47 ♛ KARANLIĞIN KALBİ

881 127 128
                                    

Wattpad birkaç haftadır(ay mı oldu yoksa?) sorunlu olduğu için bölüm bildirimleri bazen geliyor, geç geliyor, bazen gelmiyor. Yeni bölüm gelip gelmediğini buradan kontrol edebilirsiniz. (Bölümü güncelleme nedenim bildirimlerin bozuk olması.)

Lütfen oylarla ve yorumlarla varlığınızı belli edin.

İkinci kısmın son bölümüne dek olan neredeyse tüm bölümler birbirinin devamı olacaklar. Yani farklı yerde farklı karakterler ile geçmeyecekler. Bu yüzden önceki bölümleri okuyup okumadığınıza bakın. Bir süredir birbirinin devamı halinde ilerliyorlar. Yoksa okumadığınız kısımlar hakkında ciddi spoiler görebilirsiniz.

Karanlığın Şafağı tam anlamıyla başladı çünkü. Önemli karakterler ölmeye, asıl amaçlar ortaya çıkmaya başladı.

Yorumlarınızı bekliyorum.

47. Bölüm

KARANLIĞIN KALBİ

Kara Ejderha'nın Temsilcisi, daha önce hiç hissetmediği sınırsız ve hükmedilemeyen gücü fark ettiğinde onu kurtarmak için geç kalmıştı.

Kara Kraliçe'nin, en yakın dostunun, isteği üzerine sarayda kalmıştı. Onun dediği gibi sarayda olanları ve şehri takip etmişti. Gece Hanedanının görüştükleri saatleri öğrenmişti, bir şeyler çevirdiği her halinden belli olan Prens Lyktos'u izlemişti.

Birkaç hafta bile geçmeden Diyar'dan haber geldi. Ak Kraliçe ve Kızıl Kraliçe'nin savaştığı öğrenildi. Kara Kraliçe'nin çağrılmasıyla Temsilci Rhadenis onun gideceğinden emin oldu. Kardeşleri arasındaki savaş Safir'de kalmasından önemliydi, kuzeye hakim olma isteğinden, kuzeydeki ittifaklarından ve savaşlarından önemliydi.

Rhadenis, güvendiği insanları burada bıraktı. Kraliçe olmadığı için yetki ondaydı. Rhadenis onun sadece fiili yardımcısı değildi. Resmi olarak da Kara Ülke'de Kraliçe'den sonra gelen kişi oydu. Bu yüzden Safir'de kalan ordunun bir kısmını topladı. Hepsi atlı ve silahlı olan yüz kişiyle beraber Gölge Diyar'a doğru yola çıktı.

Kara Kraliçe'nin Gölge Diyar'a az kişiyle gitme nedeni fark edilmek istememesiydi. Rhadenis onu tanıyordu, dönüşte grubun yarısını Gece Diyarı'na gönderecek ve en hızlı şekilde Diyar'a gitmeye çalışacaktı. Bu yüzden yolda Rhadenis'e haber göndermesi imkansıza yakındı. Rhadenis onu yolda bulmayı planlıyordu, Gölge Diyar'a gitme nedeni buydu. Dymentsia onun karşılaştığı en güçlü kişiydi. Buna rağmen endişesi ve korkusu onu rahat bırakmıyordu. Zinaida'ya güvenmiyordu. Kara Kraliçe'ye yapılacak her saldırı ülkeye yapılmış olacaktı. Zinaida imayı umursamayacak, fırsatını bulduğunda onu yaralamaya çalışacaktı.

Sınırı geçince onunla gelen insanları birden fazla kısma böldü. Yaklaşık elli kişiye Gece Dağları'nın sınırından gitmelerini söyledi. Yirmisini etrafa dağıttı. Gece Diyarı'nda ilerlerken Prens Rhyseion'a veya izine rastlamamıştı. Dymentsia'nın nerede olduğu hakkında en ufak fikri yoktu. Otuz kişiyle nehrin yakınlarından geçen yolda ilerledi. Dymentsia nehirleri severdi.

Yakut Nehir'e yaklaştığında karanlığı hissetti. Sahip olduğu güç sayesinde hükmedilen karanlığı anlayabiliyordu. Atından indi ve nehre yaklaştı. Labradorit yüzüğünü asaya çevirdi. Çevresini keşfetmek için basit bir büyü yaptı. Karanlık çoğaldı, hala izi vardı. Nehrin kenarına vardığında Dymentsia'nın burada olduğuna emindi. Burada gücünü kullanmış, farkında olmadan izini bırakmıştı. Başkalarının da bu izi takip edip etmediğini merak etti. Aynı anda ayağının dibinde bir parıltı fark etti. Eğildi. Altın yüzüğü eline aldı. Dymentsia'nın yüzüğüydü bu.

KARANLIĞIN ŞAFAĞI ♛ Kraliçelerin Savaşı IIIWhere stories live. Discover now