ait olacak. Bu yönetim karışıklığının halkı ve konseyleri etkilememesi için çalışmalıyız."

"Yönetimle bu kadar ilgilendiğini bilmiyordum, Aelia." dedi Dymentsia alaycı bir sesle. Masadan biraz uzakta, sandalyede oturuyordu. Aeralel, Nmerysa ve Mysania ise masanın çevresinde ayakta duruyorlardı.

"Ben de, Dymen." dedi Aeralel, not alan Nmerysa'ya bakarak. "Batı Denizi hakkında ne yapacaksın? Koruyucu Hyrelia şu an Elf Şehirleri'nde. Bir şeylerin peşinde olduğunuza şüphe yok."

"Fikrimin değişmeyeceğine emin olun önce." dedi Nmerysa. Haritada Batı Denizi'ne bakıyordu. "Hyrelia'yı, Deniz Kraliçesi yapma peşindeyim."

"Sen ve ilginç fikirlerin..." dedi Dymentsia ayağa kalkarak. Nmerysa'nın düşüncesi ilgisini çekmişe benziyordu. "Benden yardım istememene şaşırdım. Sirenler ve karanlık nehir insanları sana yardım edebilir."

"Reddedeceğini düşünmüştüm." dedi Ak Kraliçe ona bakarak. "Gerçekten bana yardım etmek mi istiyorsun?"

"Faelenis, sınırlarımı zorlamaya başladı." dedi Dymentsia kızgın bir sesle. "Zinaida da denizimin kuzey sınırlarına saldırıyor. Eğer karanlık ve aydınlık deniz insanları arasında sağlam bir barış anlaşması olması için çalışacağına söz verirsen Faelenis ile savaşırım."

"Kabul." dedi Nmerysa hemen. Düşünceleri, kırmızıya dönen mavi göz rengi gibi değişiyordu. "Aklıma bir başka fikir geldi. Hepimizi ilgilendiriyor."

"Söyle." dedi Mysania. Hala ona eskisi kadar güvenmese de şu anki fikirleri onun da hoşuna gitmişti.

Nmerysa, Doğu Ormanı'nı işaret etti. "Dalla ve Larsa, Salirhenia döneminde nehir insanlarına yardımcı oldular. Doğu Denizi'ne gönderdiler onları. Göl insanları, tıpkı Batı Denizi'nin ötesindekiler gibi bağımsız hareket ediyorlar." Parmakları bu kez Doğu Denizi'ni gösterdi. "Doğu Denizi'nin hepimize sınırı var. Gece Kralı Auris bile daha çok hakim doğuya. Doğudaki imparatorluğun sınırlarını güçlendirmek istediğine dair söylentiler duyuyorum. Gölü kendi yanına çekmek istiyor."

"Gökdeniz eskiden Diyar'a aitti." dedi Kara Kraliçe. Gökdeniz, Doğu Denizi'nin diğer adıydı. Doğudaki iç denize bazen Büyük Göl de derlerdi. "Yine Diyar'a ait olabilir. Devler ve cüceler şu anda tamamıyla bana bağlılar. Devler, Rhadenis'in ve Zander'in liderliğinde ormandan ayrıldılar. Cücelerin bir kısmını Gece Dağları'nda yeni tüneller açmaları için kuzeye gönderdim. Bir kısmını yeni silahlar yapmaları için şehirlerime davet ettim."

Yeni kraliçe olan Kızıl Kraliçe, aklına takılanları sordu. "Ordunu sürekli güçlendiriyorsun. Cücelerin madenlerinin çok zengin olduğunu biliyorum fakat hazinen tüm bunlarla zorlanmıyor mu? Ya da halkın?"

Kara Kraliçe başını iki yana salladı. "Eski hükümdarların yaptığı gibi savaş durumunda vergileri arttırmadım. Ordum zaten yaratıklarımla güçlü. Bu yüzden yeni askerler için halkı zorlamadım. Şehirlerimin yönetim sistemlerinde değişiklikler yaptım. Boş arazileri kullanmaları ve eski binaları yenilemeleri için vergi muafiyetiyle ülkemin bilinen insanlarıyla anlaştım. Tahta ilk çıktığım zaman kuzey berbat haldeydi."

KARANLIĞIN ŞAFAĞI ♛ Kraliçelerin Savaşı IIIWhere stories live. Discover now