42 ♛ KIŞ SAVAŞI

903 126 120
                                    

Uyarı: Bu bölüm nereden geldi, nereye gitti diye sorabilmekte özgürsünüz. Taslakta uzun zamandır vardı ve uzun zamandır temelleri önceki bölümlerde atılmıştı. Yani öylece birdenbire kafamda ortaya çıkmadı.

Bu savaş.

Ve devamı gelecek...

42. Bölüm

KIŞ SAVAŞI

Buz Diyarı, Kuvars

İttifaklar ve müttefikler değişti. Savaşın boyutu tahmin edilenin üzerine çıktı. Yeminler bozuldu ve yalanlar geç fark edildi.

Komutan Aryandria, Ak Kraliçe'nin onun için hiç kimseye haber vermeden hazırladığı orduyu yanına alarak Buz Diyarı'na doğru ilerledi.

Hiç kimse, onun gücünü bu kadar çabuk toparlayacağını ve kardeşine savaş açacağını tahmin etmemişti. Buna kendi ordusunun komutanı dahildi. Onu görmemişti bile, Veilhr'in verdiği mektubu alalı sadece altı gün olmuştu. Buz Diyarı'nın sınırını geçeli üç gün. Buz Diyarı'nın başkenti Kuvars'ın kızıl sancaklı mavi surlarına varalı birkaç saat.

Kızıl Kraliçe'nin insanlarının olduğu Kristal Saray'a varalı ise yarım saat.

Bu kez yüzünün yaralı tarafını kapatan bir miğfer, üzerinde altın rengi yeni bir zırh vardı. Yanında kendine bağlı iki savaşçısı: Aaron ve Ionia. Arkalarında Ak Kraliçe'nin tüm gücü.

Ak Kraliçe'nin sarayı ve başkenti savunmasızdı. Tüm orduyu onun yanında göndermişti. Eğer başka bir yönden savaş olursa Ak Ülke anında yok olurdu. Aryandria kabul etmeliydi ki Kraliçe zekiydi ve Kuvars'ın korunmasız olmasından faydalanmıştı. Kuvars şehrinin çoğu yeri yıkılmış surlarını geçmeleri iki saat sürmemişti.

Üç kızıl ejder ay ışığıyla gökkuşağının tüm renkleriyle parıldayan Kristal Saray'ın çevresinde uçuyordu. Buz Diyarı'nın geçici yöneticisi sayılan Zanen Sedef Saray'daydı. Kristal Saray'da o anda buranın asıl insanlarından kimse yoktu.

Aryandria onlara saldırmayan hiçbir buz insanına dokunmamıştı. Böylece şehrin tüm sokakları boşaltılmış ve tüm kapıları kapatılmıştı. Buz Diyarı'nın en büyük şehri sanki terk edilmişti. Sarayın çevresinde kimse yoktu ve surları güney büyüleriyle kızıla parıldıyordu.

Şu an dostu sandığı düşmanının sarayında duran Kızıl Kraliçe, hakimiyetini kurduğu bölgenin saldırıya uğradığından habersizdi. Güneş Dağları'nın ordularının buraya gelmesi en iyi ihtimalle iki gün sürerdi. O iyi ihtimal Aryandria'nın ordunun yarısını Buz Diyarı'nın güney ve doğu sınırlarına göndermesiyle bir haftaya çıktı.

Aryandria asla karşısındakini küçümsemezdi. Bu yüzden çok az kişinin olduğunu bildiği Kristal Saray'ın çevresini tıpkı içinde bir ordu varmış gibi kuşatmıştı. Yıkılmış surları geçmemelerini söyledi.

"Hiç kimseye dokunmayın." dedi yanında Aaron'a. Aaron atıyla bunu diğer savaş liderlerine söylemeye gitti. Derin bir nefes aldı, gerçekleşmeyeceğini bilse de denemek zorundaydı. Kızıl Halkın gururunu bilse de, savaştan ve büyüden asla çekinmediklerini bilse de. "İçeri gir." dedi Ionia'ya. "Teslim olmalarını yoksa savaş olacağını söyle."

Ionia tek kelime etmeden onun dediğini yaptı.

Aryandria atından indi. Birkaç savaşçı onun yanına gelirken Kristal Saray'a baktı. Güneş doğmamışken kendilerine yapılanı başkalarına yapıyordu. Habersizdi saldırısı ve buradaki insanların onun müttefiki olması gerekirdi. Düşmanı değil. Bir zamanlar Kızıl Halk onlardandı, Ak Ülke'ye bağlıydı.

KARANLIĞIN ŞAFAĞI ♛ Kraliçelerin Savaşı IIIWhere stories live. Discover now